Yazı Duyurusu

Menu

DUALAR-7 (BELA VE MUSİBETLERE KARŞI)

Bu yazı, dualar, musibet duası, bela ve musibetlere karşı peygamberimizin duası, bela ve musibetten kurtulma duası, bela ve musibetleri def eden dua ile ilgilidir.
bela ve musibetlere karşı peygamberimizin duası, bela ve musibetleri def eden dua, bela ve musibetten kurtulma duası, dualar, musibet duası, etkili dualar,
BELA VE MUSİBETLERE KARŞI DUALAR

Musibet ânında yapılacak şu dua;

İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râci’ûn.
Allâhümme ecirnî musîbetî vahlüf lî hayran minhâ.
"Biz Allah’tan geldik ve O'na döneceğiz. Allah'ım beni bu musibetten koru. Musibetin yerine bana hayır ihsan eyle.

BELAYA UĞRAYANI GÖRÜNCE

Hz. Ömer ve Hz. Ebû Hüreyre (ra) anlatıyorlar:

 "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
 "Kim bir belaya uğrayanı görünce şu duayı okursa:

اَلْحَمْدُ للّهِ الَّذِى عَافَانِى مِمَّا ابْتََكَ بِهِ وَفَضَّلَنِى عَلى كَثِير مِمَّنْ خَلَقَ تَفْضِيً عُوفِىَ مِنْ ذَلِكَ البََءِ كَائِناً مَا كَانَ مَا عَاشَ

"Seni imtihan ettiği şeyde bana âfiyet veren ve birçok yarattığından beni üstün kılan Allah'a hamdolsun!"

Artık yaşadığı müddetçe, bu bela ne olursa olsun ona mâruz kalmaktan muaf kılınır."

Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)'nin bir rivâyetinde sâdece: "...Bu bela ona isâbet etmez" denmiştir...(Tirmizî, Da'avât 38, (3427, 3428); İbnu Mâce, Dua 22, (3892).]

 AÇIKLAMA:

1-Belaya uğrayan diye tercüme ettiğimiz kelimenin aslı mübtelâ'dır. İbtila esas itibariyle imtihan ve deneme mânasına gelir. Hayra da, şerre de olabilir.

Nitekim âyet-i kerîmede: وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً

"Bir imtihan olarak size iyilik ve kötülük veririz" (Enbiya 35) buyurulmaktadır.

2-Sadedinde olduğumuz hadiste mübtelî, yâni belaya mâruz veya imtihana mâruz'daki beladan maksad maddî ve bedenî bir imtihan olabilir, mânevî ve dinî bir imtihan da olabilir. Bedenî imtihana abraşlık, aşırı kısalık, aşırı uzunluk, körlük, sakatlık, kamburluk vs. misal olabileceği gibi; mânevî imtihana da fısk, zulüm, bid'at, küfr vs. misal olabilir. Bunlardan dinî olanların çok daha ciddi olduğu açıktır. Maddî imtihanlar sabır yoluyla mânevî kazanç vesilesi yapılabilir ise de mânevî imtihanları kazanca tahvil çok daha zordur. Rabbimizden mânevî imtihanlarla imtihan etmemesini dua ediyoruz.

3-Aslında âfiyet de bir imtihandır. Ancak beliyye ile imtihanda sabırsızlık ve fitneye düşme ihtimali vardır. Bu takdirde beliyye herkesin kazanamayacağı bir imtihan, bir mihnet olur. Resûlullah:

 اَلْمُؤْمِنُ الْقَوِىُّ خَيْرٌ وَاَفْضَلُ وَاَحَبُّ إلى اللّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِ الضَّعِيفِ

"Kuvvetli mü'min zayıf mü'mine nazaran Allah'a daha sevgili, daha efdal, daha hayırlıdır" buyurmuştur.

Şu halde iptilaya dayanabilen, sabır yönüyle kuvvetli olan kazançlıdır ve Allah nezdinde daha hayırlıdır. Hadisteki kuvvetlilik mutlak geldiğine göre, fizikî ve maddî olabileceği gibi, musibetler karşısındaki mânevî ve ruhî kuvvet de olabilir.

Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

تَعَوَّذُوا بِاللّهِ
مِنْ جَهْدِ البََءِ،
 وَدَرْكِ الشَّقَاءِ،
 وَسُوءِ القَضَاءِ،
 وَشَماتَةِ ا‘عْدَاءِى
Belanın ezmesinden,
Helâkın gelmesinden,
Kötü kazadan,
Düşmanların şamatasından,
Allah'a istiâze edin.
[Buhârî, Kader 13, Da'avât 28; Müslim, Zikr 53, (2707); Nesâî, İstiâze 34, (8, 269, 270).]

AÇIKLAMA:

* Belanın ezmesi diye tercüme ettiğimiz cehdü'lbelâ'yı, Münâvî, "ölümü temenni ettiren, sıkıntı ve meşakkat" diye târif eder. "Öyle ki, der, kişi sıkıntısının tahammül edilmezliği sebebiyle ölmeyi, sıkıntılı yaşamaya tercih eder." Bu hâl müzmin, ızdıraplı bir sıhhat bozukluğundan olabileceği gibi, aşırı fakirlik vs.'den de olabilir. İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)'in bunu "mal azlığı ve evlad çokluğu" diye tefsir ettiği rivâyet edilir. Bela kelimesi her çeşit imtihan için kullanıldığına göre, ölümü aratan her çeşit musîbet buraya dahil edilebilir.

* Helâkın gelmesi diye tercüme ettiğimiz derku'şşekâ ile dünyevî musibet anlaşıldğı gibi uhrevî helâket de anlaşılmıştır. Şekâ, şekâvet yâni bedbahtlık demektir. Şakî olmak, saîd olmanın zıddıdır. İbnu Hacer şekâyı helâk olarak açıklamıştır. Münâvî cehennem tabakalarından birine şekâ denmiş olduğunu kaydeder. Şu halde, Arapça ibârenin taşıdığı iki ihtimale binâen, "Şekâvetin bize ulaşmasından" veya "bizim cehenneme ulaşmamızdan" istiâze etmemiz gerekmektedir.

* Kötü kaza (sûi'lkaza) ile kötü hüküm, kötü kader anlaşılmalıdır. Bu da dünyevî olabileceği gibi, uhrevî de olabilir. Kaza ve kaderi Allah'ın takdîri olarak kötü kelimesiyle tavsif uygun değildir. Bunu, Münâvî'nin de belerttiği üzere, makzî yâni hükmedilmiş olan şey olarak anlamak gerekir. Nasıl ki hayrı da şerri de halk eden (yaratan) Allah'tır, halkda çirkinlik yoktur. Çirkinlik kulun kesbindedir, öyle de kazada çirkinlik yoktur, çirkinlik, kesbimize, irademize uygun olarak Allah'ın hükmettiği şeydedir ki buna makzî diyoruz. Makzîdeki çirkinlik onu hak edene aittir. Kötü kazadan istiâze, bir bakıma Cenab-ı Hakk'tan lütfunu, affını taleb etmek, hak ettiğimiz kötü makzîlere hükmetmemesini, bağışlamasını dilemektir.

* Düşmanın şamatası, kişinin uğradığı belalar, kötü haller sebebiyle düşmanın gülmesi, ferahlamasıdır.

Bu yazı, dualar, musibet duası, bela ve musibetlere karşı peygamberimizin duası, bela ve musibetten kurtulma duası, bela ve musibetleri def eden dua ile ilgilidir.

Share This:

Söz Harmanı

I'SİTEMİZDE; en güzel dualar, ayetler, hadisler, altın sözler, anlamlı öğütler, altın tavsiyeler, aşk sözleri, aşk şiirleri, şairler ve yazarların hayatları, eserleri ve eğitim ders notları sizlerin istifadesine sunulmaktadır......

Yorum Yok " DUALAR-7 (BELA VE MUSİBETLERE KARŞI) "

Sitemizle ilgili yorum ve tavsiyelerinizi bekliyoruz...

  • To add an Emoticons Show Icons
  • To add code Use [pre]code here[/pre]
  • To add an Image Use [img]IMAGE-URL-HERE[/img]
  • To add Youtube video just paste a video link like http://www.youtube.com/watch?v=0x_gnfpL3RM