Yazı Duyurusu

Menu

Browsing "Older Posts"

ALTIN SÖZLER

29 Nisan 2019 Pazartesi / No Comments


Sözler görüntüye dönüşüyor ve daha anlamlı bir hale bürünüyor.

Altın sözler videosu...İyi seyirler...




sözharmanı, sözler video, altın sözler videosu, altın sözler youtube, söz harmanı yotube, en güzel sözler videosu, videolar

CUMA MESAJLARI VİDEOSU

/ No Comments


cuma mesajları video, cuma mesajları youtube, cuma mesajı vidoları, youtube söz harmanı

HAFTANIN YAZISI

/ No Comments
haftanın yazısı, ibretlik olaylar, ibretlik hikayeler, ibret alınacak olaylar, ibret alınacak sözler, ibretlik sözler, ilginç olaylar, yaşanmış hikayeler, adalet ile ilgili hikayeler, adaletsizlik hikayeleri

ADALETİN ÖNEMİ

Çok eskilerde deri işi ile uğraşanlar derilerini balya haline getirip avlulu evlerinde depo ederlerdi.

Hakimlerin yerine Kadı’ların görev yaptığı o tarihlerde adamın biri bütün derilerini evinde balyalar halinde muhafaza ediyormuş. Kış şartları çok ağırmış ve her taraf karla kaplıymış. 

Hırsızın biri, bir gece gizlice adamın evine girer, amacı ev sahibinin derilerini çalmaktır. Taşıyabileceği kadar deri balyasını önce depodan avluya taşır oradanda sokak kapısını açarak evin dışına çıkarır ve kar üstünde sürükleyerek çeker götürür. Sabah olup ışık doğuncaya kadar adam birkaç kez bu işlemi tekrarlar ve epey balyayı kendi evine taşımış olur.

Sabah ev sahibi uyandığında deri deposunun boşalmış olduğunu farkeder.
Ama kar üzerindeki mevcut izlere baktığında hırsızı bulmanın çok zor olmadığını anlar. Çünkü deri balyaları kar üzerinde sürüklenerek götürülmüş olduğundan, hırsızın evine kadar sürüp giden bir iz vardır.

Adam giyinir ve izleri takip ederek hırsızın evine kadar ulaşır ve kapısını çalar
Hırsız kapıyı açar ve gelene ‘’buyur ne istiyorsun’’ der.

Derilerin sahibi hırsıza ‘’Sen benim derilerimi çalmışsın diye çıkışır ama hırsız yavuz çıkmıştır, hayır ben senin derilerini filan çalmadım iftira ediyorsun der.

Deri sahibi hırsıza ‘’Bak izler senin evine kadar geliyor, inkar etme ve derilerimi ver aksi halde kadı’ya gidip seni şikayet edeceğim’’ der.

Hırsız da kendinden gayet emin biçimde ‘’Kime şikayet edersen et, ben deri falan çalmadım’’ deyince deri sahibi Kadı’nın yolunu tutar.

Bu gören hırsız hemen giyinir ve kadı’ya adamdan önce yetişebilmek için damlardan atlayarak, kısa yolları tercih ederek bir nefeste Kadı’nın huzuruna gelir.

Kadı’ya ‘’Kadı efendi ben birinin derilerini çaldım, kendisi şimdi yolda beni sana şikayete geliyor, beni bu işten kurtar’’ diyerek her şeyi anlatır.

Kadı hırsıza ben senin işini hallederim ama bana para vermen lazım diyerek rüşvet talep eder ve hırsız da mecburen bu teklifi kabul eder. Kadı hırsıza ‘’Parayı Minderin Altına Diz, Arka Kapıdan Vız’’ diyerek hırsızın oradan uzaklaşmasını ister. Hırsız da arka kapıdan çıkıp gider.

Az geçmeden derilerin sahibi Kadı’nın huzuruna varıp her şeyi olduğu gibi anlatır. Kadı hırsızı kurtarmak için bahane üretmek zorunda olduğundan deri sahibine ‘’senin deriler ham’mıydı işlenmiş miydi diye sorar.

Deri sahibi kadı’ya 'derilerim ham’dı' kadı efendi der.

Bu cevabı alan kadı o günün içtihadı sayılan bir kitap açarak suçu ve verilmesi gereken cezayı incelemeye başlar. Biraz okumuş gibi yaptıktan sonra deri sahibine dönerek ‘’Senin deriler ham olduğundan hırsızı cezalandırmam mümkün degil, çünkü kanuna göre deri hırsızlığında suçun cezalandırılması için derilerin işlenmiş olması şartı aranıyor’’ der.

Bunu duyan deri sahibinin rengi kaçar ve kadı’ya ‘’Kadı efendi benim deriler işlenmemişti ama hepsi mazı’lı idi’’ der. Kadı bu cevabı alınca hiddetlenir, çünkü hırsızı kurtarmak ve işi kılıfına uydurmak zorundadır. Deri sahibine elindeki kitabı göstererek ‘’Mazılı Muzulu, İşte Hepsi Burda Yazılı’’ diyerek hiddetle bağırır ve adamı huzurundan kovar. Adam ensesini kaşıyarak Kadı’nın huzurunu terk eder, böylece hırsız da kurtulmuştur adalete hesap vermekten.


Adaletsizliğe tipik bir örnektir bu hikaye…

Herkes bir şekilde işini kılıfına uydurdukça, ülkenin temel taşlarından biri daha yerinden sökülmüş olur. Bu hikayeden anladığımız şey; suçu gerçekten işlemiş olsanız ve suçüstü yakalanmış olsanızda ceza almaktan kurtulma ihtimalinizin her zaman var olduğudur. 

Ama her şeye rağmen adalete olan inancımızı korumak ve günümüzün adalet dağıtıcılarına güvenmek zorundayız. Çünkü başka çıkar yolumuz yoktur, ve arada böyle kötü örnekler çıksa da, genellikle de adalet dağıtıcılarımız görevini layıkı ile yerine getirmektedir.




haftanın yazısı, ibretlik olaylar, ibretlik hikayeler, ibret alınacak olaylar, ibret alınacak sözler, ibretlik sözler, ilginç olaylar, yaşanmış hikayeler, adalet ile ilgili hikayeler,

ESMA-ÜL HÜSNA (YA ALLAH)

11 Nisan 2019 Perşembe / No Comments
esmaül hüsna, allahın isimleri, allahın 99 ismi, ya allah zikri, kuranda allah, esmaül hüsna kısa manası, allah nedir, allah ayetleri, god, şeytanın oyunları, şeytandan korunma yolları, şifa duası

Allah İsm-i Şerîfi

Allah :
O'nun zat ve özel ismidir. Diğer isimler fiilleri, sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir.

Allah : The one Almighty who alone is worthy of worship.

Cenab-ı Hak buyuruyor:

وَلِلَّهِ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى فَادْعُوهُ بِهَا وَذَرُوا الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي أَسْمَائِهِ سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

"En güzel isimler Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır." [1]
 
Kurân'daki Esma'ül Hüsna'dan ilk inen isimdir. Çünkü ilk inen ayet besmeledir. Allah'ın doksan dokuz isminin en büyüğüdür.

Hz. Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor:

Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Kim ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever." [2]

Esmâ'ül Hüsna'nın bütün anlamını içinde toplar. Yüce Yaratıcı'nın diğer bütün isimlerini kapsar. Bu  yüzden el-Esmau'l-hüsna olarak bilinen bütün isim ve sıfatlar bu ada  yandırılır. Bu nedenle "Rahman, Rahim, Aziz, Gaffar, Kahir Allah'ın adlarındandır." deriz.  Ama "Allah, Rahman'ın adlarındandır" demeyiz.[3]

Allah isimi Kurân'da 2697 yerde geçmektedir.[4]

Allah'ın güzel isimleri vardır. En güzel isimler O'nundur. Gerçi Allah zatında birdir ve zatının ismi Allah'tır. Fakat sayı olan bir gibi eşi ve benzeri bulunabilecek şekilde bir birlikle değil, eşi ve benzeri bulunmayan üstün bir birlikle birdir. Zatında yalnızca vahid değil, birdir:  İlâhî hitapta yer alan "Biz, şehadet ettik, yarattık." gibi çoğul kiplerindeki azamet ve ihtişam, işte ilâhî sıfat ve isimlerin bir araya gelmesinden doğan azamet ve yüceliği dile getirir ki, Allah yüce ismi, bütün bu sıfat ve isimlerin hepsini içine alan bir yüce isimdir. Allah ismi, Allah'ın kendisi gibi, eşi ve benzeri olmayan bir isimdir. Sıfat ve isimlerin çokluğu, zatın çokluğunu gerektirmeyeceğinden o isim ve sıfatların her biri Allah'ın eşsiz özelliklerinden birine delalet eder. Âdem'e öğretilen de isimlerin en güzelleridir.En güzel isimler Allah'a mahsustur. Öyleyse ey müminler, O'na o isimlerle dua ediniz, O'nu onlarla çağırınız veya O'nu bu güzel isimlerle adlandırıp anınız. Ve O'nun isimlerinde yamukluk edenleri terk ediniz.[5]

Bu isimle çağrılan bir başka varlık olmamıştır, olmayacaktır da.

Tembih:  Kul, Allah'a bütün kalbiyle bağlanmalıdır. Gözü O'ndan başkasını görmemeli, O'ndan başkasına iltifat eylememeli, O'ndan başka hiç kimseden bir dilekte bulunmamalı, O'ndan başkasından korkmamalıdır.[6]

İhlasla "Yâ Allah" diye bir Müslüman bu isme devam etse, (66 defa Ya Allah Ya Hu), duası kabul olunur. Şeytanın şerrinden emin olur. Mutluluğa erişir. Duası kabul olur. Rızkı genişler ve Allah'ın izniyle şifa bulur.[4]

'Ya Kahhar' için lütfen tıklayınız...
'Ya Kadir' için lütfen tıklayınız...
Kaynaklar:

[1] Araf Suresi, 180
[2] Buhârî, Daavât 68
[3] Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun bayrak, Threshold Books, 1985[
[4] Yüce Allah' (c.c)ın Güzel İsimleri Esmâ-ül Hüsna, Rauf Pehlivan, İstanbul Dağıtım A.Ş. 2002.
[5] Elmalı Tefsiri, Araf Suresi, 180
[6] Esma^ül Hüsna Şerhi İmam-ı Gazali, Mütercim M.Ferşat, Ferşat Yayınları, 2005


Bu yazı, esmaül hüsna, allahın isimleri, allahın 99 ismi, ya allah zikri, kuranda allah, esmaül hüsna kısa manası, allah nedir, allah ayetleri, god, şeytanın oyunları, şeytandan korunma yolları, şifa duası ile ilgilidir. 

DOĞUM GÜNÜ MESAJLARI (Türkçe - İngilizce)

10 Nisan 2019 Çarşamba / No Comments
ingilizce doğum günü mesajları, happy birtday messaj, ingilizce türkçe doğum günü mesajları, İngilizce Doğum Günü Mesajları Ve Anlamları, türkçe doğum günü mesajları


İNGİLİZCE DOĞUM GÜNÜ MESAJLARI VE ANLAMLARI

I am very happy that it is part of my life. Happy Birthday darling.
Hayatımın parçası olduğun için çok mutluyum. İyi ki doğdun sevgilim.
*
Happy birthday. Good you were born. Many happy returns of the day.
Doğum günün kutlu olsun. iyi ki doğdun, nice senelere.
*
May all your wishes come true. Happy Birthday!
Tüm dileklerinin gerçek olması dileğiyle. Mutlu Yıllar
*
Many happy returns!
Çok mutlu nice yıllara!
*
You are my dear dear my dear friend you were born.
Sen canımın canı canım arkadaşımsın iyi ki doğmuşsun.
*
Happy Birthday to you. All of the best wishes for you.
Mutlu yıllar sana. Bütün iyi dilekler senin için.
*
You are a gift from Allah. It is good that I love you, I love you!
Sen bana Allah’ın bir armağanısın. İyi ki doğdun sevdiğim sevdiceğim!
*
I want to wish you a happy birthday.
Mutlu bir doğum günü geçirmeni dilemek istiyorum.
*
Wishing you every happiness on your special day.
Bu özel gününde tüm mutluluklar üzerine olsun.
*
It is neither good nor good to be with you when you have no place in our hearts. Gönüllerimizde hiç yerin eksik olmazken yanımızda olman ne de güzel iyi ki doğmuşsun.
*
Health success, happiness, love with you, always be with me! Happy New Year. Sağlık başarı, mutluluk, aşk seninle olsun, sende hep benimle ol! Mutlu yıllar.
*
Today, your birthday is a special day for us because we have a special friend like you.
Bugün senin doğum günün bizim için de özel bir gün çünkü senin gibi özel bir arkadaşımız var nice nice yıllara.
*
The day you were born I’m sure there was another star in the sky. Nice My love for years!
Sen doğduğun gün eminim ki gökyüzünde bir yıldız daha parlamıştır. Nice Yıllara Aşkım!
*
Wishing you every happiness this special day brings. Have a wonderful birthday! Bu özel günün getireceği tüm mutluluk üzerinde olsun. Çok güzel bir doğum günü geçirmen dileğiyle!
*
Hey sweety I wish you happy birthday, many happy returns. Haaaaapppy birthday!
Hey tatlım! Sana mutlu bir doğum günü dilerim, nice mutlu senelere. Muuuuutlu yıllar!
*
Bring all the beauties you wish for a new age with surprises you never expected. Happy New Year!
Yeni yaşın dilediğin tüm güzellikleri, beklemediğin sürprizlerle getirsin. Mutlu yıllar!
*
How do you expect me to remember your birthday, when you never look any older?
Yaşlandığın hiç belli olmazken, nasıl senin doğum gününü hatırlamamı beklersin?
*
Happy birthday! Wishing you a new beginning for every day and a happy ending for every night.
Doğum günün kutlu olsun. Her gününün yeni bir başlangıç her gecenin mutlu bir son olması dileğiyle.
*
Wishing you a new beginning for every day and a happy ending for every night.Happy birthday!
Her gününün yeni bir başlangıç, her gecenin mutlu bir son olması dileğiyle. Doğum günün kutlu olsun.
*
My only darling I started with you now my love turned into a big love fire I love you. Happy Birthday.
Biricik sevgilim seninle başlayan sevgim şimdi kocaman bir aşk ateşine dönüştü seviyorum seni. İyi ki doğdun.
*
I can not recollect value, but I can add some good memorabilia to them. Happy New Year my love.
 Hatıralara değer biçemem, fakat bunlara bir parça güzel hatıra daha ekleyebilirim. Mutlu yıllar aşkım.
*
I can not thank you a thousand times. You are my life light. The only reason for my existence is that you are happy with your birthday.
Sana binlerce kez teşekkür etsem azdır. Sen benim hayat ışığımsın. Varlığımın tek nedeni, doğum günün kutlu olsun.
*
Before the clock strikes twelve let me take the opportunity to let you know that you have grown a year more. Happy birthday.
Saat 12’yi vurmadan bir sene daha yaşlandığını sana bildirme şansını yakaladım. Mutlu yıllar.
*
Life is for those who do not laugh, do not deserve love, do not forget loyalty, and know how to stay true to friendship. Happy birthday my dear friend.
Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir. Doğum günün kutlu olsun canım arkadaşım.
*
It’s so complete with you. You are me, I am you. Your birthday is the day I was born. Good thing you’re good, you’re born!
Seninle öyle bütünüm ki. Sen bensin, bende senim. Senin doğum günün benimde doğduğum gündür. İyi ki varsın iyi ki doğdun.
*
I may be far away from you, But you are the only resident of my only heart… So I am wishing a great Birthday to the only resident of my heart. May you live in my heart forever. Happy Birthday.
Senden çok uzakta olabilirim ama her zaman kalbimde yeri olan tek kişisin. Bu yüzden kalbimin tek sakinine harika bir doğumgünü diliyorum. Sonsuza kadar kalbimde yaşaman dileğiyle. Mutlu yıllar.
*
We are friends as long as we share the same sky, even though they are hidden miles away. Happy birthday my dear friend.
Kilometrelerce uzaklıklara gizlenmiş olsa da dostluğumuz aynı gökyüzünü paylaştığımız sürece dostuz. Doğum günün kutlu olsun canım arkadaşım.
*
With wishes just for you, Happy birthday, have a super sonic day. Wishing you every happiness on your special day. Sadece senin için iyi dileklerimle, Mutlu yıllar, muhteşem sesli bir günün olsun. Bu özel gününde tüm mutluluklar üzerine olsun.




ingilizce doğum günü mesajları, happy birtday messaj, ingilizce türkçe doğum günü mesajları, İngilizce Doğum Günü Mesajları Ve Anlamları, türkçe doğum günü mesajları

KARARLI OLMAK

4 Nisan 2019 Perşembe / No Comments
 altın sözler, kararlılık anlamı, kararlılık nedir, kararlılık sözleri, kararlılık sözleri, kararlılık nedir felsefe, kişisel başarı kararlılık, kararlı olmak psikoloji, kırık cam teorisi

İLERİYE BAKMAK

Hayat devam ediyor.
Doğrularımız ve yanlışlarımız var elbet.
Yaşadıklarımız bitti.
Zaman geçti. 
Dün dünde kaldı.
Yeni şeyler söylemek lazım.
Cancağızım...

*

KARARLILIK SÖZLERİ

“Kararlılık, önünüzde duran engellere rağmen devam etmek için nedenler verir.” Denis Waitley

“Biraz daha ısrar, biraz daha çaba ile umutsuz görünen başarısızlıklar, görkemli bir başarıya dönüşebilir.” Elbert Hubbard

“Hatalardan korkmayın. Başarısızlığı bileceksiniz. Erişmeye devam edin.” Benjamin Franklin

“Çaba, sadece kişinin bırakmayı reddetmesinden sonra ödülünü tam olarak verir.” Napoleon Hill

“Gerçek bilgelik, azimli bir kararlılıktır.” Napolyon Bonapart

“Kararlılık uzun bir yarış değil, birbiri ardına gelen pek çok küçük yarıştır.” Walter Elliot

“Dünyada azmin yerini hiçbir şey tutamaz. Yetenek tutamaz. Yetenekli, ama başarısız birçok insan vardır. Zeka da tutamaz. Farkına varılmayan zeka yalnızca bir klişeden ibarettir. Eğitim de tutmaz. Dünya, eğitim görmüş aptallarla doludur. Azmin ve kararlılığın gücü sınırsızdır.” The Founder

“Bir işin yapılmasındaki ısrardan hep etkilenmişimdir. Bilmek yetmez, bildiklerimizi uygulamak zorundayız. İstekli olmak yetmez, yapmak zorundayız.” Leonardo da Vinci

“Hayatın sırrı, oysa, yedi kere düşüp sekiz kere kalkmaktı.” Paulo Coelho

*

KARARLI OLMAK VE HAYIR DİYEBİLMEK

Çok fazla kişi “Hayır” diyememekten şikayetçi. Hangi zamanlarda “Hayır” demeliyiz? Bu sadece bize yapılan tekliflere “Hayır” demek anlamına gelmiyor. Bize yapılan bir haksızlığa da “Hayır” demeliyiz. Bize yapılan haksızlıklar karşısında çoğumuz “Aman boş ver bir dahaki sefere söylerim. Bir kereden bir şey çıkmaz.” Deriz. Ama içimiz bir kere burulmuştur. İkinci ve üçüncüye de aynı davranışı uygularsak karşı tarafı bundan caydırmak zor olur. Ayrıca bir kişi olsa iyi birçok kişi aynı davranışı bize yapar. Onun için bir davranışa karşı gelmemiz gerekiyorsa ilk seferinde karşı gelmeliyiz.

Bir Romanya atasözü şöyle diyor: “Biri sizi bir kere aldatırsa suç onundur, iki kez aldatırsa suç sizindir.”

Amerika’da New York polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri, hatta içki şişelerini yola atanları bile yakalayıp haklarında işlem yapmış. Polis bu kararlılığıyla “Küçük müçük, bizim için hiç fark etmez; bu sokağın, metro istasyonunun veya mahallenin suç üreten bir bölge olmasına izin vermeyeceğiz.” demiş.

“KIRIK CAM TEORİSİ” 

ABD’Lİ SUÇ PSİKOLOGU PHİLİP ZİMBARDO’NUN 1969′DA YAPTIĞI BİR DENEYDEN İLHAM ALARAK GELİŞTİRİLMİŞ. “KIRIK CAM TEORİSİ” İSE ŞÖYLE; BİR SOKAĞIN SUÇ BÖLGESİNE DÖNÜŞME SÜRECİ ÖNCE TEK BİR PENCERE CAMININ KIRILMASIYLA BAŞLIYORMUŞ. ÇEVREDEN TEPKİ GELMEZ VE CAM HEMEN TAMİR EDİLMEZSE, ORADAN GEÇENLER O BÖLGEDE DÜZENİ SAĞLAYAN BİR OTORİTE OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYOR, DİĞER CAMLARI DA KIRIYORMUŞ. ARDINDAN DAHA BÜYÜK SUÇLAR GELİYOR; BİR SÜRE SONRA O SOKAK, POLİSİN GİREMEDİĞİ BİR MAHALLEYE DÖNÜŞÜYORMUŞ. ZİMBARDO, SUÇ ORANININ YÜKSEK OLDUĞU, YOKSUL BRONX VE DAHA YÜKSEK YAŞAM STANDARDINA SAHİP PALO ALTO BÖLGELERİNE BİRER 1959 MODEL OLDSMOBİLE BIRAKMIŞ. ARAÇLARIN PLAKASI YOK, KAPUTLARI ARALIKMIŞ. VE OLUP BİTENLERİ GİZLİ KAMERAYLA İZLEMİŞ. BRONX’TAKİ OTOMOBİL ÜÇ GÜN İÇİNDE BAŞTAN AŞAĞIYA YAĞMALANMIŞ. DİĞERİNE İSE BİR HAFTA BOYUNCA KİMSE DOKUNMAMIŞ. ARDINDAN ZİMBARDO İLE İKİ ÖĞRENCİSİ “SAĞ KALAN” OTOMOBİLİN YANINA GİDİP ÇEKİÇLE KELEBEK CAMINI KIRMIŞ. DAHA İLK DARBE İNDİRİLMİŞ Kİ ÇEVREDEKİ İNSANLAR (ZENGİN BEYAZLAR) DA OLAYA DAHİL OLMUŞLAR. BİRKAÇ DAKİKA SONRA O OTOMOBİL DE KULLANILMAZ HALE GELMİŞ.

“Demek ki” diyor Zimbardo, “İlk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.”

PEKİ HAYIR DEMENİN DAHA DOĞRUSU KARŞIMIZDAKİNİ İNCİTMEDEN HAYIR DİYEBİLMENİN BİR YÖNTEMİ OLABİLİR Mİ? 

GENELDE ÖNERİLEN YÖNTEM;

1- SİZDEN İSTENENİN KENDİ CÜMLELERİNİZLE TEKRAR İFADE EDİLMESİ.
2- ARDINDAN, NEDEN KABUL ETMEDİĞİNİZLE BİRLİKTE GEREKÇENİZİN BELİRTİLMESİ.
3- VE SON OLARAK HAYIR CEVABINIZIN SİZDEN BİRŞEYLER İSTEYEN TARAFINDAN KABUL EDİLEBİLMESİNİ KOLAYLAŞTIRACAK İFADELER KULLANILMASIDIR.

Yani; “Bu sigarayı içmemi mi istiyorsun? Hayır, istemiyorum. Çünkü bana zarar verebileciğini düşünüyorum ve canım da istemiyor zaten. Belki sonra… pek zannetmiyorum ama…”

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz… Sürekli olarak başkalarının istek ve beklentilerine evet diyen insanlar kendi kişiliklerini yeterince geliştirememiş, özgüveni zayıf, kendisiyle barışık olmayan, bağımlı ve en önemlisi de mutsuz insanlardır. Her zaman kendi ihtiyaç, istek ve beklentilerimizle diğer insanlarınkini dengeleyerek kuracağımız ilişkiler daha sağlıklı zeminlere oturacaktır. Hayır diyebilmeyi bilenler, önüne çıkabilecek pek çok yaşamsal tehdit karşısında çok daha güçlü ve donanımlı olacak, kendisini pek çok tehlikeden koruyabilecektir. Ve en önemlisi her hayır, başka bir şeye evet demektir.

“Hayır diyebilmek, hayatımızın kontrolünün bizim elimizde olması demektir.”

Derleme: Tülay BİLİN, Zeynep UĞURLU
Kaynak: www.kisiselbasari.com





altın sözler, kararlılık anlamı, kararlılık nedir, kararlılık sözleri, kararlılık sözleri, kararlılık nedir felsefe, kişisel başarı kararlılık, kararlı olmak psikoloji, kırık cam teorisi 

HEDEF, AMAÇ, GAYE...

3 Nisan 2019 Çarşamba / No Comments
ahiret, asla vazgeçme, değer, dünya, güç, hayal, hayat, hedef nedir felsefe, hedef ne demektir, hedef sözlük anlamı, hedef ingilizce, hedef arapça, imtihan, rüzğar, sıkıntı, uçurtma, vazgeçme, zorluk,

VAZGEÇME

Asla vazgeçme!
Dünya ahiretin tarlası.
İnsan, bir çok zorluklar, sıkıntılar, 
türlü türlü imtihanlardan geçiyor.
Ama hayat yaşamaya değer.
Hayattan, hayallerinden, hedeflerinden asla vazgeçme...

*

HEDEF NE DEMEKTİR?

Sözlükte "hedef" ne demek?

1. Nişan alınacak yer.
2. Ulaşılmak ya da elde edilmek istenen yer.
3. Bir kimsenin, topluluğun ulaşmak istediği konum, düzey, erek, amaç, gaye, maksat.

Hedef kelimesinin ingilizcesi : adj. target, n. target, aim, goal, objective, blank, bourn, bourne, butt, clout, cock shy, destination, intention, mark, object, Land of Promise, Promised Land, Terminus

Köken: Arapça

Hedef nedir? (Felsefe)

Düşünme yoluyla önceden tahmin edilen gelecekteki bir durum, bir gelişmenin göreceli olarak son bulduğu nokta.
Bu nokta insanların kararlı eylemleriyle, bir olanaklar alanı içinden seçilir (hedefin böylece seçilmesi, hedefin nitelikçe belirlenmesidir) ve insanların dönüştürücü eylemi ve arzuları bu noktaya doğru yönlendirilir (böyle bir saptama hedefin nicelikçe belirlenmesidir. )
Hedefin saptanması, her zaman belirli amaçlara yönelik olan insan faaliyetinin vazgeçilmez bir öğesidir. Faaliyetin, zihinde önceden tasarlanmış sonuçları olan hedeflerin, gerek yönlendirici, gerekse motivasyon sağlayan bir işlevleri vardır.
Somut hedeflerin saptanması yaratıcı bir süreçtir. Böyle bir süreç, gerek somut olanaklar içinden bir seçim yapılabilmesi, gerekse amacı gerçekleştirecek uygun, elverişli araçların bulunabilmesi için, hedefin bağlı olduğu faaliyet alanının nesnel koşullarının belirli bir bilgisinin varlığım, özellikle de bu faaliyet alanının tabi olduğu yasal düzenliliklerin bilinmesini gerektirir.
İnsanların hedef seçmeleri toplumdaki nesnel ilişkilere bağlıdır ve özellikle çıkarlar ve gereksinimler tarafından belirlenir. Sınıflı toplumlardaki toplumsal hedefler, kaçınılmaz olarak sınıfsal bir karakter taşır ve belirli sınıfların çıkarlarını ve gereksinimlerini dile getirirler.

HEDEF SÖZLERİ

*Eğer bir hedefiniz yoksa o hedefe nasıI varabiIirsiniz. Edward de Bono

*Bağdat’ı aImaya çaIışmak, Bağdat’ın kendinden daha mı güzeIdi ne. IV. Murat

*MutIak hedef, başkaIarının fikirIerinden bağımsız oIabiImektir. Josef Bruer

*EyIem pIanı buIunmayan bir hedef, ancak bir hayaI oIur. NathaneiI Branden

*Bir hedefe karar vermek, çoğu zaman hedefin kendisidir. SamueI SmiIes

*Çok küçük ve çok beIirsiz hedefIerin, hiçbir gücü yoktur. Steve ChandIer

*En yükseğe erişmek isterseniz, en aşağıdan başIayın. PubIiIius Cyrus

*Hedefe yakIaştıkça, zorIukIar artacaktır. WoIfgang Van Goethe

*HayaI iIe hedef arasındaki fark eyIemdir.

*Hedefi aşmak da uIaşamamak kadar, kötüdür. Confucius

*Sadece güneşIi günIerde yürürsen hedefe uIaşamazsın. PauIo CoeIho

*Hedefi oImayan gemiye, hiçbir rüzgar yardım etmez. Montaigne

*İnsanIar, hedefIerinden büyük oImaIıdırIar. Montaigne

*Erişmek istedikIeri bir hedefi oImayanIar, çaIışmaktan zevk aImazIar. EmiIe Raux

*Nereye gittiğinizi biImiyorsanız, ne yaptığınızın bir önemi yoktur. Leuıic CaroII

*Gideceğiniz yeri biImiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur. Peter F. Drucker

*Semayı nişanIayan, ağaca nişan aIandan çok daha yüksekIeri vurur. George Herbert

*Eğer kişi hangi Iimana yeIken açtığını biImiyorsa, hiçbir rüzgar işine yaramaz. L. Annaeus Seneca

*Çoğu insan; gücü oImadığı için değiI, hedefi oImadığı için yoI aIamaz. Cihan AkyoI

*Eğer ağaca çıkmak istiyorsanız, yıIdızIara tırmanmayı isteyiniz ki muvaffak oIabiIirsiniz. Confucius

*Siz yoIunuza bakın, böyIe yaparsanız hedefe kendiIiğinden varırsınız. Mahatma Gandhi

*HedefIerinizin gerçekIeşmesine gizIiIiğe riayet sozadresi.com ederek yardımcı oIun, zira her nimet sahibi kıskanıIır. Hz. Muhammed (sav.)

*Bir amaca bağIanmayan ruh, yoIunu kaybeder. Çünkü her yerde oImak, hiçbir yerde oImamaktır. Montaigne

*Bir insan, buIunduğu mevkiyIe değiI, hedefIediği mevkiyIe öIçüImeIidir. Lev ToIstoy

*İnsan nereye gideceğini biIemezse, çok fazIa iIeriye gidemez. WoIfgang Van Goethe

*Yönünüzü değiştirmedikçe, istediğiniz yere eninde sonunda varırsınız. Çin Atasözü

*Nereye gittiğini biIen kişiye yoI vermek için, dünya bir yana çekiIir. David Star Jordan

*UIaşmak istediğiniz hedef ne oIursa oIsun, eğer mutIuysanız ona uIaşmanız, on kat daha koIayIaşacaktır.Steve ChandIer

*Hayatta bir gayesi oImayan insanIar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöpIerine benzerIer; onIar gitmezIer ancak suyun akışına kapıIırIar. Seneca

*Hayatta iki hedef vardır: İstedikIerini eIde etmek ve eIde ettikIerinin tadını çıkarmak; ancak akıIIı insanIar, ikinci hedefe de uIaşabiIirIer. Logan PearshaII

*Büyük bir tepeyi tırmandıktan sonra yaInızca, tırmanıIacak daha bir sürü tepe oIduğunu göreceksiniz. NeIson MandeIa




ahiret, asla vazgeçme, hayal sözleri, hayat, hedef arapça, hedef ingilizce, hedef ne demektir, hedef nedir felsefe, hedef sözlük anlamı, imtihan, rüzğar, hedef sözleri, amaç sözleri,  

MİRAÇ

1 Nisan 2019 Pazartesi / No Comments
miraç nedir, miraç nasıl oldu, miraçta ne oldu, miraca ait örnekler, miraçtaki hediyeler, hz muhammed neden miraca çıktı, peygamberimiz allahla nasıl görüştü, bediüzzaman said nursi miraç

KURAN'I KERİM'DE MİRAÇ

Feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biri de Miraç Gecesidir. Miraç bir yükseliştir, bütün süfli duygulardan, beşeri hislerden ter temiz bir kulluğa, en yüce mertebeye terakki ediştir. Resulullahın (a.s.m.) şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir terakki ufkudur. Bu ulvi seyahat, mucizelerin en büyüğüdür. Miraç mucizesi Kur'ân-ı Kerimde âyetlerle anlatılmış ve varlığı inkâr edilemeyecek bir şekilde ortaya konmuştur. Bu îlâhî yolculuğun ilk merhalesi olan Mescid-i Aksâya kadarki safha Kur'ân'da şöyle anlatılır:

“Âyetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla görendir.” (İsra Suresi, 1)

Miraçın ikinci merhalesi de Mescid-i Aksâdan başlayarak semânın bütün tabakalarından geçip tâ İlâhi huzura varmasıdır. Bu safha da Necm Sûresinde şöyle' anlatılır:

“O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâda gördü. Ki, onun yanında Me'vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.” (Necm Suresi, 7-18.)

Miraç nasıl oldu?

Miraç, Receb ayının 27. Gecesi Cenab-ı Hakkın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksâ'ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmesidir.

Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Mescid-i Haramdan (Mekke'den), Mescid-i Aksâ'ya (Kudüs'e) ata benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi. Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz. Musa'nın makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı, daha sonra Mescid-i Aksâ'ya geldi. Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı. Miraçını kutladılar. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı, bir hutbe okudu.

Bir rivayette Hz. İsa'nın doğduğu yer olan Betlaham'a uğradı, orada da iki rekât namaz kıldı. Ve bugün Kubbetü's-Sahra'nın bulunduğu yerden Muallak Taşının üzerinden Miraça yükseldi.

Semanın bütün tabakalarına uğradı. Sırasıyla yedi sema tabakalarında bulunan Hz. Adem, Hz. Yahya ve Hz. Îsa, Hz. Yusuf, Hz. İdris, Hz. Harun, Hz. Musa ve Hz. İbrahim gibi peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine “Hoş geldin” dediler, tebrik ettiler.

Bundan Sonra Hz. Cebrail ile birlikte imkân ile vü-cub ortası (kâinatın bittiği yer) Sidretü'l-müntehâ'ya geldiler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam orada ikisi gizli, ikisi açıktan akan (Nil, Fırat) dört nehir gördü. Sonra hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü'l-Ma'mur'u ziyaret etti.

Hz. Cebrail'in buradan öteye gitmesi mümkün değildi. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bundan sonra Refref adında bir vasıta ile zaman ve mekândan münezzeh (uzak) olan Cenab-ı Hakkın cemaliyle müşerref oldu.

Süleyman Çelebi'nin dediği gibi;

“Aşikâre gördü Rabbü'l-izzeti/Âhirette öyle görür ümmeti” İnşaallah...

Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Rabbinin huzurundan döndükten sonra Hz. Musa ile karşılaştı., “Allah ümmetine neyi farz kıldı?” diye sorunca, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam “50 vakit namaz” buyurdu.

Hz. Musa'nın, “Rabbine dön, azaltması için Rabbinden niyazda bulun, ümmetin buna güç yetiremez” demesi üzerine, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, beş sefer Cenab-ı Hakka niyazda bulundu, her seferinde 10 vakit indi, sonunda beş vakitte karar kıldı.

Daha sonra Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Hz. Cebrail'in rehberliğinde Cenneti, Cehennemi, âhiret menzillerini ve bütün âlemleri gezdi, gördü, Mekke'ye döndü.

Sabah olunca Kabe'nin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı. Onlar Peygamberimizden delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam de onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi. Kureyşliler hemen kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıktılar. Gelenleri aynen Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler, ama iman nasip olmadı.

Ama yine de Peygamberimizden üst üste Miraça çıktığına dair delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e, Mescid-i Aksâ'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler, “Bir ayda gidilebilen Bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir?” diye itiraz ettiler, ardından da Mescid-i Aksâ'yı görmüş olanlar, “Mescid-i Aksâ'yı bize anlatır mısın?” diye Peygamberimize soru yönelttiler.

Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle anlattı:
“Onların yalanlamalarından ve sorularından çok sıkıldım. Hatta o ana kadar öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim. Derken Cenab-ı Hak birden Beytü'l-Makdis'i bana gösterdi. Ben de ona bakarak her şeyi birer birer tarif ettim. Hatta bana, ‘Beytü'l-Makdis'in kaç kapısı var?’ diye sordular. Halbuki ben onun kapılarını saymamıştım. Beytü'l-Makdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker teker saymaya ve anlatmaya başladım.”

Bunun üzerine müşrikler:
“Vallahi dos doğru tarif ettin” dediler, ama yine de iman etmediler.

O esnada Hz. Ebû Bekir çıkageldi, müşrikler durumu ona haber verdiler. Hz. Ebû Bekir, “Eğer bu sözleri ondan duymuşsanız seksiz şüphesiz doğrudur” diyerek hemen tasdik etti ve bundan sonra Hz. Ebû Bekir “Sıddîk, tereddütsüz inanan” ünvanını aldı.

Peygamberimiz neden mirac’a çıktı?

Bir padişahın iki türlü konuşması vardır. Biri, bir vatandaşla telefon ederek küçük bir meseleyi görüşmesi. Diğeri de devlet başkanı, halifelik yönü ve milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması, sohbet etmesi, onun aracılığı ile ferman yayınlamasıdır.

Bu örnekte olduğu gibi Cenab-ı Hakkın da kulları ile iki tarzda muhatap olması vardır. Biri, özel ve cüz'i, diğeri de geniş ve genel mahiyette bir konuşması. Cenab-ı Hakkın bazı velilerle özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir.

Ama Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün velayet mertebelerinin üstünde bir büyüklük ve yücelikte, kâinatın Rabbi, bütün varlıkların Yaratıcısı olarak Cenab-ı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve mükemmel olanına misaldir.

Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır. Birisi halktan Hakka, diğeri de Haktan halka. Birisi mi'râcin bâtıni tarafı olan velayet yönüdür, diğeri de zahiri tarafı olan risalet yönüdür.

Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam bizi temsilen Cenab-ı Hakkın huzuruna çıktı, başta insanlar olmak üzere bütün varlıkların ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) arz etti. Bu yönüyle Miraç halktan, insanlardan, varlıklardan Hakka bir gidiştir. Diğeri de Cenab-ı Hakkın biz kullarından istediklerini, emir ve yasaklarını Resul olarak getirmiştir. İbadetlerin özü ve esası olan beş vakit namazı Miraç hediyesi olarak getirmesi gibi...

Peygamberimiz, Allah ile nasıl görüşebilir?

Soru: “Bize herşeyden daha yakın olan Cenab-ı Hakka binlerce senelik mesafeyi aşarak yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Rabbiyle görüşmesi ne demektir?”

Cenab-ı Hak herşeye herşeyden daha yakındır, fakat herşey O’ na sonsuz şekilde uzaktır.
Meselâ, güneşin insan gibi aklı olsa da bizimle konuşacak olsa, elimizdeki ayna aracılığıyla bizimle konuşabilir.
Diğer taraftan biz bir çeşit ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz. Oysa güneş bize 150 milyon km. uzaklıkta bulunuyor, hiçbir şekilde ona yanaşamayız. Güneşe bir derece yaklaşmak için ancak Ay kadar büyümek lazım. Bu da mümkün değildir.
Bu misalde olduğu gibi, gerçek anlamda Cenab-ı Hak herşeye yakındır, ama herşey ona sonsuz derece uzaktır. Ancak Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam, Cenab-ı Hakkın lütfuyla bir anda binlerce perdeyi geçerek Miraça yükselmiş; bütün manevi mertebeleri aşarak huzura varmıştır.

Bir insan nasıl göklere çıkabilir?

Soru: “Bunun bir örneği var mıdır? Bir uçak ancak 10-15 bin metre yukarı çıkabiliyor, bir uzay gemisi ancak Ay'a ve Venüs'e ulaşabiliyor. Bir insan birkaç dakika gibi kısa bir sürede milyonlarca metre uzaklara nasıl gidip gelebilir?”

Yerküremiz, yani Dünya bir yılda yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner, yirmi beş bin senelik mesafeyi bir senede alır. Bu muazzam hareketi ona yaptıran ve bir sapan taşı gibi döndüren bir Kudret, bir insanı Arş-ı Âlâya getiremez mi? Güneşin çevresinde o ağır cisim olan dünyayı gezdiren bir hikmet bir insan bedenini şimşek gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?

Peygamberimiz sadece ruhuyla gitse olmaz mıydı?

Soru: "Öyleyse ise neden Miraça çıktı? Ne lüzumu var? Evliya gibi ruhu ve kalbi ile gitse yetmez miydi?"

Cenab-ı Hak görünen ve görünmeyen âlemlerdeki güzellikleri göstermek için, kâinat fabrikasını ve merkezini gezdirmek, insanlığın amel ve ibadetlerinin âhiretteki neticesini göstermek için Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamı oralara davet etmesi gayet makuldür. Sadece ruhu ve kalbi ile değil, bu seyahate bedeninin de iştirak etmesi gerekir.

Görünen âlemin anahtarı olan gözünü, işitilen âlemin anahtarı olan kulağını Arşa kadar birlikte alması gerektiği gibi, ruhunun sayısız görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan mübarek bedenini Arşa kadar çıkarması akıl ve hikmet gereğidir.

Zaten Cenab-ı Hak Cennette bedeni ruha arkadaş ediyor. Çünkü pekçok kulluk görevine ve sınırsız lezzetlere ve acılara beden kaynaklık etmektedir.

Öyle ise bu mübarek beden ruha arkadaşlık edecektir. Cennette ruh bedenle birlikte olacaksa Cennetü'1-Me'vâ'nın gövdesi olan Sidretü'l-Müntehaya Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın zatının arkadaşlık etmesi hikmetin tâ kendisidir.

Peygamberimiz Miraça sadece ruhen çıkmış olsaydı, zaten mucize olmazdı. Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çıkabiliyor.

Peygamberimiz kısa zamanda nasıl gidip geldi?

Soru: "Birkaç dakikada binlerce yıllık mesafeye gidip gelmek aklen mümkün müdür?"

Cenab-ı Hakkın sanatında hareket ve hızın derecesi farklı farklıdır. Sesin hızı ile ışığın hızı, elektriğin hızı, hatta ruhun ve hayalin hızı birbirinden bütünüyle farklıdır. Gezegenlerin hızları da birbirinden farklıdır. Meselâ ışığın hızı 300.000 km/sn iken sesin hızı 360 km/sn'dır.

Acaba Peygamberimizin lâtif bedeninin yüce ruhuna tabi olması, ruh hızında hareketi nasıl akla ters gelebilir?

Yine bir insan on dakika uyusa bazı olur ki, bir yıllık iş görebilir. Hatta bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, rüyada işittiği sözleri, konuştuğu kelimeleri toplansa uyanıkken bir gün, belki daha fazla bir zaman gerekir.

Demek ki bir zaman dilimi iki kişiye göre değişebiliyor, birisine bir gün, diğerine de bir yıl hükmüne geçebilir.

İşte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Burak'a binerek şimşek gibi bütün kâinatı gezip İlâhi huzura çıkıp Rabbiyle sohbet şerefine ermiş, Onun cemalini görmüş, emirlerini alıp dönüp gelmiştir.

Miraçın benzeri bir olay var mıdır?
Soru: "Peygamberimizin Miraça çıkması mümkündür. Fakat her mümkün gerçekleşmiyor. Bunun bir benzeri var mı ki kabul edelim?"

Miraçın çok örnekleri vardır:

Bir insan, gözüyle bir saniyede Neptün gezegenine çıkabilir.
Bir bilim adamı, astronomi kanunlarına binerek tâ yıldızların arkasına bir dakikada gidebilir.
İman sahibi her insan, namazın hareketlerine düşüncesini bindirerek bir çeşit Miraçla kâinata arkasına alarak İlâhî huzura girebilir.
Kalb gözü açık bir veli, İlâhî sırlara kırk günde ulaşabilir. Hattâ Abdülkadir Geylânî ve İmam-ı Rabbanî gibi bazı evliyanın bir dakikada Arş-ı Âlâya kadar ruhen çıktıkları bildiriliyor.
Yine nurlu bir cisme sahip olan melekler bir anda yerden Arşa, Arştan yeryüzüne gidip geliyorlar.
Cennette, Cennet ehli mü'minler, Cennet bahçelerine kısa bir zamanda çıkabiliyorlar.

Bu kadar örnekler gösteriyor ki, bütün evliyanın sultanı, bütün mü'minlerin imamı, bütün Cennet ehlinin reisi ve bütün meleklerin makbulü olan Resul-i Ekrem Efendimizin bir anda Miraça çıkması, dönmesi, bütün yüce âlemleri gezip görmesi gayet makuldür ve şüphesizdir.

Miraçla gelen hediyeler

Birincisi: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün iman hakikatlerini gözleriyle gördü. Melekleri, Cenneti, âhireti, hattâ Cenab-ı Hakkın cemâlini gözleriyle müşahede etti. Sözlerinde ve vaadinde en küçük bir hilafı, aksi beyanı olmayan o yüce insan mü'min ruhlara manen şöyle diyordu: “Sizin inandığınız, melekleri, âhireti, Rabbinizin Nur cemâlini bizzat gördüm; bu iman esasları vardır, mevcuttur; tereddüt ve şüphe etmeyiniz.” Böylece mü'minler sonsuz bir imana ermenin saadetine kavuştular.

İkincisi: İnsan herşeyi merak ediyor. Ayda hayat var mı, yok mu diye araştırıyor. Halbuki Ay O Ezelî Sultanın memleketinde ancak bir sinek kadar yer kaplıyor.

Mü'minler merak ediyorlar. “Rabbimiz bizden ne istiyor? Acaba ne yaparsak Rabbimiz bizden razı olur? Bir yolunu bulsak da doğrudan doğruya Rabbimizle muhatap olsak, bizden ne istiyor, anlasaydık” derken, İki Cihan Serveri yetmiş bin perde arkasından ezel ve ebed Sultanının razı olacağı amelleri Miraç meyvesi olarak getirdi beşere hediye etti. Bu hediye başta namaz olmak üzere İslâmın diğer esasları ve ibadetleridir.

Üçüncüsü: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam ebedî saadet definesinin anahtarını alıp getirmiş, cinlere ve insanlara hediye etmiştir. Peygamber Efendimiz kendi gözüyle Cenneti görmüş, sonsuz saadetin varlığını müşahede etmiş ve bu büyük müjdeyi haber vermiştir. Öyle ki, bir adama idam edileceği anda affedilerek padişahın yakınında bir saray verilse ne kadar sevinir.
Öyle de bütün cinler ve insanlar sayısınca toplu bir müjde olan bu sevinç ne kadar önemli ve değerlidir.

Dördüncüsü: Peygamber Efendimiz Miraçta Cenab-ı Hakkın cemalini görme nimetini tattı. Bu manevi nimetin Cennette mü'minlere de nasip olacağı müjdesini verdi. “Ayın on dördünü nasıl açıkça gözünüzle görüyorsanız, Rabbinizi de öyle Cennette apaçık göreceksiniz” buyurarak bu ezelî müjdeyi bizlere hediye olarak getirdi.

Beşincisi: İnsan kâinatın en kıymetli bir meyvesi ve Kâinat Sahibinin en nazlı bir sevgilisi olduğu Miraçla anlaşıldı. Kâinata nisbetle küçük bir varlık, zayıf bir canlı olan insan bu meyve ile öyle bir dereceye çıktı ki, bütün varlıklar üzerinde bir makam ve mevki kazandı. Çünkü rütbesiz bir askere, “Sen paşa oldun” dense ne kadar sevinir.

Öyle de âciz, fani, devamlı ayrılık ve zeval tokadını yiyen biçare insana birden, "Sonsuz ve baki bir Cennette Rahman ve Rahîm olan Allah'ın rahmetine gireceksin" dendiğinde o insan ne kadar büyük bir mevki ve makama çıkar. Cennette hayal hızında, ruh genişliğinde, akıl akıcılığında, kalbin bütün arzularında Cenab-ı Hakkın ebedi mülkünde seyir ve seyahate erecektir. Cenab-ı Hakkın nur cemalini seyretme nimetini tadacaktır. Böyle bir insanın kalb ve ruhu ne kadar büyük bir sevince kavuşur değil mi? Miraçın bu meyvesi insanın en büyük arzu ve hedefidir.

Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, 31. Söz eserinden faydalanılarak hazırlanmıştır.






bediüzzaman said nursi miraç, hz muhammed miraca, miraç gecesi ne oldu, miraç nasıl oldu, miraç nedir, miraçta ne oldu, miraçtaki hediyeler, peygamberimiz allahla nasıl görüştü,