Yazı Duyurusu

Menu

Browsing "Older Posts"

2018 YILINDA YAŞANAN ÖNEMLİ OLAYLAR

31 Aralık 2018 Pazartesi / No Comments
2018, 2018 yılı önemli olaylar, 2018 yılında yaşananlar, 2018 yılının olayları, 2108 de neler oldu, dünyada 2018, türkiyede 2018, yeni yıl, yılbaşı, odev notları, ders notları

TARİHTE YOLCULUK : 2018

20 Ocak 2018 Türk Silahlı Kuvvetleri, Afrin'e yönelik 'Zeytin Dalı Harekatı' operasyonu başlattı. TSK ve desteklediği Özgür Suriye Ordusu'nun sürdürdüğü operasyona, Afrin'de çok sayıda zeytin ağacının bulunmasından dolayı 'Zeytin Dalı Harekatı' adı verildi.

8 Şubat 20188 Şubat 2018'de, E-Devlet üzerinden 'Soyağacı Sorgulama' hizmeti başladı ve vatandaşlar 1800'lü yıllara kadar olan aile geçmişini görüntüleyebildi. Sistem, yoğun ilgi nedeniyle saatlerce kilitlendi.

12 Mart 2018 İsviçre'de Federal Meclis'in üst kanadı Eyaletler Meclisi gündem yokluğu nedeniyle kapılarını açmadı. Eyaletler Meclisi Başkanı Karin Keller-Sutter, İsviçre medyasına göre, meclise danıştıktan sonra oturumu açmanın gereksiz olacağına karar verdi. Buna göre 46 üyeli meclisin her bir üyesinin meclise günlük maliyeti 735 İsviçre frangı. Bu yıl iki kez kapılarını kapatan meclisin 67 bin İsviçre frangı tasarruf sağladığı bildirildi.

14 Mart 2018 Ünlü olan fizik profesörü Stephen Hawking tedavisi mümkün olmayan ALS hastalığı yüzünden 76 yaşında İngiltere, Cambridge'de yaşamını yitirdi.

18 Nisan 2018 Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 24 Haziran 2018 tarihinde erken seçime gideceğini açıkladı.

4 Mayıs 2018 24 haziran 2018 tarihinde yapılacak olan cumhurbaşkanlığına CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce oldu.

20 Haziran 2018 Kanada Senatosu, ülkede esrar üretimi, satışı ve kullanımını yasallaştıran yasa tasarısını onayladı. Kanada, dünyada esrarın yasallaştığı yedinci ülke oldu. Esrar, dünyanın birçok ülkesinde uyuşturucu madde olarak kabul ediliyor ve üretimi, satışı ve kullanımı yasak maddeler arasında yer alıyor

24 Haziran 2018 4 Temmuz 2018 tarihinde kesinleşen 24 Haziran seçimlerinde, tekrar cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, 9 Temmuz 2018 tarihinde, mecliste yemin etti ve yeni bir sistem başladı.

8 Temmuz 2018 Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde bulunan Sarılar köyü yakınlarında yolcu treni, vagonlardan bir kısmının raydan çıkması sonucu devrildi. Bu kazada 24 kişi hayatını kaybetti, 318 kişi yaralandı.

19 Temmuz 2018 20 Temmuz 2016'da ilan edilen OHAL uygulaması bu gece yarısı itibariyle sona erdi.

25 Temmuz 2018 25 Temmuz 2018'de, bedelli askerlik kanun teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. 1 Ocak 1994'ten önce doğanların 15 bin TL karşılığında, 21 gün eğitim ile askerlik görevlerini yapabilmelerinin önü açıldı.

25 Temmuz 2018 21. yüzyılın en uzun "Kanlı Ay" tutulması, 27 Temmuz 2018'de Türkiye saati ile 20.13'de başladı. Dünya ve Mars gezegenlerinin birbirine en yakın konuma geldiği tutulma esnasında, Dünya'nın gölgesinin altında kalan Ay'ın, farklı bir renk alması birçok insanın ilgisini çekti.

28 Eylül 2018 Endonezya’nın Sulawesi Adası’nda meydana gelen deprem ve tsunamide 2091 kişi öldü. Depremin ardından bölgede 534 artçı sarsıntı kaydedildi.

2 Ekim 20182  Ekim 2018'de, nişanlısıyla evlenmek adına gerekli evrakları toplaması gereken Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdi ve bir daha çıkmadı. Kaşıkçının başkonsoloslukta öldürüldüğünü iddia eden Türk yetkililere karşı bu iddiayı reddeden Riyad, sonradan gazetecinin 'sorgu sırasında çıkan bir kavgada kazara öldüğünü' açıklamak zorunda kaldı.

3 Ekim 2018 Endonezya'nın Sulawesi Adası'nda bulunan Palu kentinin kuzeydoğusundaki Soputan Yanardağı faaliyete geçti. Soputan Yanardağı'ndan püsküren kül ve dumanın 4 kilometrelik yüksekliğe kadar çıktığı belirtildi.

19 Ekim 2018 Endonezya’da, Anak Krakatau Yanardağı’nda son 24 saatte 49 patlama meydana geldi. Çevresinde yaşayanlara bölgeden tahliye uyarısı yapıldı. Deprem ve volkan kuşağındaki Endonezya'da 130 aktif yanardağ bulunuyor.

29 Ekim 2018 Tamamlandığında 6 bağımsız pisti, 500 uçak kapasitesi ve yıllık 200 milyon yolcu kapasitesiyle, dünyanın en büyük havalimanı statüsü kazanacak olan İstanbul Havalimanı'nın açılış töreni, 29 Ekim 2018 tarihinde yapıldı.

27 Kasım 2018 NASA, yaklaşık 6 aydır saatte 19 bin km hızla ilerleyen NASA robotu InSight'ın, Mars'ın yüzeyine sorunsuz bir şekilde iniş yaptığını açıkladı.
13 Aralık 201813 Aralık 2018 tarihinde, Ankara'nın Yenimahalle ilçesine bağlı Marşandiz istasyonunda gerçekleşen tren kazasında, makinistle birlikte 9 kişi hayatını kaybetti.

14 Aralık 2018 Endonezya’nın Sulawesi Adası'nda Palu Körfezi'nin 27 kilometre kuzeyinde olan 7,5 büyüklüğündeki deprem ve ardından oluşan tsunamide hayatını kaybedenlerin sayısı 1407'ye çıktı. 2549 kişi yaralandı. 100'ün üzerinde kişi de kayıp oldu.

23 Aralık 2018 Endonezya'nın Sumatra ve Cava Adası arasındaki Sunda Boğazı'nda meydana gelen tsunamide en az 168 kişinin öldüğü ve 584 kişinin yaralandığı bildirildi. bölgede faaliyette olan yanardağdaki patlamaların ardından yeni ay nedeniyle oluşan gelgit ve toprak kaymasının, tsunamiyi tetiklemiş olabileceği ifade edildi.

27 Aralık 2018 Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yeni yılda 25 kuruşa satılması planlanan poşet uygulamasıyla ilgili meyve, kargo ve kuru temizleme poşetlerinin yer aldığı bazı poşet gruplarının ücretlendirmeye tabi olmayacağını bildirdi.

27 Aralık 2018 27 Aralık 1939 yılında meydana gelen büyük Erzincan depreminin yıl dönümünde Erzincan'da 4,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. İlk belirlemelere göre can ve mal kaybı yaşanmadı.




2018, 2018 yılı önemli olaylar, 2018 yılında yaşananlar, 2018 yılının olayları, 2108 de neler oldu, dünyada 2018, türkiyede 2018, yeni yıl, yılbaşı, odev notları- ders notları

MUTLULUĞUN FORMÜLÜ

20 Aralık 2018 Perşembe / No Comments
hayata yön veren özlü sözler, mutluluğun formülü sözleri, mutluluk üzerine sözler, mutluluğa dair sözler, mutluluğun sırrı, mutluluğun sırları, mutluluğun sırları sözleri, goethe sözleri, goethe


Mutlu olmanın formülü:

1. Keyifle çalışabilmek için sağlık.
2. Zorluklara karşı savaşabilmek için güç.
3. Hataları kabul etmek ve affetmek için kapasite.
4. Hedefe ulaşmak için sabır.
5. Komşuyu da iyi görebilmek için yardımseverlik.
6. Başkalarına faydalı olabilmek için sevgi.
7. Kutsal olanla yaşamak için inanç.
8. Gelecekle ilgili korkuları aşabilmek için umut.  / Johann Wolfgang von Goethe

*

Mutluluk Sözleri

HadiseIerin diIediğin şekiIde geImesini bekIeme. NasıI geIiyorIarsa öyIe geImeIerini iste. BöyIece daima mutIu oIabiIirsin. Başıma geIen eIem ve kederIeri ve her şeyi kabuIIendim. Zira AIIah’ın benim için istedikIeri, benim kendim için arzu ettikIerimden hayırIıdır. ( Epiktetos )
*
İyi yaşamak değiI, yaşamayı iyi biImek mutIuIuktur. ( AeskhyIos )
*
MutIu edemeyeceksen, meşguI de etmeyeceksin. Özdemir Asaf
*
MutIuIuğa giden iki yoI; kendinden çok şey, başkaIarından az şey bekIe. Auberon Herbert
*
Sen beni güIünce mutIu mu sandın. YaIandan yüzüme güIen dünyada… Neşet Ertaş
*
MutIu edemeyeceksen meşguI de etmeyeceksin. Özdemir Asaf
*
BahçeIerinde Iahana ekenIer bizden üç veya dört kat mutIudurIar. RabeIais
*
MutIuIuğun formüIü, gerektiğinde önemsiz şeyIerIe meşguI oIabiImektir. Edward Newton
*
En yüksek mutIuIuğa erenIer biIe, başka arzuIar peşinde deIi gibi koşarIar. Goethe
*
MutIuIuk daima yakınımızdadır, yakaIamak için çoğu zaman eIimizi uzatmak yeter. George Sand
*
MutIu bir hayat istiyorsanız hayatınızı bir amaca bağIayın, kişiIere veya eşyaIara değiI. AIbert Einstein
*
MutIu bir hayat yaşamak istiyorsanız hayatınızı bir amaca bağIayın, kişiIere veya eşyaIara değiI. AIbert Einstein

Kim demiş sevenIer çok şey ister. Avuç içi kadar mutIuIuk yeter.
*
Neden bende ısrar ediyorsun, dedi kadın. Senden başkasını mutIu etmek istemiyorum, dedi adam.
*
MutIuIuğu tasarIayamazsın. Varsa yaşarsın, yoksa bakarsın.
*
MutIu insanIar her şeyin en iyisine sahip oIanIar değiI, sahip oIdukIarını kaybetmeyecek kadar çok sevenIerdir.
*
GüImek seninIe anIam kazanıyor. MutIuIuğu kendinden uzak tutmadıkça…
*
Kimseyi mutIu etmek için kendinizi adamayın! Mutsuz oIdukIarında, iIk kurban edeceği kişi siz oIursunuz.
*
MutIu oImak için mutsuzIuğu biImek gerekir.
*
GüzeIIiğin mutIuIuk değiI, düşünceIerimdeki esrarengiz hayaIin, sevgin ise düşünceIerimdeki mutIuIuk örneğin.
*
En yüksek mutIuIuğa erenIer biIe, başka arzuIar peşinde deIi gibi koşarIar. Goethe
*
İnsanIarın mutIuIukIarı ya da mutsuzIukIarı, kaderin oIduğu kadar da karakterIerinin eseridir. Ia RochefoucauId
*
İnsan öğrendikIeriyIe değiI öğrettikIeriyIe mutIu oIur.
*
MutIuIuğu aramaktan çok, onu eIde etmeni engeIIeyen, seni mutsuz kıIan şeyin ne oIduğunu buI.
*
MutIuIuğun en iyi yanı, sizinIe birIikte başkaIarının da mutIu oImasıdır.
*
MutIu oImak için bekIeme, hayat kısa. MutIu oImak için hayata pozitif bak yeterIi.
*
Sana söyIüyorum ey çokbiImiş hayat! Bak yine mutIuyum herkese inat!
*
MutIu yaşam, tutku ve korku üzerinde mantığın ve düşüncenin eIde ettiği bir zaferdir.
*
BeIki bir gün Iazım oIur diye; kıyıya köşeye biraz mutIuIuk sakIamaIıydık.
*
MutIu bir hayat oIanaksızdır; insanın başarabiIeceği en iyi şey kahramanca bir hayattır.
*
MutIuIuk, sözünü yutanIa değiI, ne oIursa oIsun, sözünü tutanIa yaşanır.
*

MutIuIuğa soruIdu: Nerede oturuyorsun? Dedi ki: AIIah’ın hükmüne razı oIan kaIpte.





Bu yazı, goetheden sözler, goethe kimdir, hayata yön veren özlü sözler, mutluluğun formülü sözleri, mutluluk üzerine sözler, mutluluğa dair sözler, mutluluğun sırrı, mutluluğun sırları, mutluluğun sırları sözleri, mutlu olmak için ile ilgilidir.

SÜKUT ALTINDIR

/ No Comments
acer sözler, altın sözler, dil, resimli sözler, sukut nedir, susmak ile ilgili sözler tumblr, sükut etmek, sükutun çığlığı, sükutun dili, sükutun dili ağırdır duvar yazı, suskun sözler, altın tavsiyeler,

SÜKUT

Söz gümüşse, sukut altındır.
Susmak korkaklık değildir. Korkaklar susmaz. Gürültü yapar.
Sükutun çığlığı ise kulakları sağır eder.
Sükutun dili ağırdır.
Sükut etmesini bilmeyen hayatı anlayamaz...Acer

*

SUSMAK İLE İLGİLİ SÖZLER

EsenIik ve huzur, on kısım ise dokuzu susmaktır. Hz. Ömer
*
İnsan dünyayı zapt eder; ama ağzını zapt edemez. MevIana
*
CahiI kimsenin yanında, kitap gibi sessiz oI. MevIana
*
Susmak, sonsuzIuk kadar derin; konuşmak, zaman kadar sığ. Thomas CariyIe
*
Bazen sesini duyurabiImen için, susman gerekir. StanisIaw J. Lee
*
AIimIer mecIisinde sükut, cahiIIerin en güzeI süsüdür. Bhartrihari
*
Konuşmak iyidir, susmak sozadresi.com daha iyidir, aşırıya kaçıIdığında ikisi de fenadır. La Fontaine
*
Susmak; bazen asaIet bazen nezakettir. HeIe de incitmekten korkuyorsan sevdikIerini, susmak o zaman unutuImak pahasına oIsa da ebedi zerafettir.
*
Konuşup da aptaIIığınızı ortaya koyacağınıza, konuşmayın da hiç oImazsa herkesin şüphesi kaIsın. Abraham LincoIn
*
Deneyim bana gösterdi ki susmak; kendini gerçeğin hizmetine veren kimsenin, ruh disipIini içindedir. Mahatma Gandhi
*
Otoriteyi susmak kadar arttıran bir şey yoktur, söyIemek fikri suIandırmakta, içteki ateşi dışa yayıp köreItmektedir. CharIes de GauIIe
*
Konuşmak susmanın kokusudur. Ya sus git, ya konuş geI, ortaIarda kaIma. YaIan korkakIığın tortusudur. Dürüst kaba oI, eğreti saygıIı oIma. Özdemir Asaf
*
SöyIenecek sözün çokIuğu bazen insanı diIsiz bırakır, tıkanır kaIırsınız. HakIıIığın suskunIuğu diğer suskunIukIara benzemez. Murathan Mungan
*
Senden soruIuncaya kadar susmak, susturuIuncaya kadar söyIemekten hayırIıdır. Hz. AIi
*
Senin sessizIiğini anIamayan, muhtemeIen senin sözIerini de anIamaz. EIbert Hubbard
*
BiIirken susmak, biImezken söyIemek kadar çirkindir. EfIatun
*
Susmak, dayanıIması çok güç bir cevaptır. G. K. Chesterton
*
İnsanın ne konuşacak kadar zekaya, ne de susacak kadar akIa sahip oImaması, büyük bir taIihsizIiktir. Jean de La Bruyere
*
Konuşmak yaradıIıştan, susmak akıIdan geIir. Che Lehmann
*
Bir insan, söyIediği şeyIerden çok söyIemedikIeriyIe de insanIaşır. AIbert Camus
*
Konuşmak ihtiyaç oIabiIir; ama susmak bir sanattır. WoIfgang Van Goethe
*
Ya susmak, ya da suskunIuktan daha kıymetIi bir söz söyIemek gerekir. Pisagor
*
Susmak, kendine güvenmeyenin başvurduğu en emin çaredir. François de La RochefaucauId
*
SöyIemediğim şeyIerin hiçbiri, bana zarar vermedi. CaIvin CoIeridge
*
DoğruIuğun en güzeI meyvesi, susmaktır. Epicuros
*
Susmak gece gibidir bazen en siyah renkIeri biIe örter. Mehmet Deveci
*
İki şey hayatımızı karartır: Susacakken konuşmak, konuşacakken susmak. Sadi Şirazi
*
ÇocukIarınıza diIini tutmasını öğretin, konuşmasını nasıI oIsa öğrenecektir. Benjamin FrankIin
*
SuskunIuk hiçbir zaman, ihanet etmeyen gerçek dosttur. Confucius
*
ÇocukIar susmayı öğrenmek sozadresi.com için okuIIara, yüksek sesIe konuşmayı öğrenmek için de üniversiteIere gidiyorIar. Jean PauI Richter
*
Eğer susarsan, konuşman daha aydınIık oIur. Çünkü sükutta, hem sessizIiğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizIidir. Şemsi Tebrizi
*
En çok da 3 şey yorar insanı; affetmek, içi yanarken susmak ve oImayacağını biIdiği haIde hayaI kurmak. Dövüş KuIübü
*
Çok zor, yürek yanarken nasip deyip susmak.
*
İçiniz kor gibi yanarken susmak, acıIarın en beteridir. Lorca
*
Susmak bazen yaptığınız sozadresi.com en hayırIı iş oIur. İbrahim İncecik
*
Sükut, doğru sözün anasıdır. Benjamin DisraeIi
*
CümIeIer hafif kaIıyor yaşanıIanIarın ağırIığı karşısında. Bu yüzden, susmak bu araIar en çok kuIIandığım iIetişim şekIim.




acer sözler, altın sözler, dil, resimli sözler, sukut nedir, susmak ile ilgili sözler tumblr, sükut etmek, sükutun çığlığı, sükutun dili, sükutun dili ağırdır duvar yazı, suskun sözler, altın tavsiyeler,

ENGELLİLERLE İLGİLİ SÖZLER

3 Aralık 2018 Pazartesi / No Comments

Engelliler Haftasını kutlarım.
*
Engelli insanlara saygı, insanlığa saygıdır.
*
Engel insanın kafasındadır.
*
Her insan bir engelli adayıdır.
*
Engellilere yardımcı olan insani bir vazifesidir.
*
Engellilerin yaşam şartları kolaylaştırılmalıdır.
*
Engelli bir insan özürlü değildir.
*
Engelliler bir toplumun aynasıdır.
*
Özürlü insanlar da bizim insanımızdır.
*
Özel eğitim olmadan çağdaş eğitim olmaz.
*
Engelliler sadaka değil, ilgi ve iş beklemektedirler.
*
Ne oldum değil, ne olacağım demeli.
*
Her insan bir engelli adayıdır.
*
Engelli olmak hiçbir şey yapamamak değildir.
Bizi yapamadıklarımızla değil,
Yapabildiklerimiz ve
Sizlere benzeyen yanlarımızla GÖRÜN…
*
Bugün sağlıklısın ama yarın.
*
Akıllı Olmak Bir Şey Değil, Önemli Olan O Aklı Yerinde Kullanmaktır
Engelsiz bir hayat  istiyoruz
*
Hayatı  paylaşmak  için  engel  yoktur
*
Asıl   engel  beyinlerde
*
Eğitimde  feda   edilebilecek  fert  yoktur
*
Asıl engelliler, karşılarına çıkan engeli geçemeyenlerdir.
*
Engelli insanlara saygı, insanlığa saygıdır.
*
Engellilere  saygı, onlara yaşama sevinci verir
*
Ne oldum değil, ne olacağım demeli.
*
Hayat bizim içimizde biz hayatın içindeyiz (Algı Gelişim)
*
Engel değil destek olun.
*
Özel Eğitim Pozitif Ayrımcılık Gerektirir.
*
Engelli Değil Özel Gereksinimli Diyoruz.
*
Asıl Engel Biziz.
*
ENGELLİ OLMAK ÖĞRENMEYE VE  ÜRETMEYE ENGEL DEĞİLDİR
*
BU DÜNYAYA İSTEDİĞİZ GİBİ  GELMEDİK İSTEDİĞİMİZ GİBİ  GİDEMEYİZ
*
KARANLIĞA SÖYLENECEĞİNE BİR  MUM  YAK
*




altın sözler, engellilerle ilgili atatürkün sözleri, engelli memur, engelliler haftası, engelliler sitesi, engellilerle ilgili özlü sözler,  engellilerle ilgili sözler

NİETZSCHE SÖZLERİ

15 Kasım 2018 Perşembe / No Comments
altın sözler, başarının sırrı, en güzel aşk sözleri, felsefi sözler, nietzsche kimdir, nietzsche sözleri, yalnızlık nedeni, friedrich nietzsche sözleri, başarı sözleri, anlamlı sözler, acı sözler, resimli sözler

Her başarının sonu yalnızlıktır. 

*

Friedrich Nietzsche’nin bazı sözleri:

İnsan ağaca benzer.ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse,o kadar kök salar yere, aşağılara,karanlığa, derinlere kötülüğe.
*
Gerçekten kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz.
*
İnançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir.
*
Hoşlanmadığımız bir düşünceyi öne sürdüğü zaman bir düşünürü daha sert eleştiririz. Oysa, bizi pohpohladığında onu daha sert eleştirmek uygun olacaktır.
*
Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh…
*
Tüm idealistler, hizmet ettikleri davaların her şeyden önce dünyanın tüm öteki davalarından üstün olduğunu düşünürler. Kendi davalarının biraz olsun başarılı olması için, bu davanın tüm öteki insan girişimlerine gerekli olan aynı pis kokulu gübreye açıkca ihtiyacı olduğuna inanmak da istemezler.
*
Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az ..
*
Küçücük bağışlarla büyük mutluluklar kazanmak büyüklüğün bir ayrıcalığıdır.
*
İnsan, diğer insanlardan hiçbir şey istememeye, onlara hep vermeye alıştığı zaman, elinde olmadan soylu davranır.
*
Acıların bölüşülmesi değil, sevinçlerin bölüşülmesidir dostluğu yaratan …
*
Bir şeyden hoşlanmaktan söz edilir, aslında doğrusu, bu şey aracılığıyla kendinden hoşlanmaktır.
*
Kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür.
*
Hakikatin temsilcisinin en az olduğu zaman, onu dile getirmenin tehlikeli olduğu zaman değil, can sıkıcı olduğu zamandır.
*
Doğa bize aldırmadığından, doğanın ortasında kendimizi öyle rahat hissederiz ki …
*
Uygarlaşmış dünya ilişkilerinde herkes, hiç değilse bir konuda kendini başkalarından üstün hisseder.
*
Genel iyiyüreklilik buna dayanır. Çünkü, durum elverirse herkes yardım edebilir, o halde bir utanç duymaksızın bir yardımı da kabul edebilir.
*
Yapacak çok şeyi olan insan inançlarını ve genel düşüncelerini hemen hemen hiç değiştirmeksizin korur.
*
İnsan dilediği kadar bilgisiyle şişinip dursun, dilediği kadar nesnel görünsün, boşuna ! Sonunda her zaman ancak kendi yaşam öyküsünü elde edecektir.
*
İnsanların tarih boyunca farkına vardıkları aşılmaz zorunluluk, bu zorunluluğun ne aşılmaz ne de zorunlu olduğudur.
*
Bugün artık kimse ölümcül hakikatlerden ölmüyor; çok fazla panzehir var.
*
Uygarlık tarafından yokedilme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir uygarlık çağını yaşıyoruz.
*
Sevilmiş olma isteği kendini beğenmişliklerin en büyüğüdür.
*
İnsanları şiddetle kendi üzerine çeken, bir oyunu her zaman kendi lehine çevirmiştir.
*
Çok düşünen ve uygulamalı düşünen, kendi maceralarını kolayca unutur, ama başından geçenlerin çağrıştırdığı düşünceleri hiç unutmaz.
*
Biri kendi düşüncesine bağlı kalır; çünkü ona kendi kendine ulaşmış olduğunu sanır. Öteki ise, onu zahmetle öğrendiği ve onu anlamış olmakla övündüğü için bağlıdır düşüncesine. Sonuç olarak, her ikisi de kendini beğenmişlik …
*
İçine doldurulacak çok şey olduğu zaman, günün yüzlerce cebi vardır.
*
Bir düşmanla savaşarak yaşayan kişinin, düşmanını hayatta bırakmakta yararı vardır.
*
Açıklanmamış karanlık bir konu apaçık bir konudan daha önemli sanılır.
*
Sadece karşıtları cansıkıcı olmayı sürdürdükleri için, arada bir, bir davaya bağlı kalırız.
*
Bir insan kendini hep çok büyük işlere adadığında, onun başka bir yeteneğinin olmadığı pek görülmez.
*
Açıkça büyük amaçlar tasarlayan ve daha sonra bu amaçlar için oldukça yetersiz olduğunu gizlice kavrayıveren kimse, çoğu zaman bu amaçlardan vazgeçecek kadar da güçlü de değildir. İşte o zaman ikiyüzlülük kaçınılmazdır.
*
Gür ırmaklar kendileriyle birlikte bir çok çakıl ve çalı çırpıyı da sürükler; güçlü ruhlar da bir çok aptal ve mankafayı.
*
Bir insanın gerçekten ele almış olduğu düşünce özgürlüğü ile, onun tutkuları ve hatta arzuları da gizli gizli kendi üstünlüklerini göstereceklerini sanırlar.
*
Bir insan yoğun ve kılı kırk yararak düşündüğü zaman, sadece yüzü değil gövdesi de çekinceli bir havaya bürünür.
*
Ruh arayanda, hiç ruh yoktur.
*
İnsan yığınlarının davranış biçimlerini önceden kestirmek için, onların güç bir durumdan kendilerini kurtarmak için hiçbir zaman çok önemli bir çaba göstermediklerini kabul etmek gerekir.
*
İnsan kahkahalarla güldüğü zaman, kabalığı ile tüm hayvanları geride bırakır.
*
Eylem ve vicdan genellikle uyuşmazlar. Eylem, ağaçtan ham meyveleri toplamak isterken, vicdan onları gereğinden çok olgunlaşmaya bırakır, ta ki yere dökülüp ezilinceye kadar.
*
Aşk ve nefret kör değillerdir; ama kendileriyle birlikte taşıdıkları ateş yüzünden kör olmuşlardır.
*
İnsan hatasını bir başkasına itiraf ettiğinde unutur onu; ama çoğu kez öteki kişi bunu unutmaz.
*
Alev, başka şeyleri aydınlattığı kadar aydınlatmaz kendini. Bilge de böyledir.
*
Bir konu hakkında hazırlıksız sorguya çekildiğimizde, aklımıza gelen ilk düşünce çoğu zaman bizim kendi düşüncemiz değildir; ama bizim sınıfımıza, konumumuza ve soyumuza ait olan sıradan bir düşüncedir sadece. Öz düşünceler pek ender olarak su yüzüne çıkarlar.
*
Bizzat kendimizde olan bir değeri övdüğü, okşadığı zaman mucizeyi de, usdışını da kabul ederiz.
*
Yarı-bilim tam bilimden daha üstündür. O, sorunları olduklarından daha kolay görür ve bununla görüşünü daha anlaşılır, daha inandırıcı kılar.
*
Çok düşünen partici olmaya uygun değildir; o, parti arasında düşüncesini çok çabuk sızdırır.
*
Kötü belleğin iyi tarafı, aynı şeylerden bir çok kez, ilk kez gibi yararlanmaktır.
*
Bir kurbanın yoldaşı o kurbandan daha çok acı çeker.






altın sözler, başarının sırrı, en güzel aşk sözleri, felsefi sözler, nietzsche kimdir, nietzsche sözleri, yalnızlık nedeni, friedrich nietzsche sözleri, başarı sözleri, anlamlı sözler, acı sözler, resimli sözler

RIZIK ALLAH'TANDIR!

8 Kasım 2018 Perşembe / No Comments
allah, allaha iman, kısmet, nasip, rızık allahtandır, rızık anlamı, rızık nedir, rızk, rızkı veren allahtır, rızkın sahibi, sözharmanı, rızık hadisler, rızık ayetler, rızık ne demek

RIZIK

Rızık Allah'tandır.
Rızkın sahibi, Allah'tır.
Sana ait olanı kimse alamaz.
Allah'ın nasip ettiği senindir... sözharmanı

*

Rızık nedir?

Rızık deyince aklınıza sadece maddi olan şeyler gelmesin. Hayatımızı kolaylaştıracak ve huzur verecek her şey bu alanda değerlendirilir. 

Rızık deyince aklınıza sadece maddi olan şeyler gelmesin. Hayatımızı kolaylaştıracak ve huzur verecek her şey bu alanda değerlendirilir. Ruhta huzur, bedende sıhhat, kalpte safa, düşüncede sağlıktır rızık. Annenin sesi babanın şefkatidir. Kardeşin varlığı çocuğun tebessümüdür. Allah için bizi seven dostlarımızdır. Allah’ın rızasına uygun olan nimetlerdir rızık…

RIZKIN SAHİBİ ALLAH’TIR

Rabbimiz ayetinde şöyle buyurur: “Birçok canlı rızkını kendi elde edemez. Sizin de onların da rızkını Allah verir” (Ankebut. 60,9)
“Rabbim rızkı dilediğini bol verir dilediğini daraltır” (İsra.30). Kişi ne kadar çaba gösterirse göstersin rızkının ne olacağını Allah bilir. Çünkü rızkın sahibi odur. Müslüman için aslolan helal rızık peşinde koşmak olmalıdır. Helal rızık kişinin dünya ve ahreti için bir kazançtır. Kapitalist bakış açısı ile hareket eden kişiler sürekli aç kalma korkusu yaşıyorlar. Oysa Rabbimiz bizi gören ve gözetendir. Resulullah bir hadisi şerifinde şöyle buyurur: “Allah korkusunu sermaye edinen, rızkına ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur” “Allah-u Teâlâ’ya tam tevekkül etseydiniz sabah aç gidip akşam dönen kuşlar gibi rızka kavuşurdunuz”

ÇALIŞMADAN ELDE EDEMEZSİNİZ

Rabbimiz rızkımızı helal yoldan kazanmamızı emreder. Bunun için kişinin sebepleri kovalaması ve çaba sarf etmesi gerekir. 

*Resulullahla Hz. Muaz arasında geçen şu konuşma önemlidir.
Resullah “Ya Muaz ellerin nasırlaşmış buyurdu.
Muaz cevap verdi:
Evet, Ya Resulullah kazma ve toprakla meşgul oluyor ve bu sayede çocuğumun nafakasını kazanıyorum dedi.
Resulullah Muaz’ı öptü ve şöyle buyurdu:
“Bu eli Cehennem yakmaz”

*Yine bir gün bir genç, sabah erkenden işine gidiyordu. Sahabeden bazıları bunu uygun görmediler. Orada bulunan Resulullah şöyle buyurdu:
“Öyle söylemeyiniz! Eğer kimseye muhtaç olmamak ana babasını ve aile efradını muhtaç etmemek için işine gidiyorsa her adımı ibadettir. Eğer kazanacağı para ile öğünmek keyif sürmek niyetinde ise şeytanla beraberdir”

*Resulullah şöyle buyurur:
Dünya sıkıntıları ahiret rahatlığına sebep olur. Rızık için endişe etmek doğru değildir”

Günümüzde insanlar mahrum kalma aç kalma endişesi ile yaşıyorlar. Burada kişinin üzerine düşen görev çaba göstermek ve Allaha tevekkül etmek olmalıdır. Zira rızkın sahibi Allahtır.

Rızık endişesi yaşayanlar Resulullah’ın şu tavsiyelerini dikkate almalıdırlar:

(Rızkınızın bollaşması için sadaka verin!) Deylemî, Beyhekî

(Sıla-i rahim edenin rızkı bollaşır.) Buhari

(Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar!) İbni Mace

(Cömerdin evine rızık, devenin göğsüne vurulan bıçaktan daha tez gelir.) İbni Mace

(Birbirinize yemek ikram edin ki, rızıklarınızda genişlik olsun.) İ.Adiy

(İstiğfara devam eden, ummadığı yerden rızıklanır.) İ. Mace

(Namaz kılmak, rızkın bereketine sebep olur.) Miftah-ül-Cennet

(Hanımıyla [iyi geçinip] şakalaşanın, rızkı artar.) İ. Lâl






allah, allaha iman, kısmet, nasip, rızık allahtandır, rızık anlamı, rızık nedir, rızk, rızkı veren allahtır, rızkın sahibi, sözharmanı, rızık hadisler, rızık ayetler, rızık ne demek

MEVLİD KANDİLİ DUALARI

2 Kasım 2018 Cuma / No Comments
dulalar, mevlid kandilinde hangi dualar sureler okunur, mevlid kandilinde okunacak dualar, mevlid kandilinde gecesi hangi dualar okunur, tesbih namazı duaları, tesbih namazı nasıl kılınır,

Mevlid Kandilinde Gecesi Hangi Dualar ve Sureler Okunur. İslam âleminin heyecanla beklediği Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (s.a.v)'in doğum günü yani Mevlid Kandilini idrak ediyoruz. Mevlid Kandili nasıl ibadet edilir, bu mübarek yani Mevlid Kandilinde yapılacak ibadetlerde diğer günlerden daha bir önem taşır. Mevlid kandilinde yapılacak dualar ve namazlarda nasıl niyet edileceği konusunda sizler için bilgileri derledik.

TESBİH NAMAZINA NASIL NİYET EDİLİR? 

Mevlid Kandilinde kılınan tesbih namazına niyet edilirken şunlar söylenir;

Yâ Rabbî, niyet eyledim rızâ-i şerîfin için tesbih namazına. Yâ Rabbî, bu gece teşrifleriyle âlemleri nûra garkettiğin sevgili habîbin, başImızın tâcı Resûl-i Zîşân Efendimiz Sallallahu Aleyhi Wesellem'in hürmetine ve bu geceki esrârın hürmetine ben âciz kulunu da afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle"

Mevlid Kandili gecesinde günahların affına vesîle olan tesbih namazı 4 rekat olarak kılınır. Kandil gecesi bu namazı kılabilmek için şu tesbihi ezbere bilmek gerekir.

"Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym"

Tesbih namazında her rekatta okunan tesbih adedi 75'dir. Dört rekatta 300 tesbih okunmuş olur. "Allâhü Ekber" diyerek namaza başlanır. -"Sübhâneke..."'den sonra 15 kere, -Zamm-ı sureden sonra 10 kere, -Rükûda 10 kere, -Rükûdan doğrulunca 10 kere, -Secdede 10 kere, -Secdeden doğrulunca 10 kere, -İkinci secde de 10 kere, okunur.

Böylece birinci rekat namaz kılınmış olur. Tesbih namazında ikinci rekata kalkılınca Fâtiha-i şerîfeden önce yine 15 kere, diğer yerlerde de, tarif edildiği gibi 10'ar kere okunarak 4 rek'at tamamlanır. Mevlid Kandili tesbih namazının diğer tarafları aynen diğer namazlarda olduğu gibidir. Fark sadece okunan tesbihlerdir. İkinci rekate oturulduğunda, "Et-tehiyyâtü..." den sonra, "Allâhümme salli..." ve "Allâhümme bârik...", üçüncü rekat için ayağa kalkıldığında da "Sübhâneke..." okunacaktır. Hatm-i Enbiya bir çeşit tesbihat tır.

Hatm-i Enbiya mübarek gün veya gecelerde, salih kullar,alimler ve tüm müslümanlar tarafından yapılmış ve önemle tavsiye edilmiştir. Hatm-i Enbiya, Hz. Adem (as), Hz. Eyyûb(as) ve Hz. Yûnus (as) okudukları dualardan ve Kur'an'da geçen dualar oluşmaktadır.

Hatm-i Enbiya, şöyle okunur: Önce Eûzü Besmele ile bir "Fatiha" suresive üç "İhlas" suresi okunarak Sevabı, başta Peygamber Efendimize (s.a.v) ve bütün peygamberlerin, ashabın, evliyanın ve meşâyih-i kiramın, din büyüklerinin, salih olan bütün ümmeti Muhammedin ruhlarına bağışlanır.

Sonrasında: 100 adet Salevât-ı Şerife Getirilir. "Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed"

500 adet Hz. Âdem Aleyhisselâm'ın şu duası okunur: "Rabbenâ Zalemna enfüsenâ ve inlem tağfirlenâ ve terhamnâ lenekûnenne minelhâsirîn".

Tekrar 100 adet yine Salevat-ı Şerife getirilir. 500 adet Hz.Eyyûb Aleyhisselâm'ın şu duası okunur. "Rabbi inni messeniyaddurru ve ente erhamürrahimîn"

Sonra Tekrar 100 defa Salevat-ı Şerife getirilir. 500 adet Hz. Yunus (Aleyhisselamın) şu duası okunur. "Lâ İlâhe illâ ente Sübhâneke inni küntü minezzalimîn.

Sonra Tekrar 100 defa Salevat-ı Şerife getirilir. 500 adet şu dua okunur, "Lâ havle ve lâ kuvete illâ billâhil'Aliyyil'Azîm."

Sonra Tekrar 100 defa Salevat-ı Şerife getirilir.

Hatm-i Enbiyâ'da 500'er adet olmak üzere 4 duâ okunmaktadır ve aralarda ise salavat'ı şerifler getirilmektedir. Bu duaların birincisi Hz. Âdem (a.s.)'in, ikincisi Hz. Eyyüb (a.s.)'ün, üçüncüsü Hz. Yunus (a.s.)'un duasıdır.

Bu tertibi bitirince Cenab-ı Hakk'a duâ ve niyazda bulunulur. MEVLİD KANDİLİ DUASI Euzu Billahi Mineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim اَلْحَمْدِللهِ رَبِّ الْعَالمِينَ. وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلىَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلىَ آلِهِ وَصَحْبِهِ أَجْمَعِينَ Allahümme Salli âlâ Seyyidina Muhammedin ve âlâ Âli seyyidina Muhammed (Allahım peygamberimiz Hz.Muhammed'e ve aline evladu iyaline salatu selam ve esenlikler eyle )

Ey talihsizlerin sığınağı, Ey âcizlerin güç kaynağı, Ey dertlilerin tabibi, Ey yolda kalmışların yol göstereni!, Ey çaresizler çaresi! ve Ey her duada bulunana icabet eden ululuk tahtının Sultanı! İçinde bulunduğumuz bu Mevlid Kandili Gecesi hürmetine bizleri affeyle Ya Rabbi!

Ya İlahel Alemin İlk yarattığın nur Efendimiz'in nuruydu. Sen O'nu var etmeden evvel gündüzün geceden, baharın da kıştan farkı yoktu, İyilikler, kötülüklerle iç içe; akıl nefse yenik, ruh da bedenin esiri idi. O Güzeller Güzeli. Varlığın sırrını keşfedip akla yüksek hedefler gösterdi düşünceye kapılar açıp insanın ebedlere namzet olduğunu âlemşümul bir dille haykırdı. Böyle bir elçiyi insanlığa bahşetmenden ve sayısız nice nimetlerinden ötürü sana sonsuz hamd ü senalar olsun.

Ya Rabbi! Güç ve kuvvet ancak kendisine has olan yüce ve büyük Allâh'ım! Mahlûkatın adedince, Zatının rızası, Arşının ağırlığı ve kelimelerinin toplamınca, Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) ve O'nun ehli ve ashabı üzerine salât ü selamla bir kere daha yâdederek huzûr-u İlahi'de el açıp yakarıyoruz

Ey her şeye hayat bahşeden Allahım Bütün insanlık, hatta bütün bir varlık âleminin bayramı sayılan mübarek günleri vardır. Bir gün daha vardır ki, O da Allah Rasûlü'nün dünyayı teşrif buyurarak tenezzülen aramıza girip bizi şereflendirdiği kutlu zamandır. Bizler şimdi o anı yaşıyoruz. Rahmet-i Rahmanın galeyana geldiğine inandığımız bu kutlu zaman diliminde, Mevlid Kandilinin bizim için hakiki bayram olması ümidiyle, ümmet-i Muhammedin hal-i pürmelali açısından bayram hediyesine en muhtaç birer yetim olduğumuz mülahazasıyla, Şefkat Peygamberi'nin ruhaniyetine sığınarak, senden yeniden bir kere daha diriliş istiyoruz

Ya Rabbi. Ey her şeye gücü yeten Allahım Efendimiz'i düşünmekle hayatın hiç kimseye nasip olmayan tadını ve varlığın bitmeyen zevkli maceralarını duyarız. Duyarız imanın yenilmez gücünü, Duyarız Müslümanlığın kahramanlık olduğunu, Duyarız doğruluğun paha biçilmez kıymetler ihtiva ettiğini, Duyarız iffet ve ismetin, meleklerinkine denk insan tabiatının bir buudu haline geldiğini. Nolur bu ve benzeri nice güzellikleri daha derince ve engince Bütün insanların ruhlarına duyur Ya Rabbi!

Ya Rabbel Alemin O'nun terbiyesi, onun üslûbu ve onun sistemiyle yetişmiş olan nesillerin imanları izân ufkuna erişiyor, muhabbetleri çağlayanlara dönüşüyor. Efendimiz'i bu ölçüde duyup sevmeleri münasebetiyle her an daha da şahlanıyor ve O kutlunun arkasında bulunma sevinciyle adeta yeni bir asr-ı saadet yaşanıyor. Sen dünyamıza yeniden bir huzur çağı ve gül devri yaşat Ya Rabbi!

Ey yüceler yücesi Allahım Yüzümüz yok, hicap içindeyiz; Efendimiz'in senin katındaki nazının geçerliliğine de ümitlerimiz tam. Keşke ne seviyede olursa olsun Efendimiz'den hiç uzaklaşmasaydık; ondan gelen ışıklardan ve ruhlarımıza boşalan mânâlardan hiç mahrum kalmasaydık.. Ve onu o inandırıcı çehresiyle içlerimizde hep taptaze ve dipdiri duyabilseydik!.. Sen bizleri kendi uzaklıklarını aşabilen hak ve hakikatleri de bütün derinlikleriyle duyabilenlerden eyle

Ya Rabbi! Ya İlahel Alemin O Güzeller Güzeli Sevgiliyi, bir kere daha misafirimiz eyle.. tahtını sinelerimize kur gönüllerimizdeki karanlıkları kov, bütün benliğimize ruhunun ilhamlarını duyur ve bize yeniden diriliş yollarını göster

Ya Rabbi İnananları karanlıklardan aydınlığa çıkaran Allahım. Her gün biraz daha azgınlaşan şu zulmetleri o kutlunun ışığıyla dağıtıver herkesi inleten zulüm ve adaletsizlik ateşini söndürüver. Her şekliyle kine, nefrete, düşmanlığa kilitlenmiş şu zavallı ruhların boyunlarındaki zincirleri çözüver Sevgiye, merhamete, şefkate hasret giden sinelerimizi muhabbetle, hoşgörüyle coşturuver. Ruhlarımızı aklın aydınlığı, gönüllerimizi de mantık ve muhakeme enginliğiyle buluşturuver. Ve bizi kendi içimizdeki hicran ve hasretlerimizden kurtarıver ya Rabbi!

Ey merhameti bol olan Allahım! Şefkati, adaletini aşkın Gönüller Sultanı'nı unuttuğumuzun ve saygısızlıkta bulunduğumuzun farkındayız. Biliyoruz ki o Rahmet Nebisi incinse de küsmedi, Vefasızlık görsede alakayı kesmedi. Başını yaranlar, dişini kıranlar karşısında bile ellerini açıp dua dua yalvardı. Katiyen lanette bulunmadı. Lanet ve bedduaya âmin de demedi. Sinesini, Ebû Cehil'leri bile ümitlendirecek ölçüde açabildiği kadar açtı ve her sözünü, her davranışını senin rahmetinin enginliğine bağladı. Sen bizleri onun o engin merhametinden istifade eden ve şefaatine de nâil olanlardan eyle ey Rabbi!

Ey ihsanları sonsuz olan Allahım Düşe-kalka olsa da hep Efendimiz'in izinde yürüme gayretindeyiz. Nolur bizi bir kere daha sevindir. Sevindir ki; bağının taptaze fidanlarıyla adını âleme tam duyuracak demdeyiz. Bu dünya ışığa hasret gidiyor. Bizler o kırık azimlerimiz ve o çatlamış ümitlerimizle, yolların hakkını veremesek de hep yollardayız. Sadece hislerimizle de olsa, aradığımız hep senin habibin; Nolur gönüllerimiz bir kere daha onunla dolsun, ufuklarımızı saran şu upuzun geceler yerlerini gündüzlere bıraksın ve viladeti bizim hakiki bayramımız olsun..

Ey yapılan dualara cevap veren Allâhım Sana itaat edilir Sen karşılığını veririsin; Sana isyan edilir, sen bağışlar ve affedersin, Darda kalanlara icabet edersin, Zararı sıkıntıyı ortadan kaldırırsın Hastalara şifa, dertlilere deva verirsin. Günahları bağışlar, tövbeleri kabul edersin. Sen bizlerin dualarını kabul buyur ya Rabbi!

Allâhım Acizlikten, üzüntüden, tasadan, kederden, Korkaklıktan, kabir azâbından, cehennem ateşinden sana sığınırız. Bizleri kötülükten ve kötülerin şerrinden emin eyle ya Rabbi! Ey Yüceler Yücesi! Bize karşı düşmanlık duygularıyla oturup kalkanların kalblerini yumuşatmak murad ediyorsan, bize ve gönüllüler hareketine karşı onların kalblerini yumuşat ve sinelerini daimî bir sevgiyle doldur! Ya Rabbi!

Ey kalbleri evirip çeviren Sultanlar Sultanı! Bizim kalblerimizi de, onların kalblerini de sevdiğin ve hoşnut olduğun güzelliklere çevir! Ya Rabbi! Allahım Sen bizlere bizi aşan istidat ve kabiliyetler ver ve lutfedeceğin bu kabiliyetleri Senin rızan yolunda kullanmayı bizlere nasip eyle ya Rabbi! Allahım Sen bizlere peygamberleri donattığın sıfatları lutfet lakin biz lutfedeceğin bu sıfatları tefahur vesilesi yapmayalım ve hep kendimizi sıfır görelim ya Rabbi!

Allahım Cümlemize vicdan genişliği lutfet, Kalplerimize inşirah bahşet, Bizleri kollektif şuura sahip kullarından kıl, Ve bizleri müttakilere rehber eyle ya Rabbi!

Ey yüceler yücesi olan Allahım Biz ümmeti Muhammedin dağınıklığını gider. Bize ve ülkemize birlik ve dirlik ver. Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle.. Kalplerimizi birbirene ısındır ve Bizleri birbirimize sevdir Dünyanın dört bir tarafında hizmet eden kardeşlerimizi, bizlerle beraber ihlas-ı etemme muvaffak kıl ya Rabbi!

Allâh'ım! Efendimiz Hz. Muhammed (sav)in Sen'den istediği her türlü hayrı Sen'den istiyor, yine Peygamber Efendimizin sana sığındığı her türlü şerden de sana sığınıyoruz.

Yâ Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekremelekremîn! Bizim, anne-baba ve ecdadımızın, bize rehberlik ve kılavuzluk yapan büyüklerimizin, bir harf bile olsa kendilerinden istifade ettiğimiz hocalarımızın, sevdiklerimizin, sevenlerimizin, içinde neşet ettiğimiz beldedeki insanların, Milletimiz fertlerinin, Kadın-erkek inanan bütün arkadaşlarımızın, Dostlarımızın, kardeşlerimizin.. Bize karşı hep civanmertçe davrananların.. hayır dualarında unutmayıp her zaman bizi de yâd edenlerin.. Üzerimizde hakkı bulunan kimselerin.. Kıymetli nasihatleriyle bize bekâ desenli sâlihatın yollarını gösterenlerin... Ve bütün ümmet-i Muhammedin Günahlarını bağışla! Ya Rabbi! Allahım! Duamızın sonunda Sana olan minnet ve şükran hislerimizi bir kere daha tekrarlıyor, Resûl-ü zîşânı, âlini, ashabını bir kez daha salavâtlarla anıyor ve dualarımızı kabul buyurmanı istirham ediyoruz. Ne olur, bizlerin dualarına icabet buyur ya Rabbi!

Amin ve selamün alel murselin vel hamdü lillahi Rabbil-alemin




dulalar, mevlid kandilinde hangi dualar sureler okunur, mevlid kandilinde okunacak dualar, mevlid kandilinde gecesi hangi dualar okunur, tesbih namazı duaları, tesbih namazı nasıl kılınır, 

'ANDIMIZ'I KİM YAZDI?

23 Ekim 2018 Salı / No Comments
andımız, öğrenci andı, andımız kaldırıldı mı, andımız yeniden okutulacak mı, andımız iptal mi oldu, andımızı kim yazdı, reşit galip kimdir, andımız nasıl ortaya çıktı

ANDIMIZ'IN SÜRECİ

Yetmiş altı yıldan beri ilkokullarda her sabah söylenmekte olan ve dün gece kaldırılan 'Öğrenci Andı'nı yazan dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip... Andımız ilk olarak 23 Nisan 1933 yılında okutuldu.

1933 yılındaki ilk hali şöyleydi:

Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
andımız, öğrenci andı, andımız kaldırıldı mı, andımız yeniden okutulacak mı, andımız iptal mi oldu, andımızı kim yazdı, reşit galip kimdir, andımız nasıl ortaya çıktı

1972 YILINDA DEĞİŞTİRİLDİ

And, 1972 yılında değiştirildi. 29 Ağustos 1972 tarih ve 14291 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesinde andda yer alan "budunumu" kelimesi "milletimi" olarak değiştirilirken "Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan cümle ile sonra yer alan "Ne mutlu Türküm diyene" cümlesi eklendi...

1972 yılında şu şekilde söylenmeye başlandı:

Türküm, doğruyum, çalışkanım.
Yasam;
küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi, canımdan çok sevmektir.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene!

1997 YILINDA BİR KEZ DAHA DEĞİŞTİRİLDİ

And, 1997 yılında ikinci defa değiştirildi. "Öğrenci Andı"nın günümüzde söylenmekte olan metni, Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinin Ekim 1997 tarih 2481 sayısında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 10. Maddesiyle belirlenmişti.
andımız, öğrenci andı, andımız kaldırıldı mı, andımız yeniden okutulacak mı, andımız iptal mi oldu, andımızı kim yazdı, reşit galip kimdir, andımız nasıl ortaya çıktı

1997 yılındaki son hali ise şöyleydi:

Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem;
küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm;
yükselmek, ileri gitmektir.

Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!

'Andımız'ı kim yazdı nasıl ortaya çıktı?

1932 yılında bakanlık görevine gelen Reşit Galip'in Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına söylettiği andımız bazı değişikliklerle günümüze kadar devam etti.

1932 yılında bakanlık görevine gelen Reşit Galip'in Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına söylettiği andımız bazı değişikliklerle günümüze kadar devam etti.

Dr. Reşit Galip kimdir?

Rodoslu, eski İttihatçı, Şeyh Sait'i astıran İstiklal Mahkemesi'nin hukukçu olmayan üyesi.

Atatürk'e kafa tutmuş ve onu Rus lokantacı karı-kocaya İş Bankası'ndan verilecek usulsüz bir krediye aracılık etmekle suçlamış.

Atatürk onu sofradan kovduğunda "Bu, milletin sofrasıdır; kaldıramazsınız!" diyerek kafa açınca Atatürk sofrayı terk etmiş. Daha sonra onu affettiğinde iki asker çağırıp iskemlesinden kaldırtmış ve mealen "Ahan da biz adamı istersek böyle kaldırtırız" diye aşağılamıştır.

Birinci Türk Tarih Konferansı'nda Türk ırkının özelliklerini "uzun boylu, uzun beyaz simalı, düz veya kemerli ince burunlu, muntazam dudaklı, çok kere mavi gözlü ve göz kapakları çekik değil, badem gözlü bir ırk" olarak tanımlamış.

Biraz daha ileri giderek "Müslümanlık: Türk'ün milli dini" adlı tezinde, Hz. İbrahim, Hz. İsmail ve Hz. Muhammed'in Türk olduğunu iddia etmiş.

Prof. Afet İnan ‘Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler' adlı eserinde onu şöyle anlatıyor:

"1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya Köşkü'ne geldiği vakit, Atatürk'ün yanında bana bir kağıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı. ‘Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir and meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı' dedi…"

Danıştay'a açılan ‘Andımız'ın iptal edilmesi ile ilgili davada, Danıştay Sekizinci Dairesi, "… Yeni nesillere Türk devletinin ve milletinin bir ferdi olma onurunu duymaya ve hazzını yaşatmaya yönelik…" gibi bir gerekçeyle anayasa ve yasa maddelerine aykırılık bulunmadığını ifade etmiştir.



öğrenci andı, andımız kaldırıldı mı, andımız yeniden okutulacak mı, andımız iptal mi oldu, andımızı kim yazdı, reşit galip kimdir, andımız nasıl ortaya çıktı, ödev notları


ŞİİRİN 'BEYAZ KARTAL'I BAHAETTİN KARAKOÇ

17 Ekim 2018 Çarşamba / No Comments
bahattin karakoç kimdir, bahaettin karakoç kimdir, bahattin karakoç'un hayatı, bahattin karakoçun eserleri, bahattin karakoçoun şiirleri, ıhlamurlar çiçek açtığı zaman şiiri

BAHAETTİN KARAKOÇ KİMDİR?

Bahaettin Karakoç 5 Mart 1930'da Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü kasabasında doğmuştur. Beş erkek, dört kız çocuğu vardır.

İlköğrenimini köyünde tamamlamıştır. Adana-Düziçi Köy Enstitüsü'nde okudu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nden mezun oldu. Kahramanmaraş'taki sağlık kuruluşlarında sağlık memuru olarak çalıştı. Son görev yeri Kahramanmaraş Verem Savaş Dispanseri idi. Buradan 1982 yılında emekli oldu.

Çeşitli gazete ve dergilerde yazdı. Kahramanmaraş'ta 1986-1987 yıllarında Dolunay dergisini çıkardı. Her yıl düzenlenen Dolunay Şiir Şölenlerini başlattı. Çok sayıda ödül almaya hak kazandı. 1986'da Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın şairi seçildi. 1989 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Türkiye'yi temsilen “Strugua Uluslararası Şiir Akşamları Festivali”ne katıldı ve burada bir tebliğ sundu. 1991 yılında Diyanet Vakfı’nca düzenlenen “Münacaat Yarışması”nda “Beyaz Dilekçe” isimli şiiriyle birincilik kazandı. Bahattin Karakoç’un birçok şiiri değişik formlarda bestelenmiştir.

Şair Abdürrahim Karakoç'un kardeşidir.

Abdurrahim Karakoç'un Hayatı ve Şiirleri için lütfen tıklayın...

Kahramanmaraş'taki sağlık kuruluşlarında sağlık memuru olarak çalıştı. 1982 yılında emekli oldu.

Geleneksel şiiri benimsedi. Hareket, Hisar, Türk Edebiyatı ve Töre dergilerinde şiirleri yayımlandı.

Çeşitli gazete ve dergilerde yazdı. Kahramanmaraş'ta 1986-1987 yıllarında Dolunay dergisini çıkardı.
Her yıl düzenlenen Dolunay Şiir Şölenlerini başlattı. 1986 Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın şairi seçildi.
1989 yılında Kültür Bakanlığı tarafından ülkemizi temsilen "Strugua Uluslar Arası Şiir Akşamları Festivali"ne katıldı ve burada bir tebliğ sundu.
1991 yılında Diyanet Vakfı'nca düzenlenen "Münacaat Yarışması"nda "Beyaz Dilekçe" isimli şiiriyle birincilik kazandı.
Bahattin Karakoç'un birçok şiiri, değişik formlarda bestelenmiştir.

Bahaettin Karakoç 16 Ekim 2018 Salı günü vefat etti.

ESERLERİ

Mevsimler ve Ötesi , (1962)
Seyran, (1973)
Zaman Bir Beyaz Türküdür, (1974)
Sevgi Turnaları, (1975)
Ay Şafağı Çok Çiçek , (1983)
Kar Sesi , (1983)
İlkyazda, (1984)
Bir Çift Beyaz Kartal , (1986)
Menzil, (1991)
Uzaklara Türkü , (1991)
Güneşe Uçmak İstiyorum , (1993)
Beyaz Dilekçe, (1995)
Güneşten Öte , (1995)
Dolunay Şiir Güldestesi , (1996)
Leyl ü Nehar Aşk , (1997)
Aşk Mektupları , (1999)
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman, Ay Işığında Serenatlar , (2001)
Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri , (2004)
Ben Senin Yusuf'un Olmuşum , (2006)
-l-Barış Çağrısı Şiirleri-Dünya Barışına Çağrı Grubu-Meneviş Yayınları,(2009)

ŞİİRLERİ

IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

*

IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN II

Bilirsin ki burda değilim artık
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...
Gelir benim yüreğimde toplanır,
Dağların üstünden sıyrılan duman.
Bir yanım mosmordur, bir yanım beyaz,
Bir yanım karakış, bir yanım ilk yaz.
Can evime bakışların saplanır;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman;
Ne sen gurbetçisin, ne ben sılacı.
Senden gayrısına bakmam mümkün mü;
Gözlerimi esir alan dağlardan.
Kapımı üç defa çalan postacı
“Adresinde yok! ” Diye notlar düşer,
Eski adresimde bir hüzün eser;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Eski adresimse kurumuş bir gül,
Gizemli bir ıtır, domur domur kan,
Yaba yaba yelde savrulur gönül,
Firkatli turnalar geçer uzaktan.
Dalgınlığım debimetre tanımaz,
Başım çarpar bir gemi bordasına
Düşerim bir girdabın ortasına
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Birden bezeklenir sevda haritam,
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman...
Lâleler toplarım ben tutam tutam,
Bizim için çalar kıvrak bir keman.
Gök papatya, yer ise lâle bahçesi,
Aşka ışık dokur kuşların sesi.
Seninle hep aynı yerde oluruz;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Kumaşı eprimiş üç mevsim geçer,
İlkyazla uyanır derin uyuyan.
Tan sesine cıvıldaşır serçeler,
Sevdadır anlıma namlu dayayan.
Havuzuma ay ışığı dökülür.
Bilirsin ki burda değilim artık,
Ruhum yağmur yağmur göğe çekilir;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Gülde çiy damlası... Buzum sırçayım;
Güneşe çarpınca param parçayım.
Bir gün Emirgân’dayım, bir Kanlıca’da,
Üsküdar’da, Beykoz’da, Çamlıca’da.
Şehir bir hançerken kan burgacında.
Mekâna sığar mı bu deli yürek?
Bir sevda çeşmesi, bu deli yürek.
Baylanır, beklerken baygın düşerim;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

*

IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN III

Saçlarına pütür pütür yapışmış,
Gözlerinin rengi ile sıvanmış
Bir avuç kuru çiçek topladım.
Kırılıp dökülmesinler diye
Sevgiyle, özenle tek tek topladım.
Yürek fideledim zamana ve mekâna,
Hasat vakti geldi yürek topladım.
Belli ki bu yıl da vuslat gecikecek
Aşıdır, serumdur, besindir her umut,
Ey sevgili umudunu diri tut! ...
Bedenim hür değil, mühlet ver bana,
Er veya geç çıkıp geleceğim sana;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Mevsimi geçiyormuş, geçsin varsın,
Hep böyle dönüyor zaman tekeri.
Biri gider, biri gelir mevsimlerin,
Sonsuzluğu, diri aşklarla kucaklarsın.
Acılardan damıtırsın şekeri,
Sabrı da güzel olur çeyizi hazır kızların.
En ışıltılı çağında yıldızların
Kaç bıldır öteden göz kırpar bana,
Her umut bir yoldaş, her dert âşina.
Sorma ıhlamurlar ne zaman çiçek açar? ...
Beni güneşin ortasına atsalar da
Yanarım, pişerim, gelirim sana;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

*

AŞK

Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki,
Kar altında terleyerek uyanmaktır aşk.

Yanmış iki cesedin kına gibi külleri arasından
Fışkın sürerce dirilip yeniden yanmaktır aşk.

Cümle ağaç kapıları, cümle demir kapıları aşıp,
Bir gönül kapısına dayanmaktır aşk.

Sevgilinin otağını gökkusağına boyayıp gece-gündüz,
Hüznün safran sarısıyla boyanmaktır aşk.

Yaratmaktır ya da sevgilinin toprağından yaratılmak,
Her nefes alıp verişte yanmaktır aşk.

İsmaili bir gönülle teslim olmaktır bıçağa,
Birini kandırmak değil, bilerek kanmaktır aşk.

Diline arılar konar, koynunda karıncalar gezer,
Sevgilinin ölçeğiyle her zaman sınanmaktır aşk.

İsrafil'in Sûr'unu ruhunda duymaktır aşk,
Suyu suyla yumak gibi aşka inanmaktır aşk.

*

BEYAZ DİLEKÇEDEN

Rahman Ve Rahim Olan Adına Sığınarak,
Açtım İki Elimi, Kor Gibi İki Yaprak.

Bir Edep Ölçeğinde Umutlu Ve Utangaç,
İşte Dünya Önünde, Benim Ruhum Sana Aç.

Bu Seyriyen Ellerle, Senden Seni İsterim,
Senden Seni İsterken, Canımdan Çıkar Tenim.

Sana Âşık Ruhumdur, Merceği Yakan Işık
Gözlerim, Cemalini Görmeden De Kamaşık

Bir Mirasyediyim Ben, İflasın Eşiğinde,
Hep Sabırla Çürüyor, İhlas Bileşiğinde.

Kimin Kimlik Ararken, Hem Güler Hem Ağlarım
Yükseklerden Dökülen, Sular Gibi Çağlarım.

Çok Tuzlu Bir Denizim, Her Anım Med ve cezir,
Sana Âşık Olalı, Yüreğim Kutla Esrir.

Döşeğim Kara Toprak, Yorganım Kara Bulut,
Ben Seninle Doluyken, Vurgun Yapamaz Umut.

Her İnsan Günah İşler, Sen’den Saklanır Mı Sır?
Tövbe Dilekçesiyle Sırttan Kalkar Bu Nasır.

Kainatı Yarattın, Donattın, Rızk Verdin,
Kimine Sonsuz Körlük, Kimine Işık Verdin.

”Yanlış Adım Atmayın! ”, Diye İndi Her Kitap,
Sana Açılan Eli, Geri Çevirmezsin Rab.

Ulu Birsin, Sineden Peygamberler Gönderdin,
Gök Yüzüne Yıldızlar, Yere Çiçekler Serdin.

Senden Önce Bir Sen Yok, Kâinatta İlk Sen’sin!
Bu Kâinat Bir Meta, Hepsine Malik Sen’sin!

Rabb’im Seni Tanıyan, Bilir Doluyu – Boşu.
Kapına Geldi İşte, Yorgun Bir Aşk Sarhoşu.

Garibim, muzdaribim Ama Umutsuz Değil,
Seninle Dost Olanlar, Cihanda Mutsuz Değil,

Kulunun Kurbanıyım, Rabb’im Senin Mülkünde,
Garip Kulun, lütfeyle Gülümse Dilekçeme.

Senin İçin Verince, Verenin Feyzi Artar,
Gönülden Bir Sadaka, Dağca Bir Ömrü Tartar.

Kainatta Ne Varsa, Hepsinin Zikrinde Sen!
Hamd Ve Şükür Sanadır, Her Şey Sen’inle Esen!

Sen Ki Sana Geleni, Çevirmezsin Eli Boş,
Âşık Boşa Dememiş: Lütfûn da Kahrın da Hoş!

Bir Beyaz Dilekçedir, Sana Her Yalvarışım,
İmanımla Amelim, Hem Perdem, Hem Nakışım.

Çalı Bile, Kendine Sığınan Kuşu İtmez,
Sen Gafursun, Azizsin, Senin Keremin Bitmez!

Geldim İşte Kapına, Kul Senden Irak Olmaz
Sana Adanmamışsa, Yürekte Yürek Olmaz!

Her Müslüman Bir Kartal, Vurulur Da Pesetmez,
Oruçtan Tad Alanlar, Kemik Peşinde Gitmez.

Bezm-İ Elest'te Sana, Secde Eden Ruh İçin;
Verdiğin Söze Sadık, Doğru Giden Ruh İçin:

Hiç Kimseyi Vatansız, Milletini Devletsiz,
Gönülleri Sevdasız, Şehirleri Mabetsiz;

Bayrakları Rüzgârsız, Ocakları Ateşsiz
Bırakma Ulu Rabbim, Asi Kul Değiliz Biz.

Benden Önce Esirge, Muhammet Ümmetini,
Esen Gitsin Her Kervan, En Sona Ula Beni!

Kâinat Bir Mozaik, Her Şeye Sahip Allah!
Ey Gizli Ve Aşikâr, Her Derde Tabip Allah! ...

*

SEBEP

Dilime sen verdin gül ezgisini,
Bir gönül üzdümse sebebi sensin! ...
Seninle aşmışım dur çizgisini,
Töreyi bozdumsa sebebi sensin! ...

Ufuk ufuk uçtum daldım derine,
Sen öğrettin çoban kimdir, sürü ne?
Daha yaklaşmadan konak yerine,
Göçümü çözdümse sebebi sensin! ...

Bir renk cümbüşüyle sular ışıdı,
Düş bahçeme kuşlar bahar taşıdı,
Kurbanlık koç güldü, bıçak üşüdü,
Hep esrik gezdimse sebebi sensin! ...

Kimi deli diye güler arkamdan,
Kimi suçlu diye tutar yakamdan,
Eller değil,aklım korkar şakamdan,
Kendime kızdımsa sebebi sensin! ...

Düşmanımın yarasını sardımsa,
Muhabbeti sofra sofra serdimse,
Her güzele hemen gönül verdimse,
Petekler süzdümse sebebi sensin! ...

Dostun sitemleri deler bağrımı,
Sağır gökler yutar yanık çağrımı,
Uzun yıllar gizledimse ağrımı,
Ve şimdi yazdımsa sebebi sensin! ...

Beklerim özüme mihman olasın,
Her selâmın canevimi sulasın.
Bende sabır tükeniyor bilesin,
İçmeden sızdımsa sebebi sensin! ...

*

AŞK MEKTUBU III

Ben sevda bölüğünde kıdemli bir askerim
Hizmetim sanadır ey tacidarım
Canı bir emanet bilir taşırım
Bir ırmak delirir geceleri
Bir yıldız kayar ötelerden
Bir bulut geçer Ay’ın önüne
Birden üşürüm
Ve seni daha çok düşünürüm
----------Kokunu en sevdiğim güle veriyorsun! ...

Hangi şekle dönüşürsen dönüş
Hangi kılığa girersen gir
Bilirim ne kadar gerçeksin, ne kadar düş
Gönlüm bir şahindir takarım peşine
Bulur seni saklandığın yerde
Tutar elinden – eteğinden
Bana getirir
----------Sen kendini kolay ele veriyorsun! ...

Sarmal bir sevdayla yaşarken aynalar derbendinde
Bir Aslıhan oluyorsun, bir Leylâ
Beni de mahkûm ediyorsun değişim sürecine
Bir Kerem oluyorum, bir Mecnûn
Dağlara, çöllere vuruyor içimdeki vâveylâ
Firar ettiğimi bilmiyor bölüğüm
Kırık gönlümde kırk düğüm
----------Adımı dile veriyorsun! ...

İçimde ebedî bir sürgünlüğü yaşarım
Hangi gezegende insem rastlarım izine
Dişlerim beyaz kirazlar gibi hep birden sızlar
Ve gülümserim dişçinin elindeki demir kerpetene
Biraz daha fazla bakabilmek için yüzüne
Bir kaya yuvarlanır boşluğa
Kimse bir anlam veremez bendeki hoşluğa
----------Sense yakıp külümü yele veriyorsun! ...

Ben sevda bölüğünde kıdemli bir askerim
Terhis olsam gidecek bir yerim yok
Yüreğimden başka silah taşımam
Bütün adresleri iptal ettim
Benim senden özge gerçek yârim yok
Bir hakkuşu öter geceleri
Aşk, mektup yazmaya zorlar beni
----------Sense yeri – göğü sele veriyorsun! ...

*

KEPEZ

 Ansızın bir karasu iner
Deniz fenerinin gözlerine
Fener kör olur.
Ve ağır ağır uyanmaya başlar
Deniz dibinin devleri
Koç sürüsü dalgalar toslaşır gerine gerine
Ötede yıkkın bir balıkçı köyünün çiçeksiz evleri
Evler ki denizlerde olup bitenleri bilmez
Bense bu kaderi iyi bilirim
Benim adım Kepez…

Yıldızlar olmadı mı, dolunay olmadı mı
Gökyüzü de kördür.
Yüreğindeki kara bulutlar
Durmadan yıldırımlar kusar
Yorgun bir gemi oturur kayalara
Karışır birbirine dua ve küfür
Korkuysa şapkasını her zaman
Kapkara bir dala asar
Bir yosun tarlasında dinlenirken
Gördüm ölümü kaç kez
Selâm verip geçti gülümseyerek
Ben korkusuz Kepez…

Kaç sünger ve inci avcısının
Kanına girdi bu denizler
Kaç taze gelin ihtiyarladı
Bu ufuklara baka baka
Her sabah
Neşeli bir ıslık aydınlığına
Evden çıkıp gidenler
Ya döndüler ya da hiç dönmediler
Yaralı akşamlara
Yalnız kalmayınca aç kalmayınca
Oğlak, kuzu melemez
Ben ne dramlar yaşamışımdır bu kıyıda
Ben Kepez…

Mutlu insanlar da gördüm
Gelip kollarımın arasında sevişen
Ama uzun sürmedi
Şıngır mıngır kristal ömürleri
Ne çığlıklar işittim rüzgârlardan
Mevsim mevsim değişen
Hele de yitik ekmekler gibi ayrılık türküleri
Tedirgin martıların
Kanatları vururken gez
Ben dilsiz bir görgü tanığıyım
Benim adım Kepez…

Gün kısalır,
Bir gece de değişir renk renk haritam
Gün uzar,
Sızlayan süslü bir göğüstür Tarih-i Kadim
Sırdır, ayıptır
Gördüklerimin hepsini anlatamam
Gemiler gelip geçerken
Kaç dilden hüzünlü şarkılar dinledim
Gül yanaklı, lâle dudaklı
Ne güzeller gördüm gitti gelmez
Ben hep aynı yerde beklerim
Benim adım Kepez…

Bazen denize küser de
Gökteki yıldızlarla konuşurum
Bazen gidemediğim yerleri okşamak isterim
Bulamam ellerimi
Ay doğarken başlar
En uzun süren sarhoşluğum
Asırlar kemirse de
Koparamazlar zincirlerimi
Kimse kirli ayaklarıyla
Üzerimi tepeleyemez
Ben beş vakit
Sabrın gül suyuyla yıkanırım
Benim adım Kepez…

*

ALACAKARANLIĞINDA AŞK YOKUŞUNUN

Bulutlar dağlarda örgütleniyor
Yırtılan göklerin gazabından korkuyorum.
Zaman çentik çentik tükeniyor
Çaresizliğin azabından korkuyorum.

Yârin adıyla ıslatıyorum dudaklarımı
Yüreğimde renk renk çiçekler açıyor.
Bir yâr ki yüzünü saklar haramdan
Süzülür prizmamdan al, yeşil, mor.

Cuma günleri gibi en uzun yağmur saçlı
Hasret kokar, sıla kokar, sevgi kokar.
Kabımla kapçığımla ülfeti yoktur
Bakınca daima özüme bakar.

Bir çakır doğandır aşkın sıtması
Geyikler koşuşur damarlarımda.
Körelmiş tırnaklarını rüzgârla sivriltir dağlar
Biraz daha viranız her yitik baharda.

Bulutlar dağlarda örgütleniyor
Dağlardan, çığlardan, sellerden korkuyorum.
Ölü denizlere hicreti anlatmak zor
Aldığını vermeyen yıllardan korkuyorum.

En arkalarda kalmış topal bir bulut
Vadimizin üzerinden seke seke geçip gitti.
Çengelsiz bir türküyle seslendim arkasından
Filim oracıkta bitti…

*

DEĞMEZ Mİ?

Yokluğunu çalıyor içimdeki orkestra,
Kaslarım yanmış gibi durmadan büzülüyor.

Kimi görsem yollarda benim gibi umarsız
Kayıtsız kaldığım an yüreğim üzülüyor.

Kozasının içinde bunalan kelebeğim
Canânın dünyasında perçemler düzülüyor.

Ülkemin toprağına yâr kadem bastığında
Sular hep çıldırıyor,buzullar çözülüyor.

Mavi bir gülücüğün on çeşit yorumu var
Sanki hergün batımı kızıl nar eziliyor.

Yârin hayali bana bir pençe vurup geçti,
Hâlâ güneşe doğru kartalca süzülüyor.

Ayrılık acısını bir ah’la içe çektim,
Sandım ki haritası göklerde çiziliyor.

KARAKOÇ bir maraldan vurgun yemiş,değmez mi?
Nevbaharın gelişi son kıştan seziliyor.

*

BİR ÇİFT BEYAZ KARTAL

Hangi yayla yeşil, nerde keklik çok
Gel seninle orda olalım çocuk.
Kayalar, kayalar... Sırt sırta vermiş;
Kimi yeni mürit, kimisi ermiş.
Otlar dalgalansın biz yürüdükçe
Sular düze insin kar eridikçe,
Gün burnunda bana mavi mavi gül;
Ağız-burun lâle, kaş ve göz sümbül.
Doruklardan doruklara sekelim,
Bir elim göklerde, sende bir elim;
İkimizin yüreciği bir atsın,
Bizi gören bin katarak anlatsın,

Hangi yayla karlı, nerde çiçek çok
Gel seninle orda olalım çocuk.
Bulutlar, bulutlar iç-içe girmiş
Bulutlar ki göğe perdeler germiş;
Çiğdem devşirelim, çiçek biçelim
Susayınca hep ezgiler içelim
Batmasın eline bir gül dikeni
Sen hep beni kolla, bense hep seni
Çıkıp yükseklerden taş bırakalım,
Kopan sese, kalkan toza bakalım,
Tavşanlar ürkerken bu gürültüden
Kaçan tavşanlara ıslıklar çal sen.

Hangi yayla yüce, nerde kavga yok
Gel seninle orda olalım çocuk;
İster Maraş olsun, ister Erzincan,
Sonsuzluk düşüne set değil mekân,
Başın omzumda, omuzum gökte
Ölüm bir ak çiçek bu özgürlükte,
Yaşamaksa bir ışık cümbüşüdür,
Çağıl çağıl akan sevgi düşüdür.
Hani gökyüzünün toy vakti olur,
Kaynaşırlar yıldızlar bulgur bulgur;
En uzak nereyse ora gidelim,
Bulutları yara yara gidelim.

Hangi yayla serin, nerde bühtan yok,
Gel seninle orda uçalım çocuk.
Meşeler, ardıçlar, çamlar yan yana
Biz kanat çırpınca dursun divana.
Bir çift beyaz kartal, hey bu da nesi?
Diyerek şaşırsın çobanın hepsi;
İlk kez görüyoruz desin görenler,
Bütün oymaklarda dolaşsın haber.
Keşiş dağlarından görünsün İstanbul,
Bütün dağ gölleri ışırken pul pul.
Güzel dost, ey hüzne âşina yürek,
Gel gidelim keklik gibi sekerek.

*

İTİRAF DİLEKÇESİ

Şimdi yalan çıkmanın utancını terliyorum
Ortalık olabildiğince bir kör-duman.
Ben kendi dumanımda boğulurken
Beyaz ve siyah atlarını koşturmuş zaman;
Ihlamurlar çiçek açmış
Rüzgâr ıhlamurların türküsünü söylüyor
Çıkıp bir yelkende oturmam mümkün değil
Utancımın terleri kurumadan
Zamanın dışına sarkamıyorum.

Ihlamurlar çiçek açmış, bense hâlâ burdayım
Kavlimize göre böyle olmayacaktı,
Muhakkak sana gelecektim bir çiçek vakti
Yüreklerinde hasret, seslerinde hasret
Turnalar geçiyor memleket memleket
Bense çaresizlikten bir hurdayım
Akbabaların döndüğü son çukurdayım
Yaşanmamış bir gün, gün değil,
suçu takvimlere bırakamıyorum.

Sebep bir değil, beş değil
Ben birincisini söyleyeyim, ötesi kalsın
Kaderin hükmü bu, temyizi olmaz
Yaşanmış bir süreçtir sana rehin bıraktığım yaz,
Yakamaz, yakıştıramazsın, bugün dün değil,
vefasızlıkla ilgisi yok bunun efendim,
Tek başıma çare üretmekten tükendim
İş karışık, içinden çıkamıyorum.

’Gel' diyorsun sürgülüyken kapılar
Mayın tarlasına düşmüş gibiyim
Kasları, kanatları yanmış bir kuş gibiyim
Geç geldi ve uzaktan geçti bu bahar
Kaderin hükmü bu, nasıl geleyim
Ne başım ayıktır, ne kılavuzum var
Özüm dert evidir, düğün değil
Senin havuzuna akamıyorum.

İki tarla arasında takım belirleyen
Bir taş gibi oturup durdum bütün yıl
Gelen şiir yağmurlarını da kapıdan çevirdim ben
Bir gönül öne geçti, bir akıl
Gel gör ki her zaman kaderin dediği oldu
Bu işi bitirmem mümkün değil
Şair dilim lâl şimdi
Derdimi kolayca dökemiyorum.

Yüzüme tokat gibi yapışıyor bakışların
Gözlerimi kapatsam da karşımda duruyorsun
Ihlamurlar çiçek açmış salkım saçak
Sen beni hep kendi sözümle vuruyorsun
Ağlasam ıhlamurların dallarına kar yağacak
Uzatsan da pasaportumun süresini
Köprü su altında kaldı, bugün dün değil
Kaçağım, yüzüne bakamıyorum.

*

ACELEM VAR

Yarına hükmüm geçmez, heybemde azığım yok
Ecel pusuda bekler ve benim acelem var.
Karanlığın çiğ sesi kalkansız karşılanmaz
Çırpınır tutunacak dalı olmayan kuşlar
Benim de acelem var! ...

Yırtık bir paraşütle gökten atlamak olmaz
Toprak kucak açsa da düşmeden donar kanın.
Mum eriyip bitiyor, zaman deli bir rüzgâr
Son nefes ki takvimde hasatı ölü bir yaz
Ve benim acelem var! ...

Bir bineğim olsun ki rüzgârdan hızlı uçsun
Yeri göğe bağlasın som tevhid urganıyla.
Üstüme kar yağarken içimden tepsin bahar
Dost gönlümü ısıtsın yıldızlı yorganıyla
Benim ki acelem var! ...

Aynayı ayna yapan ışık ile gören göz
Tara kâküllerini çökmeden karanlıklar.
Kuş kafesten uçanda dövünmek neye yarar
Bir kez orman yanmasın neye yarar kül ve köz
Bundan ki acelem var! ...

Şeytanı karıştırma, hep sağlam pusat kuşan
“Biraz daha! ” diyenin avını uyku taşlar.
Yörük atlar aksamaz besmele göynüğünde
Son dergâhta yavaşlar
Ve benim acelem var! ...

Yarın için tapum yok, Hakk’tan gayri kapım yok!
Hamurum mayalandı ve benim acelem var! ...
Her şiirde ruhumu ateşlere veririm
Bir yandan balım akar, bir yandan torçum akar
Yüzü ak gitmek için bu günden acelem var! ...

*

ANLARIM ANLATAMAM

Eprimiş giysiler gibi hüzünlü, yorgun
Ve dopdolu bir hâlin var ki anlarım anlatamam! ...

Seslensem dökülecek gülleri gözlerinin
Bu bir deli bahar ki anlarım anlatamam! ...

Has kokunu bir rüzgâr yaralamış süt çağı
Bu öyle bir rüzgâr ki anlarım anlatamam! ...

Yüreğinin parkına ışık ekerken kuşlar
Bu sevdada ne var ki anlarım anlatamam! ...

Ey canımın toprağı, sevincimin kumaşı!
Bu çokluk o kadar ki anlarım anlatamam! ...

Gökleri kucaklarım senin esenliğine
Bu sevgi bir pınar ki anlarım anlatamam! ...

Yüreği yaka yaka derinden akmak nedir?
Gülüm, KARAKOÇ der ki anlarım anlatamam! ...

*

SANA YAZDIM

Mürşidimi soranlara, hep seni tarif ettim,
Her zaman dizlerinin dibiydi, benim mektebim;
Ben tuttum sabırla çile çile yazdım...

Çeksen bile koruyucu kanatlarını üstümden,
Senin öğrettiklerinle şimdi ben ayakatayım;
Anlarsın, bu şiiri sana yazdım...

Her gece yıldızları yakan elimsin diye,
Beynime, yüreğime tercüman dilimsin diye
Adını adımla bile bile yazdım...

Dil susunca uğuldar içimizde ki mağara,
Gönül Mansur gibi bin kez çekilip dara;
Anladım adını güle yazdım...

Şair oğlu şairim, redd-i miras hakkım yok,
Gider gittiği yere, yaydan fırlayan ok;
Bunu her menzile yazdım...

*

KARDEŞÇE

Aşk deyince duman çöker gözlere
Vuslat sana,hasret bana gülümser
Ruhum pervazlanır nebülözlere
Ay sulara,toprak cana gülümser

Her gece dolaşık düşler görürüm
Gölgemi gittiğim yere sürürüm
Her sabah duyduğum sese yürürüm
Dil ehline,göz civâna gülümser

Ha gayret de bıçkın gönül ha gayret
Yüksel gök katına,arz’ı seyran et
Sırt sırtadır dünya ile ahiret
Zemin berkse hep tavana gülümser

Ses atları alışınca eyere
Süvariler hazır demek sefere
Önde giden artta gelen nefere
Aras nehri Nahçivan’a gülümser

Ağrı göğe bakar,Kars’sa Iğdır’a,
Rüzgâr bulut toplar yağmur yağdıra
Dağlar da,kentler de hep sıra sıra
Erzurum’sa Erzincan’a gülümser

Yiğitler kadaya karşı duranda
Rüzgârlar uğuldar ulu Turan’da
Ay’ın şavkı yüreklere vuranda
Yüce dağlar âsümâna gülümser

*

EYLÜLE GAZEL-I

Tepeler gözüme şakul görünür
Ay bir civan, bulut kakûl görünür.

Hangi atın eyerinden doğrulsam
Her yaprak sarı bir bülbül görünür.

Tarifi zor gönlümdeki güzelsin,
Kaşları yay, saçları tül görünür.

Görende mi hüner, görünende mi?
Isırgana baksam sümbül görünür.

Ufku boylar her busenin alevi
Ve her ateş kızıl bir gül görünür.

Gönül, dostun kokusunu alınca
Değnekten at yahşi düldül görünür.

Aşkın darasını düşsem özümden
Kuru ömrüm bir avuç kül görünür.

Aşk merkezli KARAKOÇ'un gözüne
Bütün yorgun aylar eylül görünür…

*

EYLÜLE GAZEL-II

Şükür ki sevgiliyle beraberiz
Birlikte kotarır yer ve içeriz.

El-ele gezeriz sahil boyunca
Martı olur, turna olur uçarız.

Denizi dinleriz dolunay vakti
Uzak ufuklara yelken açarız.

Biz yıldız toplarken hava bozulur
Yağmur başlar, yuvamıza kaçarız.

Bir toprak kokusu siner yuvaya
Renk renk hülya kumaşları biçeriz.

Biz bize yaşarız maziyi, hâli
Anılarla geleceğe göçeriz.

Gülümser dünyaya güz çiçekleri
Gülümser, çevreye ışık saçarız.

Bahçelerden yansır eylülün yüzü
Fasl-ı hazan der de fasıl geçeriz.

En olgun, en tatlı meyve sorulsa
Meyveler içinde aşkı seçeriz.

KARAKOÇ, firkatten davacı olma
Sübut delili az, dilde nâ-çarız! ...

Kaynak:www.antoloji.com



bahattin karakoç kimdir, bahaettin karakoç kimdir, bahattin karakoç'un hayatı, bahattin karakoçun eserleri, bahattin karakoçun şiirleri, ıhlamurlar çiçek açtığı zaman şiiri, şairler ve yazarlar


RASİM ÖZDENÖREN SÖZLERİ

10 Ekim 2018 Çarşamba / No Comments
rasim özdenören, rasim özdenören şiirleri, rasim özdenören sözleri, rasim özdenören bitişi olmayan şiir, bitişi olmayan şiir, yedi güzel adam sözleri, kahramanmaraşlı şairler, maraşlı şairler

BİTİŞİ OLMAYAN ŞİİR

Tak tak ayak seslerini aç köpeklerin işittiği bir yer vardır. Orası aynı zamanda
yıldızların kaydığı yerdir de…

Buzul çağından kalma virüslerle sanal

virüslerin oynaştığı düzlemi biliyorsunuz.

Köpük kabuklarının

Ay parçasına dönüşmüş iç denizlerin

İç denizlerde yitmiş olan yıldızların en

mahrem yerindeki kara parçalarının

Yağmur homurtularının

Ve homurtulu yağmurun

Buluştuğu bir yer vardır…

Sevgililerin ruhu orada

Kızgın tavada kaynayan yağın içine damlatılmış toplu iğne başı büyüklüğündeki bir asit kabarcığıdır: ortalığı velveleye verir sıçrayışları coşku dolu bir cümbüştür yağ kabarcıkları

birbirine çarpıp hırçınlaşarak gazaba gelip

kudurarak buluşur.

Sokak içleri mutlaka yağmurludur.

Ve mutlaka o kasabadan bir tren geçer.

Tren istasyonu

Kasabanın tam da orta yerindedir.

İtiraf edilmemiş aşka musap aşıkın trenden ineceği istasyon tam da bu kasabadadır. Ve

sevgilinin evi istasyon civarındadır.

Filmin başladığı ve koptuğu yer…

Serseri aşık oralarda dolaşır.

Başından aşağıya yağmursuları boşalır.

Trençkotunun kirden kapkara yağ bağlamış dikiş yerleri yağmur suyuyla kabarmış yağmur suyunun incecik selleri aşığın boynundan aşağıya incecik derecikler halinde

kayıp durmaktadır…

Sevgilinin evinin yakınındadır ya, bu her şeye bedeldir. Bütün bir ömür boyu o evin karşısındaki küçücük parkta, o parkın kanepesinde, bu yağmur üstüne kovayla boşalırken beklemeyi göze alabilir.

Orada ıslanarak, kahrolarak, mahvolarak şiirler terennüm etmek, söylenmemiş ne kadar şiir varsa hepsini bir anda, iç içe söylemek,

söylediğini baştan sona bir kez daha tekrarlamak ve bütün tekrarları parçalayıp atmak

Parçalanmış şiir kağıtlarını uçsuz bucaksız denizlere savurup onlardan donanma yapmak

Donanmayı ağır aşklara refakatçi kılmak

Ve böyle böyle yolculuğu sürdürmek:

beklediği budur.

Çocukluğun ilk aşkı ordadır, dilek

tutulur, parmak uçları birbirine dokunur

sonra bilgiçlikler delirmiş kan kanda

topaklanan bilginin bilgisi seslenirsin imdat der gibi bir sabah vakti bilgin! bilgin!

Bilgin azizleşir muazzez aşkın toy sevgilisi olur.

Her aşk bir afet ve felaketse, her aşk bir belaysa.. aşıkı kovalar.

Aşık sevgilinin ardındaysa, bela da aşıkın ardındadır. Kovalar onu. Bitişsiz olarak, ölümsüz olarak, müebbede hükümlü olarak..
*
SÖZLERİ:

”Allah’tan başkasına kulluk edeni Allah her şeye kul eder.”
*
”Hem milliyetçi olacaksınız hem de anti emperyalist bu mümkün değil.”
*
”Müslümanın anti emperyalist oluşu, basit bir siyasi tavır alma meselesi olarak yorumlanmamalı.”
*
”Sözünün söylenmeye değer olduğuna inanan kimsenin bu sözünü söylemekten vazgeçtiğine tanık olunmamıştır.”
*
”Müslüman çağın gözüyle İslama bakmaz, İslamın gözüyle çağa bakar.”
*
”Aslında, ilim denilen vakıanın mücerret gayesi, insanın kendi nefsini beğenmekten alıkoyması, artı, ilinde derinleştikçe, kendi hiçliğini, aczini daha derinden hissetmesine yol açmasıdır.”
*
”Yanan her yürek, nerde bir alçak varsa onun yüreğine saplanan bir hançer olmalı.”
*
”İnsan ancak Allah’ın rızası için hareket ederse hasbiliğini de nefsinin iğvalarından korumuş olur. Yoksa mücerret hasbî olma iddiası insanı kolaylıkla nefsinin rızasına râm edebilir.”
*
”Hem bu deveyi güdecek, hem bu diyarda kalacağız. Çünkü deve de bizim, diyar da.”
*
”Ama ”kendini bilme”den maksat, temelde, ”kul” olduğunu bilmesidir.”
*
”Küstaha şefkatle davranıldığında yola geleceğini düşünen aldanır: ona, onun anlayacağı dille konuşarak haddi bildirilmelidir.”
*
”Kimi zaman başkalarının adaletindense, kendi inandıklarına sığınmak yeğdir.”
*
”Oysa zaman belki bir ömür boyu süren bir tek andır.”
*
”Çünkü beklemek çok korkunçtur, usul usul geleceğini bilerek ama ne zaman ölüm meleğinin kanadını açıp kendisini kapacağı anı bilmeden, bu meçhul anı bilmeden beklemek.”
*
”Herkes kendi görüşünü, kanaatini dile getirmek için demokrasi istiyor, fakat aynı haktan başkasının yararlanmasına sıra gelince, bunu, üstelik demokrasinin geleceğinin tehlikeye düşebileceği gerekçesiyle önlemeye çalışıyor. Niçin?”
*
“İşte yaşamak dediğin böyle ikilemlerden, zor sorulardan ibaret.”




rasim özdenören, rasim özdenören şiirleri, rasim özdenören sözleri, rasim özdenören bitişi olmayan şiir, bitişi olmayan şiir, yedi güzel adam sözleri, kahramanmaraşlı şairler, maraşlı şairler