ŞARKI SÖZLERİ / AHMET KAYA
31 Ekim 2019 Perşembe
/
No Comments
AHMET KAYA ŞARKI SÖZLERİ
Acılara Tutunmak
Kavuşmak özgürlükse özgürdük ikimiz de
Elleri çığlık çığlık yanyana iki dünya
İkimiz iki dağdan iki hırçın su gibi akıp gelmiştik
Buluşmuştuk bir kavşakta
Unutmuştuk ayrılığı, yok saymıştık özlemeyi
Şarkımıza dalmıştık
Mutluluk mavi çocuk, oynardı bahçemizde
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
O yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizelere
Aramakmış oysa sevmek
Özlemekmiş oysa sevmek
Bulup bulup yitirmekmiş
Düşsel bir oyuncağı
Yalanmış hepsi yalan
Sevmek diye bir şey vardı
Sevmek diye bir şey yokmuş
Acı çektim günlerce
Acı çektim susarak
Şu kısacak konuklukta
Deprem kargaşasında
Yaşadım birkaç binyıl
Acılara tutunarak
Acı çekmek özgürlükse
Özgürdük ikimizde
Acılardan arta kalan
İşte şu bakışlarmış
Buğu diye gözlerimde
Gün batımı bulutlarmış
Yalanmış hepsi yalan
Savrulup gitmek varmış
Ayrı yörüngelerde.
*
Adı Bahtiyar
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevdanın hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
Cıgara içerken yahut coblanırken
Kimseyle konuşmaz dal gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken
Diyarbakırlıymış adı Bahtiyar
Suçu saz çalmakmış öğrendiği kadar
Geçiyor önümden gül yüzlü Bahtiyar
Yara aldığı yerde kalan sazı kadar
Beni tez saldılar o içerde kaldı
Çok sonra duydum ki Yozgatta sürgünde
Ne yapsa etse üstüne gitmişler
Mavi gök yüzünü ona dar etmişler
Gazetede çıktı üç satır yazı ile
Uzamış sakalı çatlamış sazıyla
Birileri ona ölmedin diyorda
Ölüm ilanında hüzünle gülüyordu
*
Ağladıkça
Dağlarda öfkeli başım
Serhatta hep akşam oluyor
Nasipsiz kıştan mı
Yağmurdan mı yoksa aşktan mı
Ağladıkça
Dağlarımız yeşerecek göreceksin
Ağladıkça
Geceyi tutacağız göreceksin
İlk yazda bitti telaşım
Alnımda hep kavga duruyor
Vakitsiz hırstan mı
Bahardan mı yoksa aşktan mı
Ağladıkça
Bozkırlar yeşerecek göreceksin
Ağladıkça
Güneşi tutacağız göreceksin.
*
Ağlama Bebeğim
Ağlama bebek ağlama sen de
Umut sende, yarın sende
Yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye
Bu suskunluk bu durgunluk sıkıntın niye
(Bu suskunluk bu durgunluk kırgınlık niye)
Çok uzakta öyle bir yer var
O yerlerde mutluluklar
Paylaşılmaya hazır bir hayat var
Ağlama bebeğim ağlama sen de
Acı sende hasret sende
Dalıp dalıp derinlere düşünmen niye
Bu küskünlük bu dargınlık sıkıntın niye
(Bu suskunluk bu yorgunluk sıkıntın niye)
Çok uzakta öyle bir yer var
O yerlerde mutluluklar
Paylaşılmaya hazır bir hayat var
(Bölüşülmeye hazır bir hayat var)
*
Al Ömrümü
Günü gelir sende benden çekip gidersen
Gidipte birdaha gelmeyeceksen
Al ömrümü koy ömrünün üstüne
Senden gelsin ölüm başım üstüne
Yüreğimi koy avcunun içine
Senden gelsin ölüm başım üstüne
Al ömrümü koy ömrünün üstüne
Senden gelsin ölüm başım üstüne
Yüreğimi al avcunun içine
Senden gelsin ölüm başım üstüne
Ellerini ellerimden alıp gidersen
Gidipte bir daha dönmeyeceksen
Al ömrümü koy ömrünün üstüne
Senden gelsin ölüm başım üstüne
Yüreğimi koy avcunun içine
Senden gelsin ölüm başım üstüne
Al ömrümü koy ömrünün üstüne
Senden gelsin ölüm başım üstüne
Yüreğimi al avcunun içine
Senden gelsin ölüm başım üstüne
*
Ayrılığın Hediyesi
Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız doğmuş gökyüzü ay aydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Birben kaldım tenhasında...
Gecenin avutulmamıs ben.
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar utangaç boynunun
kolyesi olsun
Buda benim sana
ayrılırken hediyem olsun.
Soytarılık etmeden
güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden
doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine
sezebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu
arasıra biliyorsun
Şimdi iyi niyetlerimi bir bir
yargılayıp asiyorum
Bu son olsun, son olsun.
Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın
İşi gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım voltasında gecenin
Hic uyumamış ben
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar utangaç
boynun kolyesi olsun
Bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun.
Kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
Beyninin icindekileri anlıyabilmek ve
Yitirmeden yüzündeki anlık
tebessümü
Bütün saatleri öyleyce
Dondurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun
Artık sigarayı üç pakete
çıkarttım günde
Olsun gözüm olsun,
ne olacaksa olsun....
*
Başım Belada
Bugün düşünemiycen kadar başım belada
Köşe başları tutulmuş üstelik yağmur yağmada
İler tutar yanı yok,iler tutar yanı yok
Fişlenmişim,adım eşgalim bilinmekte
Üstelik göğsümde,yani yam şuramda
Kirli sakalıyla bir eşkıya gezinmekte
Başım belada
Adamın biri vurulmuş sokakta,
Cebinde adresim bulunmuş
Başım belada
Tabancamı unutmuşum helada
Nerden baksan tutarsızlık,nerden baksan tutarsızlık,
Nerden baksan ahmakça
Başım belada
Üzerime kan sıçramış doğarken
Uykularım yarıda kalmış
Başım belada
Senelerce kuralsız yaşamışam
Nere gitsem çaresi yok,nere gitsem çaresi yok
Nere gitsem çaresi yok yanmışım
Sevdim inanamiycan kadar seni esmer kız
Kirpiklerimde çırpınan şu tuzlu gözyaşımda
İhanetin adı yok,ihanetin adı yok
Neylersin ki çember daralmakta
Şimdilik hoşçakal yaban çiçeğim
Yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakya
Başım belada...
*
Ben Gönlümü Sana Verdim
Ben gönlümü sana verdim
Pare pare yola serdim
Vakitsiz bir nara düştüm
Gelmedin yar, gelmedin yar.
Dağlar dağlar sözüm var sana
Duy sesimi, sitemim sana
Yol bekler, gözüm yollarda
Gelmez oldun, gelmez oldun.
Anla beni, gidecek yolum yok
Sevdamı diyecek yerim yok
Yüreğimin dayanacak gücü yok
Gelmedin yar, gelmedin yar.
*
Beni Bul Anne
dün gece gördüm düşümde
seni özledim anne
elin yine ellerimde
gözlerin ağlamaklı
gözyaşlarını sildim anne.
camlar düştü yerlere
elim elim kan içinde
yanıma gel yanıma anne
iki yanımda iki polis
ellerim kelepçede
beni bul beni bul anne.
dün gece gördüm düşümde
seni özledim anne
gözlerinden akan bendim
düştüm göğsüne
söyle canın yandı mı anne.
*
Bir Anka Kuşu
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Anne, beni leş gibi yiyip talan ettiler,
Teşhis edilmek için savurdular önüne.
"Yeryüzündeki acıların
Hepsini, hepsini tattım
Heder oldum, ekmeğime tütün kattım
Beni milyon kere yaktılar üst üste
Bir Anka kuşu gibi anne
Kendimi külümden yarattım."
Geceler tanır beni; konarım göçerim ben
Geceler tanır beni; kan damlar içerim ben
Anne, sen beni unut karanlığın bağrında
Kırmızılar ekerim, siyahlar biçerim ben.
Suçüstü yakalandım bölüşürken kalbimi
Suçüstü, kelepçeyle yardılar bileğimi
Anne, ben diyar diyar umudun savaşçısı
Bir tutam sevgi için dağladım gözlerimi.
"Promethus' tum, çiviyle çakılırken taşlara
Ciğerimi kartallara yedirdim
Spartaküs'tüm, köleliğin çığlığında
Aslanlara yem oldum, tükendim
Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum
Kerbela çölünde Hüseyin
Zindanlarda Cem Sultan, sehpada Pir Sultan
Kaçıncı ölmem, kaçıncı dirilmem bu
Tanrılardan ateş çaldım
Yüzyıllarca tutuştum, üst üste yandım.
Bir Anka kuşu gibi anne, bir anka kuşu gibi
Kendimi külümden yarattım."
*
Bir Veda Havası
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bütün alışkanlıklardan öteye
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum
Doymadım inan kanmadım sevgiye.
Korkulu geceleri sayar gibi
Birdenbire bir yıldız kayar gibi
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşksa bitti gül ise hiç dermedik
Bul kendine kuytularda hadi dal
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal.
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklığı
İncinen bir hayatın yarasıdır.
Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında.
Ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
Vur kendini korkularda hadi al
Sen bir suydun sen bir ilaçtın
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal
Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal
Sen bir suydun sen bir ilaçtin
Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal...
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal..
*
Biz Üç Kisiydik
Biz üç kişiydik; Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek...
Adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara
Boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek.
El tetikte kulak kirişte ve sırtımız toprağa emanet
Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi
Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık
Deniz çok uzaktaydı ve dokunuyordu yalnızlık.
Gece uçurum boylarında, uzak çakal sesleri
Yüzümüze, ekmeğimize, türkümüze çarpar geçerdi
Göğsüne kekik sürerdi Nazlıcan, tüterdi buram buram
Gizlice ona bakardık, yüreğimiz göçerdi.
Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan' ı,
Ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi.
Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza,
Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi...
Oy Nazlıcan vahşi bayırların maralı
Nazlıcan saçları fırtınayla taralı
Sen de böyle gider miydin yıldızlar ülkesine
Oy Nazlıcan... oy canevinden yaralı.
Nazlıcan serin yayla çiçeği
Nazlıcan deli dolu heyecan
Göğsümde bir sevda kelebeği
Nazlıcan ah Nazlıcan...
Artık yenilmiş ordular kadar eziktik, sahipsizdik
Geçip gittik, parka ve yürek paramparça
Gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik,
Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda.
Bedirhan'ı bir gedikte sırtından vurdular
Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları
Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca
Titredi ve iki yana düştü kolları.
Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
Devrilmiş bir ağaçtı ay ışığında gövdesi
Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi.
Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı,
Birazdan ateşi karıştırıp bir cigara saracaktı
Oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah
O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı.
Ey Bedirhan; katran gecelerin heyulası,
Ey Bedirhan; kancık pusuların belası
Sen de böyle bitecek adam mıydın, konuşsana...
Ey Bedirhan ey mezarı kartal yuvası.
Bedirhan mor dağların kaçağı
Bedirhan mavi gözleri şahan
Zulamda suskun gece bıçağı
Bedirhan ah Bedirhan.
Biz üç kişiydik
Üç intihar çiçeği
Bedirhan, Nazlıcan ve ben
Suphi...
*
Bizim Hikayemiz
Bir güneşti gördüğüm dağlar ardında
Uzanıp gittiğim yollar ateşti sanki
Tuttuğum ellerde dostluk saklı bağrımda
Yürüyüp gittiğim yollar ateşti sanki.
Bir volkandı içimizde coşan nehirler
Coştukça umutlar hep taşardı sanki
Ne oldu bizim güneşe neden doğmuyor
Uzun uzak gecelerde sabah olmuyor.
İşte bizim hikayemiz hep böyle gider
Umutlar hep gecelerde yol olur gider
İşte bizim hikayemiz burada biter
Aydınlıklar karanlıkta yol olur gider.
*
Bu Adam benim babam
Bu adam benim babam
Sekiz köşe kasketiyle
Omuzunda sekosuyla hey!
Cebinde yok parası
Bafra’dır cigarası
Yüreğindedir yarası
Altı çocuk büyütmüş
Bir işçi maaşıyla
Bu adam benim babam hey!
Ağlama benim babam
Ağlama naçar babam
Kara gün geçer babam hey!
Bir kapıyı kapayan
Gene açar babam
Ağlama benim babam hey!
Ağlama mazlum babam
Ağlama naçar babam
Kara gün geçer babam hey!
Bir kapıyı kapayan
Gene açar babam
Allah büyük babam hey!
Bu adam benim babam
Derdi dağlardan büyük
Çaresiz (biçare) , beli bükük hey!
Bir gün olsun gülmemiş
Rahat nedir bilmemiş
Gözyaşını silmemiş
Bir lokma ekmek için
Kimseye eğilmemiş
Bu adam benim babam hey!
Benim babam mert adamdı
Mangal gibi yüreği
Yufka gibi kalbi vardı
Hayatım boyunca o’na özendim
Fedakardı
Bir dikili ağacı olmadı belki
Ama kendisi
Onuruyla yaşayan koskoca bir çınardı
Üstümdeki kol kanat
Sırtımı yasladığım dağ gibiydi
Ben babamın oğluyum
Tepeden tırnağa Anadolu’yum
*
Dağlarda Kar Olsaydım
Şu dağlarda kar olsaydım olsaydım
Bir asi rüzgâr olsaydım olsaydım
Arar bulur muydun beni beni
Sahipsiz mezar olsaydım olsaydım
Şu yangında har olsaydım olsaydım
Ağlayıp bizâr olsaydım olsaydım
Belki yaslanırdın bana bana
Mahpusta duvar olsaydım olsaydım
Şu bozkırda han olsaydım olsaydım
Yıkık perişan olsaydım olsaydım
Yine sever miydin beni beni
Simsiyah duman olsaydım olsaydım
Şu yarada kan olsaydım olsaydım
Dökülüp ziyan olsaydım olsaydım
Bu dünyada yerim yokmuş yokmuş
Keşke bir yalan olsaydım olsaydım
*
Dardayım Yalanım Yok
Dardayım yalanım yok
Baskın yedim gün gece
Örselendi aşklarım üstelik
Bir uzak diyardayım
Günaydın anneciğim, günaydın babacığım
Yine sabah oluyor
Evde sabah olmaz deme
Orda günler geçmez deme
İçime sancı doğuyor
Yüreğimi bir kalkan bilip, sokaklara çıktım
Kahvelerde oturdum çocuklarla konuştum
Sıkıldım dertlendim dostlarımla buluştum
Bugün de ölmedim anne
Kapalıydı kapılar, perdeler örtük
Silah sesleri uzakta boğuk boğuk
Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük
Bugün de ölmedim anne
Üstüme bir silah doğruldu sandım
Rüzgar beline dolandığında bir dalın
Korktum, güldüm, kendime kızdım
Bugün de ölmedim anne
Bana böylesi garip duygular
Bilmem neye gelir nereye gider
Döndüm işte, acı yüreğimden beynime sızar
Bugün de ölmedim anne
*
Diyarbakır Türküsü
Diyarbakır ortasında vurulmuş uzanırım
Ben bu kurşun sesini nerde olsa tanırım
Bu dağlarda gençliğim cayır cayır yanarken
Ay vurur gözyaşıma, ben gecede kalırım,
Ben gecede kalırım
Bu dağlarda gençliğim cayır cayır yanarken
Ay vurur gözyaşıma, ben gecede kalırım
Üzülme sen üzülme, başını öne eğme
Gün olur kavuşuruz, dert etme Diyarbakır
Ağlama sen ağlama, kanlı bezler bağlama
Bu yangın söner bir gün, ağlama Diyarbakır
Diyarbakır yolunda, toz olmuş dağılırım
Bu hırçın depremlerle, sarsılırım kanarım
Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken
Gün doğar yaylalara, kahrımdan utanırım,
Kahrımdan utanırım
Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken
Gün doğar yaylalara, kahrımdan utanırım
Ey fırtınalı bayır, ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında kızıl ateş, alnımda kızıl bakır
Çiğdemler solar gibi, anneler yanar gibi
Dizlerine döküldüm, ağlama Diyarbakır
Ey fırtınalı bayır, ey mazlum Diyarbakır
Dağlarında kızıl ateş, alnımda kızıl bakır
Çiğdemler solar gibi, anneler yanar gibi
Dizlerine döküldüm, ağlama Diyarbakır
*
Doğum Günü
İnsanlarin yuzlerini goremiyorum
Bogazim duğum duğum, cozemiyorum
Istesen de yanina gelemiyorum
Tutsam su karanligi, tutsam da yirtsam
Ah elim tutusmasa da, elini tutsam
Susmasan, konusan, sesini duysam
Tutsam guzel yuzunu, bagirirma bagirsam
Dogum gunum gulum, dogum gunum gulum, dogum gunun diyorsun
dogum gunum gulum, dogum gunum bugun, dogum gunun diyorsun
Dogum gunun kutlu olsun, mutlu ol senelerce,
sana boncuktan kus yaptim,
konacak penceren
Kara kollar beni alir, sorgular gecelerce
Hic bekleme belki gelmem, gelemem senelerce
*
Geçmiyor Günler
Burda çiçekler açmiyor
Kuslar süzülüp uçmuyor
Yildizlar ISIK saçmiyor
Geçmiyor günler geçmiyor
Avluda volta vururum
Kah düsünür otururum
Türlü hayaller görürüm
Geçmiyor günler geçmiyor
Disarida mevsim baharmis
Gezip dolasanlar varmis
Günler su gibi akarmis
Geçmiyor günler geçmiyor
Gönülde eski sevdalar
Gözümde dereler baglar
Aynada hayalin aglar
Geçmiyor günler geçmiyor
Yanimda yatan yabanci
Her söz zehir gibi aci
Bütün dertlerin en gücü
Geçmiyor günler geçmiyor
*
Giderim
Artık seninle duramam,
Bu akşam çıkar giderim.
Hesabım kalsın mahşere,
Elimi yıkar, giderim.
Sen zahmet etme yerinden,
Gürültü yapmam derinden,
Parmakların üzerinden
Su gibi akar, giderim.
Artık sürersin bir sefa.
Ne cismim kaldı, ne cefa.
Şikayet etmem bu defa,
Dişimi sıkar, giderim.
Bozar mı sandın acılar?
Belaya atlar, giderim.
Kurşun gibi, mavzer gibi,
Dağ gibi patlar, giderim.
Bozar mı sandın acılar?
Belaya atlar giderim.
Kurşun gibi, mavzer gibi,
Dağ gibi patlar, giderim.
Kaybetsem bile her şeyi,
Bu aşkı yırtar, giderim.
Sinsice olmaz gidişim,
Kapıyı çarpar, giderim.
Sana yazdığım şarkıyı
Sazımdan söker, giderim.
Ben ağlayamam, bilirsin,
Yüzümü döker, giderim.
Köpeklerimden, kuşumdan,
Yavrumdan cayar, giderim.
Senden aldığım ne varsa
Yerine koyar, giderim.
Ezdirmem sana kendimi;
Gövdemi yakar, giderim.
Beddua etmem, üzülme,
Kafama sıkar, giderim.
Ezdirmem sana kendimi;
Gövdemi yakar, giderim.
Beddua etmem, üzülme,
Kafama sıkar, giderim.
Ezdirmem sana kendimi;
Gövdemi yakar, giderim.
Beddua etmem, üzülme,
Kafama sıkar, giderim.
*
Hani Benim Gençliğim
Hani benim sevincim nerde
Bilyelerim
Topacım
Kiraz ağacında yırtılan gömleğim
Çaldılar çocukluğumu habersiz
Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tel örgülere takıldı
Hani benim gençliğim anne
Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tellere takıldı
Hani benim gençliğim nerde
Ne varsa buğusu genzi yakan
Ekmek gibi
Aşk gibi
Ah... Ne varsa güzellikten yana
Bölüştüm
Büyümüştüm
Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim anne
Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim nerde
Hani benim sevincim nerde
Akvaryumum
Kanaryam
Üstüne titrediğim kaktüs çiçeği
*
İçimde Ölen Biri Var
Bana birşeyler anlat, canım çok sıkılıyor
bana birşeyler anlat anlat, içim içimden geçiyor
yanımdasın susuyorsun, susuyor konuşmuyorsun
bakıyor görmüyorsun
dokunsan donacağım, içimde intihar korkusu var
bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım
depremler oluyor beynimde dışarıda siren sesi var
her yanımda susmuş insanlar susmuş
içimde ölen biri var
hadi birşeyler söyle, çocuk gözlerim dolsun
içinden git diyorsun, duyuyorum gülüm
gideceğim son olsun
yanımdasın susuyorsun, susuyor konuşmuyorsun
bakıyor görmüyorsun
dokunsan donacağım, içimde intihar korkusu var
bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım
içimde soluyorsun, iki can var içimde
korkular salıyorsun üstüme korkular heran başka biçimde
depremler oluyor beynimde dışarıda siren sesi var
her yanımda susmuş insanlar susmuş
içimde ölen biri var
Aldılar kitaplarımı sorgusuz
Duvarlar konuşmuyor anne
Açık kalmıyor hiç bir kapı
Hani benim gençliğim anne
Duvarlar konuşmuyor anne
Açık kalmıyor hiç bir kapı
Hani benim gençliğim nerde
Yağmurları biriktir anne
Çağ yangınında tutuştum
Hani benim gençliğim anne
*
Kafama Sıkar Giderim
Artık seninle duramam.
Bu akşam çıkar giderim.
Hesabım kalsın Mahşere.
Elimi yıkar giderim.
Sen zahmet etme yerinden.
Gürültü yapmam derinden.
Parmaklarım üzerinden.
Su gibi akar giderim.
Artık sürersin bir sefa.
Ne cismim kaldı ne cefa.
Şikayet etmem bu defa.
Dişimi sıkar giderim.
Bozar mı sandın acılar.
Belaya atlar giderim.
Kurşun gibi, mavzer gibi.
Dağ gibi patlar giderim.
Bozar mı sandın acılar.
Belaya atlar giderim.
Kurşun gibi, mavzer gibi.
Dağ gibi patlar giderim.
Kaybetsem bile herşeyi.
Bu aşkı yırtar giderim.
Sinsice olmaz gidişim.
Kapıyı çarpar giderim.
Sana yazdıgım şarkıyı.
Sazımdan söker giderim.
Ben ağlayamam bilirsin.
Yüzümü döker giderim.
Köpeklerimden kuşumdan.
Yavrumdan cayar giderim.
Senden aldığım ne varsa.
Yerine koyar giderim.
Ezdirmem sana kendimi.
Gövdemi yakar giderim.
Beddua etmem üzülme.
Kafama sıkar giderim.
Ezdirmem sana kendimi.
Gövdemi yakar giderim.
Beddua etmem üzülme.
Kafama sıkar giderim.
Ezdirmem sana kendimi.
Gövdemi yakar giderim.
Beddua etmem üzülme.
Kafama sıkar giderim.
*
Kim Susturabilir Bizim Türkümüzü
Kim susturabilir bizim türkümüzü kim
Biz ki bu hasreti semahların seyrinden alıp gelmişiz
Biz ki onu sitemkar anaların kirpiğinden derlemişiz
Süzülsün de acının derin izler bıraktığı gül yanaklardan
Yere dökülsün istememişiz
Bizim türkümüzü rüzgar söyler her gece
Ay vurdukça parıldar gün doğdukça hız alır
Nevroz ateşleriyle sağaltarak çırpınan yarasını
Can havliyle kardaş
Kan içinde bir kartal gibi vadilere saldırır
Türkülere ilişmeyin
Türküler nehirdir gecenin bağrına akar
Fazla eşelemeyin kardaş
Taşınca ne siperler kalır ne dev barikatlar
Deşmeyin diyorum deşmeyin
Kim susturabilir bizim türkümüzü kim
Biz ki nice amansız badirelerde serden geçmişiz
Biz ki ilmikler boynumuza takılıyken bile türkü söylemişiz
Sonra ırmak boylarında göğertip körpe otların serinliğinde
Dağlara emanet etmişiz
Biz ki her yangının külünden diri canlar yaratmışız
Bizki mazlumların defterine kanlı resimlerle sıralanmışız
Banaz yaylasından kerbelaya kar götürsün turnalar
Ölürüz sanma kardaş
Dostun attığı gülden yaralanmışız
Türküleri dövmeyin
Türküler gökyüzüdür karanlığa yıldızlar çakar
Üstümüze gelmeyin kardaş
Namuslu bir devrimcinin alnında kavga ışıldar
İncitmeyin diyorum incitmeyin
Kim susturabilir bizim türkümüzü kim
Bizki karacaoğlanı aşkla veyseli toprakla yüceltmişiz
Bizki köroğlunun narasıyla nice beyleri yere çökertmişiz
Yine de masum bir bebek gibi avuç avuç sevdamızı
Kalanlara vasiyet etmişiz
Adam dediğin sapına kadar yiğit olmalı
Ne karıncayı incitmeli ne ozanları yakmalı
Öyle sansar gibi punduna getirmek de neymiş
Adam dediğin kardaş
Yüreği varsa eğer getirip ortaya koymalı
Türküleri yakmayın
Türküler çiçektir en umutsuz zamanlarda açar
Kavgayı uzatmayın kardaş
Yüzyıllardır tuz döke döke çürüdü bu yaralar
Kanatmayın diyorum kanatmayın
*
Kum Gibi
Martılar ağlardı çöplüklerde,
Biz seninle gülüşürdük
Şehirlere bombalar yağardı her gece,
Biz durmadan sevişirdik
Acımasız olma şimdi bu kadar,
Dün gibi, dün gibi çekip gitme
Bırak da sarılayım ayaklarına,
Kum gibi, kum gibi ezip geçme
Sonbahar damlardı damlarımıza,
Biz seninle sararırdık
Aydınlansın diye şu kirli yüzler
Biz durmadan savaşırdık
Acımasız olma şimdi bu kadar,
Dün gibi, dün gibi çekip gitme
Bırak da sarılayım ayaklarına
Kum gibi, kum gibi ezip geçme
*
Merhaba soylu sevdam
Yağmur yağsın isterdim bu sabah
Merhaba soylu sevdam, merhaba
İpil ipil düşsün betona
Merhaba sevgili vatan, merhaba
Ve üç gece güvercini
Nazlı nazlı uçsun buluta merhaba
Bütün sabahların bu saati
En fazla sevdiğim vakit
Son kez; merhaba
*
Nazlı Yarim
göklerde kartal gibiydim,
kanatlarımdan vuruldum.
mor çiçekli dal gibiydim,
bahar vaktinde kırıldım.
ellere soramadım,
doyunca saramadım,
görmeden duramadım
nazli yarimden ayrıldım
coşkundum pınarlar gibi
sarhoştum rüzgarlar gibi
ihtiyar çınarlar gibi
bir gün içinde devrildim
ellere soramadım
doyunca saramadım
görmeden duramadım
nazli yarimden ayrıldım
ekmeğim bahtımdan katı
bahtım düşmanımdan kötü
böyle kepaze hayatı,
sürüklemekten yoruldum.
ellere soramadım
doyunca saramadım
görmedem duramadım
nazlı yarimden ayrıldım..
*
Nereden bileceksiniz?
Üstüm başım toz içinde,
Önüm arkam pus içinde,
Sakallarım pas içinde
Siz benim nasıl yandığımı nerden bileceksiniz?
Siz benim nasıl yandığımı nerden bileceksiniz?
Siz benim nasıl yandığımı nerden bileceksiniz?
Siz benim nasıl yandığımı nerden bileceksiniz?
Bir fidandım, devrildim,
Fırtınaydım, duruldum,
Yoruldum, çok yoruldum
Siz benim neler çektiğimi nerden bileceksiniz?
Siz benim neler çektiğimi nerden bileceksiniz?
Siz benim neler çektiğimi nerden bileceksiniz?
Siz benim neler çektiğimi nerden bileceksiniz?
Taş duvarlar yıkıp geldim,
Demirleri söküp geldim,
Hayatımı yakıp geldim, hey!
Taş duvarlar yıkıp geldim,
Demirleri söküp geldim,
Hayatımı yıkıp geldim, hey!
Siz benim neden kaçtığımı nerden bileceksiniz?
Siz benim neden kaçtığımı nerden bileceksiniz?
Gökte yıldız söner şimdi,
Annem beni anar şimdi,
Sevdiğim var, kanar şimdi
Siz benim niye içtiğimi nerden bileceksiniz?
Siz benim niye içtiğimi nerden bileceksiniz?
Siz benim niye içtiğimi nerden bileceksiniz?
Siz benim niye içtiğimi nerden bileceksiniz?
Bir pınardım, kan oldum,
Yol kenarı han oldum,
Yanıldım, ah, ziyan oldum!
Siz benim neden sustuğumu nerden bileceksiniz?
Siz benim neden sustuğumu nerden bileceksiniz?
Siz benim neden sustuğumu nerden bileceksiniz?
Siz benim neden sustuğumu nerden bileceksiniz?
Ben ardımda yaş bıraktım,
Ağlayan bir eş bıraktım,
Sol yanımı boş bıraktım, hey!
Ben ardımda yaş bıraktım,
Ağlayan bir eş bıraktım,
Sol yanımı boş bıraktım, hey!
Siz benim kime küstüğümü nerden bileceksiniz?
Siz benim kime küstüğümü nerden bileceksiniz?
Siz benim kime küstüğümü nerden bileceksiniz?
Siz benim kime küstüğümü nerden bileceksiniz?
*
Odam Kireçtir Benim
Odam kireç tutmuyor
Kumunu katmayınca
Sevda baştan gitmiyor
Sarılıp yatmayınca
Baba ben derviş miyem
Hırkamı giymiş miyem
Ben sevdim eller aldı
Niye ben ölmüş müyem
Odamı kireç eyle
Yüzümü güleç eyle
Yandım aşkın elinden
Gel bana ilaç eyle
Odam kireçtir benim
Yüzüm güleçtir benim
Soyun da gel yanıma
Tenim ilaçtır benim
*
Olmasaydı Sonumuz Böyle
Sakin göllerin kuğusuyduk
Salınarak suyun yanağında
Yarılan ekmeğin buğusuyduk
Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle
Biri saksımızı çiğneyip gitti
Biri duvarları yıktı, camları kırdı
Fırtına gelip aramıza serildi..
Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi, bizi yaraladı..
Biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaldı,
Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu!
Dedim ya, ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle
Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle
Dağlarda çoban ateşiydik
Dolanarak mavzer yatağına
Ceylanın pınara inişiydik
Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle
Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş
Aynı çıtırtıyla ürperen bir serçe
Hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu
Birer tomurcuktuk hayatın kollarında
Birer çiğ damlasıydık
Bahar sabahında, gül yaprağında..
Dedim ya, hiç yoktan susturuldu şarkımız
Yüreğim kanıyor, ciğerim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle
Göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle.
*
Şafak Türküsü
Beni burada arama
Arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne ağlama...
Kaç zamandır yüzüm traşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim kulağım kirişte
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterseken delice...
Ah.. verebilseydim keşke
Yüreği avcunda koşan herbir anneye
Tepeden tırnağa oğula
Ve kıza kesmiş
Bir ülkeye armağan
Düşlerimle sınırsız
Diretmişliğimle genç
Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma
Usulca acı verdi yanağımda tomurcuk
Pir sultan'ı düşün anne, şeyh bedretinn'i
Börklüce'yi, torlak kemal'i
Insanları düşün anne
Düşün ki yüreğin sallansın
Düşün ki o an güzel günlere inanan
Mutlu bir yusufcuk havalansın...
Beni burada arama
Arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne ağlama...
Yani benim güzel annem
Ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken
Oturup yıldızlar icinde kendi buruk kanımı içtim
Ne garip duygu şu ölmek
Öptüğüm kızlar geliyor aklıma
Bir açıklaması vardır elbet giderken dar ağacına...
Geride masa üstünde boynu bükük
Kaldı kağıt kalem.
Bağışlar beni güzel annem
Oğul tadında bir mektup yazamadım diye
Kızma bana...
Elleri değsin istemedim
Gözleri değsin istemedim
Ağlayıp kokluyacaktın
Belki bir ömür taşıyacaktın koynunda
Yaşamak ağrısı asıldı boynumda
Oysa türkü tadında yaşamak isterdim...
Ölmek ne garip şey anne!
Bayram kartlarının tutsaklığından aşırıp bayramı
Sedef kakmalı bir kutu içinde
Vermek isterdim çocukların ellerine
Sonra, sonra benim güzel annem
Damdan düşer gibi vurulmak isterdim bir kıza...
Gecenin kıyısında durmuşum
Kefenin cebi yok
Koynuma yıldız doldurmuşum
Koşun çocuklar koşun
Sabah üstüme üstüme geliyor...
Kısacası güzel annem
Bir çiçeği düşünürken ürpermek yok
Gülmek umud etmek özlemek
Ya da mektup beklemek
Gözleri yatırıp ıraklara....
Ölmek ne garip şey anne!
Artik duvarlari kanatırcasına tırnağımla
Şaşkin umutlu şiirler yazamıyacağım
Mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamıyacağım
Baba olamıyacağım örneğin
Toprak olmak ne garip şey anne!...
Ölmek ne garip şey anne!
Uçurumlar ki sende büyür
Dagdır ki sende göçer
Ben bayram derim çiçek derim
Çam diplerine açmış kanatlarını kozalak derim
Gül yanaklı çocuğa benzer
Yinede oğlunu yitirmek ne garip şey anne...
Her kavgada ölen benim
Bayrak tutan çarpışan
Her kadın toprağı tırnaklıyarak
Doğurur beni
Özlem benim kavga benim aşk benim...
Bekle beni anne
Bir sabah çıkagelirim
Bir sabah anne bir sabah
Acını süpürmek için açtığında kapıyı
Adı başka sesi başka
Nice yaşıtım
Koynunda çiçekler
Çicekler içinde yeni bir ülke getirirler....
*
Söyle
Söyle yamur çamur
Değmedi yüreğime
Söyle ben nerdeyim
Sen nerde
Söyle ay doğmadan
Düşmesin yaş gözüme
Söyle ben nerdeyim
Sen nerde
Dıþarıda kar yağıyor
Benim için yağmur
Ağlama gözbebeğim
Biraz daha dur
Yüregime basa basa
İçimden yar gidiyor
Ağlama iki gözüm
Biraz daha dur
Ay ayy ay yanıyor ömrüm
Vallahi yamur çamur
Değmedi yüreğime
Söyle ben nerdeyim
Sen nerde
Söyle ay doğmadan
Düşmesin yaş gözüme
Söyle ben nerdeyim
Sen nerde
Söyle yamur söyle
Değmeden yüreğime
Söyle gökyüzüne
O nerde
Söyle baksın gece
Dağlardan hasretime
Söyle bilmesemde
O nerde
Söyle ay doğmadan
Düşmesin yaş gözüme
Söyle gökyüzüne
O nerde
*
Unutamam Seni
Gün gelir de beni unutursun demiştim
Kalbimdeki bu derdi uyutursun demiştim
Ne ben seni unutabildim
Ne bu gönlümü avutabildim
Ne bu derdimi uyutabildim
Unutamam seni, unutamam seni
Unutamam seni, unutamam
Aşkını çekerim geleceksin diyerek
Belki gözyaşımı sileceksin diyerek
Ne ben seni unutabildim
Ne bu gönlümü avutabildim
Ne bu derdimi uyutabildim
*
Yanımda Sen Olmayınca
Yanimda sen olmayinca
Bugün hiç tadim tuzum yok
Üstelik çok huysuzum
Tedirginim huzursuzum
Yanimda sen olmayinca
Gel yine basim belada
Beni bul karakollarda
Adim yazar zabitlarda
Yanimda sen olmayinca
Gel yine faili meçhul
Adim polis telsizinde
lnsaf yok vicdan izinde
Yanimda sen olmayinca
Çikip sana geldigimi
Anlattim anlamadilar
Faili meçhul yiktilar
Yanimda sen olmayinca.
*
Yakamoz
Yağmur yağar ıslanırsın vay aman
Güneş doğar kaybolursun vay aman
Ay ışığı der durursun vay aman
Yakamozsun sen
Sessiz sessiz ağlar gibisin vay aman
Zaman geldi gideceksin vay aman
Bırak ay gitsin sen kal bu gece
Umudumsun sen.
*
Yaşamadın Sen
Sensiz geçmiyor bu günler biliyor musun
Yüreğine beni, beni soruyor musun
Öyle yalnız, yalnız kaldım biliyor musun
Türküler söyledim sana duyuyor musun
Yıllar oldu oralardan çıkamıyorsun
Bağlanmış elin ayağın kaçamıyorsun
Bir kuş oldun gökyüzünde, uçamadın sen
Nehir oldun ırmak oldun, taşamadın sen
Çocuk oldun sokaklarda, oynamadın sen
Doğdun da büyüdüN ama yaşamadın sen
Yıllar oldu oralardan çıkamıyorsun
Bağlanmış elin ayağın kaçamıyorsun
*
Yazamadım
Uzak geçen baharları
Hüzün satan hazanları
Gence kalem kıranları
Yazamadım yazamadım
Kırık dökük umutları
Sakıncalı tutkuları
O çocuksu korkuları
Yazamadım yazamadım
Solgun suskun resimleri
Göğe yoldaş denizleri
Ömrüme göz dikenleri
Yazamadım yazamadım
Ses vermeyen geceleri
Tanımı zor acıları
Tek kişilik sancıları
Yazamadım yazamadım
Gün öksüzü odaları
Uygun adım voltaları
Ah zamansız sorguları
Yazamadım yazamadım
Yitip giden anıları
Katledilmiş duyguları
Yarım kalmış sevdaları
Yazamadım yazamadım...
*
Yorgun demokrat
Karanlık yollardan geçtik
Zehir gibi sular içtik
Bir yanımızda ölüm
Bir yanımızda yar sevdik
Bir değil bin bir kere sırat köprüsünden geçtik
Cehennem denen illetin taa göğsünü deldik geçtik
Bu yolda dönenler oldu
Mum gibi sönenler oldu
Yar göğsüne baş koymadan
Vurulup düşenler oldu
Bir sen kaldın geride
Ah akıp gidiyor hayat
Yüreğim anlıyor seni
Artık susma Yorgun Demokrat
Şarkılar küsmüş dudağa
Ömründe gecikmiş hasat
Karışmış çoluk çocuğa
Geçim derdinde demokrat
İçlenir hatırladıkça
İzlerini o günlerin
Düşe kalka bata çıka
Yaşadığı o depremin
Bu yolda dönenler oldu
Mum gibi sönenler oldu
Yar göğsüne baş koymadan
Vurulup düşenler oldu
Bir sen kaldın geride
Ah akıp gidiyor hayat
Yüreğim anlıyor seni
Artık susma Yorgun Demokrat
şarkı sözleri, en güzel şarkı sözleri, ahmet kaya şarkı sözleri, devrimci şarkı sözleri, başkaldırı şarkı sözleri, özgün müzik sözleri, özgün müzik ahmet kaya şarkı sözleri,