VATAN
Sevdamız Vatan.
Aşkımız Vatan.
Önce Vatan.
*
abdurrahim karakoç anadolu şiiri, bu vatan kimin şiiri, erdem bayazıt şiirleri, necip fazıl şiirleri, ozan arif şiirleri, tevfik fikret şiirleri, vatan destanı şiiri, vatan nedir, vatan şiirleri,
BU VATAN KİMİN?
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.
İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.
Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir.
Orhan Şaik Gökyay
*
VATAN DESTANI
O kadar dolu ki toprağın şanla,
Bir değil, sanki bin vatan gibisin.
Yüce dağlarına çöken dumanla
Göklerde yazılı destan gibisin.
Hep böyle bulutlar içinde başın,
Hilâli kucaklar her vatandaşın.
Geçse de asırlar, tazedir yaşın,
O kadar leventsin, fidan gibisin.
Çiçeksin, bayılır kuşlar kokundan,
Her dalın bir yay ki zümrüt okundan
Müjdeler fısıldar Ergenekon'dan:
Bu sese gönülden hayran gibisin.
Ey bütün cihana bedel Türkeli,
Açtığın cenklerin yoktur evveli.
Tarih bir nehir ki coşkundur seli.
Sen ona nisbetle, umman gibisin.
Bir yandan hep böyle taştın, köpürdün,
Bir yandan cefalı bir ömür sürdün,
Fakat ne derece ezildinse dün.
Şimdi gene tunçtan kalkan gibisin.
Bir insan nihayet kemikle ettir,
Bu et, bu kemiğe can hürriyettir.
En büyük hürriyet Cumhuriyettir,
Demek şimdi sen bir cihan gibisin.
Ey ana toprağı, ey Anadolu,
Açıldı önünde terakki yolu.
Hamdolsun her yanın bereket dolu,
Cennette bir yeşil meydan gibisin.
Yeni bir ay ördün al bayrağına,
Girdin en sonunda irfan bağına,
Medeni hayatın nur ırmağına
Ezelden susamış ceylan gibisin.
Halit Fahri Ozansoy
*
VATAN BORCU
Vatan borcunu ödemeye gelmişti
Vatanın hiç bilmediği toprağına
Yeşil kıyafetler içinde, elinde kırmızı elma şekerinin eksikliği...
kırmızı yanaklarında
Yaklaştım yanına
Ne isterse verecektim
Belli, garibandı biraz yüreği
Dedim ki söyle, elim avuçlarında
Tuttum...bıraktım ellerini
Elimi cebime attım
Ne kadar param varsa o an verebilirdim ona
Söyledim...canı birşey çekmiş olabilirdi
Söyle dedim ne istersen...
Dile benden ne dilersen
İstediğini veremezdim.
ANNEMİ BABAMI ÇOK ÖZLEDİM! !
19.06.2002 Bilecik
Ceyhun Yılmaz
*
CENGE GİDERKEN
Ben bir Türk'üm; dinim, cinsim uludur;
Sinem, özüm ateş ile doludur.
İnsan olan vatanının kuludur.
Türk evladı evde durmaz giderim.
Muhammed'in kitabını kaldırtmam;
Osmancık'ın bayrağını aldırtmam;
Düşmanımı vatanıma saldırtmam.
Tanrı evi viran olmaz, giderim.
Bu topraklar ecdadımın ocağı;
Evim, köyüm hep bu yerin bucağı;
İşte vatan, işte Tanrı kucağı.
Ata yurdun, evlat bozmaz, giderim.
Tanrım şahit, duracağım sözümde;
Milletimin sevgileri özümde;
Vatanımdan başka şey yok gözümde.
Yâr yatağın düşman almaz, giderim.
Ak gömlekle gözyaşımı silerim;
Kara taşla bıçağımı bilerim;
Vatanım için yücelikler dilerim.
Bu dünyada kimse kalmaz, giderim.
Mehmet Emin Yurdakul
*
HİCRET BURCUNDA
Elveda Vatanım; doğduğum toprak
Bedenimin eczası;
Akan suyu biten meyvası
Damarlarımda kan olan!
Acizlendiğimde gözyaşları dökerek
Üstünde umutlar yeşerttiğim;
Sokaklarını, bahçelerini, çeşmelerini
Ezbere bildiğim.
Anılarımın tarlası;
Kimliğimin mayası;
Çocuklarımı büyüttüğüm;
Kadınımla paylaştığım;
Anamı babamı emanet ettiğim toprak,
Elveda!
Erdem Bayazıt
*
KÜÇÜK ASKER
Küçük Asker
Küçük asker, silah elde
Kahramanca ilerliyor
Karşısında bütün belde
“Kahramanım, yaşa! ” diyor…
Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden hizmet ister.
Vatan için çeker emek
Herkes; bu borcu herkesin.
Vatan demek ninen demek,
Sen nineni sevmez misin? ..
Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden şefkat ister.
Vatan senden hayat umar,
Sen yaşarsan o canlanır;
Vatan için ölmek de var,
Fakat borcun yaşamaktır…
Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden kuvvet ister.
Minimini omuzların
Taşıyacak yarın tüfek;
Tüfek değil, vatan yarın
O omuza yüklenecek…
Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden gayret ister.
Küçük asker dinle bunu:
Sakın boşa silah atma;
Kılıcını, kurşununu
Haksızlığa karşı sakla…
Küçük asker, küçük asker!
Hak da senden kuvvet ister.
Tevfik Fikret
*
ANADOLU
Seni çok sevenler(!) çok örseledi
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Açların çalıştı, tokların yedi
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Yanan hep sen oldun, yakılan sensin
Ruhuna çiviler çakılan sensin
Şekilden şekile sokulan sensin
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Sınırlar çizildi rüyalarına
Yasaklar konuldu dualarına
Hangi sesler hâkim semalarına
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Ahlat’ın, Afşin’in, Söğüt’ün mahzun
Evladın, âşığın, yiğidin mahzun
Tebessümün mahzun, ağıdın mahzun
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Metrûk manastırlar ihya olmakta
Hüzün, camilere mahya olmakta
Yadlar başımıza kâhya olmakta
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Üzerinden hak, adalet silindi
Hayâ zırhı delik delik delindi
Bu zelil duruma nasıl gelindi? ! .
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Dün şehit kanıyla sulanan sensin
Bugün alkollere belenen sensin
Düşmandan sadaka dilenen sensin
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Şehit torununa “sen sus” diyorlar
“Vatan sevmek bize mahsus” diyorlar
Her taraf toz-duman, kâbus diyorlar
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Hariçten gelenler köprüyü tutmuş
Dost karşı kıyıda seni unutmuş
Hınzır yeller yaprakların kurutmuş
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
“Biraz azim, biraz gayret” derim ha
“Delinir karanlık, sabret” derim ha
“Şanlı mazi döner elbet” derim ha
Oy güzel vatanım, oy Anadolu...
(Parmak İzi)
Abdurrahim Karakoç
*
CANIM İSTANBUL
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir ' Katibim'i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Necip Fazıl Kısakürek
*
KAN AKMAYA BAŞLADI
Ben bu vatan, ben bu yurdum hemşerim,
Özlerimden kan akmaya başladı.
Sebep sorma, yara bere her yerim,
Dizlerimden kan akmaya başladı.
Garez girdi milletimin bağına,
Kötü düştüm bölünmenin ağına,
Son günlerde kefen oldum çoğuna,
Bezlerimden kan akmaya başladı.
Hasret kaldım sevgi dolu çağlara,
Gül yetişen bülbül öten bağlara.
Kar yerine kin yağınca dağlara,
Buzlarımdan kan akmaya başladı.
Elif dedim Yaradan`a sarıldım,
'Dal' okuyup, hep kötüye yoruldum,
'Cim' deyince tam böğrümden vuruldum,
Cüzlerimden kan akmaya başladı.
Hazan geldi bunca genci götürdü,
Kış bağrıma mezar oldu oturdu.
İlkbaharda bostan bomba bitirdi,
Yazlarımdan kan akmaya başladı.
Ben büyüttüm dile derman olanı,
Putperesti dergâhına alanı…
Yok çıkartan deliğinden yılanı,
Sözlerimden kan akmaya başladı.
Bilirsiniz, eski Ocak nasıldı?
Bak! Üstüne kara kazan asıldı,
Odun kemik, duman feryat kesildi,
Közlerimden kan akmaya başladı.
Yunus Emre'm bakma sakın kusura,
Senin gibi şükreden yok hasıra,
Aşıklarım bir hoş oldu bu sıra,
Sazlarımdan kan akmaya başladı
Bak hemşerim! Arif derki yürekten,
Ben vatanım dağdan, taştan, ırmaktan,
Seni böyle hep gaflette görmekten,
Gözlerimden kan akmaya başladı.
Ozan Arif
önce vatan, vatan nedir, vatan şiirleri, bu vatan kimin şiiri, vatan destanı şiiri, tevfik fikret şiirleri, abdurrahim karakoç anadolu şiiri, ozan arif şiirleri, necip fazıl şiirleri, erdem bayazıt şiirleri