Yazı Duyurusu

Menu

Browsing "Older Posts"

HİKMETLİ SÖZLER / MEHMET ZAHİD KOTKU

28 Kasım 2022 Pazartesi / No Comments
mahmet zahid kotku sözleri, mehmet zahid kotku sözleri kısa, mehmet zahid kotku eserleri alıntı, mehmet zahid kotku sözleri facebook, mehmet zahid kotku sözleri tweeter, hikmetli  sözler, altın sözler,

altın sözler, hikmetli  sözler, mehmet zahid kotku eserleri alıntı, mehmet zahid kotku sözleri facebook, mehmet zahid kotku sözleri kısa, mehmet zahid kotku sözleri tweeter, 
Kardeşlik ne kadarsa; müslümanlık da o kadardır.

*


İbadetin anahtarı düşüncedir. ( tefekkürdür ).

*

Bazı köleler ilim sayesinde hür olmuşlardır. Bazı hür kimseler de cehilleri sebebiyle köle olmuşlardır.

*


Ben hikmeti sükuta koydum,halbuki insanlar onu çok konuşmada arıyorlar.

*

Allah Teala sana hem akıl vermiş, hem göz ki, kainatı görünce mutlaka sahibini arayıp bulasın diye. Eğer bulamıyorsan hakiki gözden ve gönülden mahrumsun demektir.

*


Her kim iki hadis öğrenir, onunla faidelenir ve başkalarına öğretir, onlar da faidelenirlerse, bu bilgi ona altmış senelik naifle ibadetten hayırlıdır demişler.

*

Allah celle ve alayı bilmek ancak nefsini bilmeye bağlıdır.

*


Hepimizin bildiği gibi her ailenin çocuğunun terbiyeli olması ana-babasından aldığı terbiye ile hocasından aldığı ders ve terbiyeye bağlıdır.

*

Senin iftiharın mal ve neseb ile ise,
Ben de iftihar ederim ilim, edeble.

*


Yunus Emre, o da memleketin evladı. Bak ne güzel sözleri var. Mübarek Ramazan aylarında iftar sofralarında okunan kasideleri;

Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni!

*

 Mezarlıklara bir bakmak,basireti olanı düşündürmek için yeter de artar bile.

*


İlim öğrenmenin fazileti hadsiz hesapsızdır. Cenab-ı Hakk ilmin daima arttırılmasını istemiş olduğundan, bizim bu ilme itirazımız mümkün değildir.

*

Tokluk şehveti artırır, tenbellik ve uyku getirir.

*


Tövbekarları sevmek, müslümanların birbirlerine karşı şefkatli ve merhametli olmaları, birbirlerinin elinden ve dilinden emin olması lazımdır. Yine birbirlerine karşı tevazu gösterip kibirlenmemeleri gerekir. Zira Allah mütekebbirleri sevmez.

*

İnsana yakışan huylardan birisi tevazu, diğeri de sadakattır. Binaenaleyh, bu iki nimetten mahrum olan kimselerden ne beklenebilir? Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri gibi bütün peygamberlerin ve bütün evliyaların huyları ve sıfatları tevazu ve sadakatte toplanmıştır.

*


Zira ilim, okuma ve yazma ile olduğuna göre, dinimiz ilim tahsiline o kadar ehemmiyet vermiştir ki, şimdiye kadar hiçbir kavim ve millet, bu ehemmiyeti gösterememiştir.

*
altın sözler, hikmetli  sözler, mehmet zahid kotku eserleri alıntı, mehmet zahid kotku sözleri facebook, mehmet zahid kotku sözleri kısa, mehmet zahid kotku sözleri tweeter,
altın sözler, hikmetli  sözler, mehmet zahid kotku eserleri hayatı, mehmet zahid kotku sözleri facebook, mehmet zahid kotku sözleri kısa, mehmet zahid kotku kimdir, 

HAYATI

Bursa Pınarbaşı’nda doğdu. Ailesi, 1880 yılında Dağıstan’ın Şeki kasabasından Anadolu’ya göç edip Bursa’ya yerleşmiştir. Mehmet Zahit annesi Sabire Hanım’ı üç yaşında iken kaybetti. Bursa’ya geldiklerinde on altı yaşlarında olan babası İbrâhim Efendi çeşitli yerlerde imamlık yaptıktan sonra 1929’da Bursa ovasındaki İzvat köyünde vefat etti. Mehmet Zahit, Oruç Bey Mahalle Mektebi’nde başladığı öğrenimini Maksem’deki idâdîde ve Bursa Sanat Mektebi’nde sürdürdü. I. Dünya Savaşı sırasında on sekiz yaşlarında askere alınarak Suriye cephesine gönderildi. Ordunun Suriye’den çekilmesinin ardından İstanbul’a döndü. Temmuz 1919’dan itibaren askerlik şubesinde yazıcı olarak askerlik görevine devam etti. Hâtıra defterindeki kayıtlardan 1922 Martında bu görevi sürdürdüğü anlaşılmaktadır.

İstanbul’da cami derslerine ve vaazlara devam eden Mehmet Zahit 1920’de, Cağaloğlu’nda bulunan Fatma Sultan Camii yanındaki Gümüşhânevî Tekkesi’ne giderek Şeyh Dağıstanlı Ömer Ziyâeddin Efendi’ye intisap etti. Seyrüsülûkünü onun vefatı üzerine postnişin olan Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi’nin yanında sürdürdü. Yirmi yedi yaşında hilâfet aldı. Beyazıt, Fâtih ve Ayasofya cami ve medreselerindeki derslere devam ettiği bu yıllarda bir yandan da hâfızlığını tamamladı. Mustafa Feyzi Efendi’nin isteğiyle çeşitli kasaba ve köylerde dinî hizmetlerde bulundu.

Tekkelerin kapatılması üzerine Bursa’ya dönerek babasının imamlık yaptığı İzvat köyüne yerleşti. Babası ölünce onun görevini sürdürmeye başladı. 1946 yılına kadar köy imamlığı yaptı, ardından Üftâde Camii imamlığına tayin edildi. 1952 yılı Aralık ayında Gümüşhanevî Dergâhı’ndan arkadaşı Abdülaziz Bekkine’nin vefatı üzerine görevi onun vazife yaptığı Zeyrek’teki Ümmü Gülsüm Mescidi’ne nakledildi. Bu mescidin istimlâki söz konusu olunca Fatih İskenderpaşa Camii’ne tayin edildi (1958). Vefatına kadar bu camide görevini sürdürdü. 1979 yazında gittiği Hicaz’dan 1980 Şubatında ağır hasta olarak döndü. Ameliyat olduktan sonra hac mevsimi gelince tekrar hacca gitti. 13 Kasım 1980’de İstanbul’da vefat etti. Cenaze namazı 14 Kasım’da Süleymaniye Camii’nde kılındıktan sonra Kanûnî Sultan Süleyman Türbesi hazîresine defnedildi.

Mehmet Zahit Kotku insan eğitimini esas almış, kendini fertlerin iç dünyalarının zenginleştirilmesine adamıştı. Görev yaptığı camilerde her pazar ikindi namazının ardından Râmûzü’l-eḥâdîs̱ dersleri vermiş, cuma vaazları ve önemli günlerdeki konuşmaları yanında özel sohbetleriyle de halkı eğitmeye çalışmıştır. Vaaz ve sohbetlerinde dinî konuların yanı sıra ülkenin ekonomik, politik, kültürel ve sosyal problemleriyle ilgili görüşlerini de ifade etmiş, bu tavrıyla bilhassa üniversite öğrencileri üzerinde etkili olmuştur. Eğitim ve yardımlaşma amaçlı bazı vakıflar onun tavsiyesi üzerine kurulmuş, ayrıca birçok hayır kurumunun tesisine vesile olmuştur. Ersin Gürdoğan, Görünmeyen Üniversite adlı kitabında (İstanbul 1991) Mehmet Zahit Kotku’nun dinî şahsiyetini ve sosyal yönünü incelemiştir.

Eserleri

1. Tasavvufî Ahlâk (I-V, İstanbul 1979). Nakşibendiyye tarikatının âdâb ve erkânı ile ahlâkî konulara dairdir.

2. Cennet Yolları (Hadislerle İlim). İlmin ve ulemânın önemini hadislere dayanarak açıklayan eser âlimlerin siyasî ve sosyal alanlarda da etkin olması gerektiğini anlatır (İstanbul 1985).

3. Ana Baba Hakları. Allah hakkına riayet, Hz. Peygamber’in ve ulemânın hakkı, evlâdın babasındaki hakları, karı koca hakları, komşu hakları ve millet hakları konularını da ihtiva etmektedir (İstanbul 1991).

4. Mehmed Zahid Kotku (K.S.)’dan Özel Sohbetler. Müellifin son yıllarına ait bazı vaaz ve özel sohbetlerini ihtiva etmektedir (İstanbul 1991).

5. Ehl-i Sünnet Akaidi. Fıkh-ı Ekber, el-Milel ve’n-niḥal, Sevâdü’l-aʿẓam ve Şerḥu’l-Emâlî’den iktibasları ihtiva eden eser açıklamalarla zenginleştirilmiştir (İstanbul 1992). Kotku’nun diğer eserleri de şunlardır: Nefsin Terbiyesi (İstanbul 1983), Hadislerle Nasihatlar (İstanbul 1991), Müminlere Vaazlar (I-II, İstanbul 1992), Zikrullah’ın Faydaları (İstanbul 1992).

BİBLİYOGRAFYA

Gümüşhânevî, Râmûzü’l-ehâdîs (trc. Abdülaziz Bekkine, nşr. Lutfi Doğan – M. Cevad Akşit), İstanbul 1982, neşredenlerin girişi, I, s. XIX-XXI; Sadık Albayrak, Son Devir Osmanlı Uleması, İstanbul 1981, IV-V, 139; Ersin Gürdoğan, Görünmeyen Üniversite, İstanbul 1991; Vehbi Vakkasoğlu, Maneviyat Dünyamızda İz Bırakanlar, İstanbul 1987, s. 133-145; Metin Erkaya, Anılarla Mehmed Zahid Kotku Hazretleri, İstanbul 1997; Serdar Ömeroğlu, “Mehmed Zahid Kotku-Hayatı-Hatıraları-Eserleri”, Milli Gazete, 13-18 Kasım 1988.

Bu yazı, mahmet zahid kotku sözleri, mehmet zahid kotku sözleri kısa, mehmet zahid kotku eserleri alıntı, mehmet zahid kotku sözleri facebook, mehmet zahid kotku sözleri tweeter, hikmetli  sözler, altın sözler, ile ilgilidir.

MEHMET ZAHİD KOTKU HZ.

/ No Comments
mehmet zahid kotku kimdir, mehmet zahid kotku hayatı, mehmet zahid kotku eserleri, mehmet zahid kotku hazretleri kime el verdi, mehmet zahid kotku kitapları,


MEHMET ZAHİD KOTKU KİMDİR?

Gümüşhânevî Dergâhı şeyhi Mustafa Feyzi Efendinin önde gelen talebelerinden. İsmi Mehmed Zâhid, soyismi Kotku`dur. Hoca Efendi lakabıyla da tanınmıştır. Babası İbrâhim Efendi, annesi Sâbire Hanımdır. 1897 (H.1315) senesinde Bursa`da doğdu. 1980 (H.1401) senesinde İstanbul`da vefat etti. Kabri, Süleymâniye Câmii hazîresindedir.

Âilesi Şirvân`a bağlı, eski bir hanlık merkezi olan Nuha`dandır. Kafkasya`da bir dağ eteğinde bulunan ve ipekçiliği ile meşhûr olan bu yöreden Osmanlı-Rus Harbi sırasında Anadolu`ya gelen ailesi, Bursa`ya yerleşti. Babası İbrâhim Efendi, Bursa Hamzabey Medresesinde tahsîlini tamamlayıp, çeşitli câmi ve mescidlerde imamlık yaptı. Bu sırada Bursa Kaleiçi Filiböz Mahallesi Türkmenzâde Çıkmazındaki evlerinde Mehmed Zâhid Efendi dünyâya geldi. Mehmed Zâhid Efendi üç yaşındayken annesi Sâbire Hanım vefat etti. Babası İbrahim Efendi, Dağıstan muhacirlerinden Fâtıma Hanımla ikinci evliliğini yaptı.

Mehmed Zâhid Efendi ilk tahsîlini Bursa Oruçbey İbtidâîsinde yaptı. Orta öğrenimini ise Maksem İdâdîsi ve Bursa Sanâyi-i Nefîse Mektebinde gördü. O sıralarda patlak veren Birinci Dünyâ Harbi sebebiyle on sekiz yaşındayken askere çağırıldı. Senelerce askerlik yaptı. Çok tehlikeli günler geçirdi.Hastalıklar atlattı. Ordunun Suriye`den çekilmesi üzerine binbir güçlükle İstanbul`a dönebildi. Yirmi beşinci Kıt`a Şûbe Yazıcılığı vazîfesiyle askerliğe devâm etti. Askerlik vazîfesi sebebiyle İstanbul`da kaldığı müddet içinde çeşitli dînî toplantılara, özel derslere ve câmilerdeki vâzlara devâm etti. Bilhassa Seydişehirli Abdullah Feyzi Efendinin sohbetlerine devâm etti.

Bir Cumâ namazını Ayasofya Câmiinde kıldıktan sonra, Vilayet karşısındaki Fatma Sultan Câmii yanında bulunan Gümüşhânevî Dergâhı'na gitti. Dağıstanlı Şeyh Ömer Ziyâüddîn Efendiye intisâb edip, talebe oldu. Onun sohbet ve derslerinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Ömer Ziyâüddîn Efendinin vefatı üzerine, yerine geçen Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendinin sohbetlerine devam etti. Tasavvuf yolundaki vazîfesini tamamlayıp, hilafet aldı. Râmûzü`l-Ehâdîs, Hizb-i A`zam, Delâil-i Hayrât ve Kasîde-i Bürde okutmak üzere icazet, diploma aldı. Bu arada Bâyezîd, Fatih ve Ayasofya Câmii ve medreselerindeki derslere devam etti. Bu sırada hafızlığını tamamladı.Ayrıca Hacı Hasîb Efendiden kırâat ilmi ve fıkıh icâzeti aldı. Hocasının işâreti üzerine çeşitli kasaba ve köylere giderek İmâm-Hatiplik yaptı ve insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlattı.

Tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra Bursa`ya dönen Mehmed Zâhid Efendi, 1929 senesinde babası İbrâhim Efendinin vefatından sonra onun yerine Bursa`nın İzvat köyünde İmâm-Hatiplik vazîfesine başladı. On beş yıl kadar süren bu vazîfeden sonra, Bursa il merkezindeki Üftâde Câmii Şerîfi İmâm-Hatipliğine tayin edildi. Kaleiçi`ndeki baba evine yerleşti. 1945-1952 yılları arasında buradaki vazifesine devam etti. 1952 senesi Aralık ayındaGümüşhânevî Dergâhı postnîşini ve eski dergâh arkadaşı Kazanlı Abdülazîz Bekkîne`nin vefâtı üzerine talebelerinin ve sevenlerinin ısrarlı davetleriyle İstanbul`a taşındı. Fâtih Zeyrek`teki Çivizâde Câmii İmâm-Hatipliğine tayin edildi. Bir ara yine Zeyrek`teki Ümmügülsüm Mescidinde İmâm-Hatiplik yaptı.Ekim 1958 târihinde Fâtih İskenderpaşa Câmii'ne naklolunarak vefatına kadar bu vazifede kaldı.

Gerek Bursa`da gerekse İstanbul`da bulunduğu sırada etrafında toplananlara vaaz ve nasihat ederek yol göstermeye çalıştı. Pazar günleri ikindi namazlarını takiben devamlı ders verirdi. Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî hazretlerinin derlediği Râmûzü`l-Ehâdis isimli hadîs-i şerîf kitabını okuyup açıklardı. Selâmlaşmanın önemiyle ilgili; “Selâmı yayınız.” hadîs-i şerîfini açıklarken: “Selâm sâdece iyi dilek ve temennilerin sözle ifade edilmesinden ibaret kuru bir görev değildir. Gerçekte selâm, yolda karşılaştığımız bir kardeşimizin ihtiyacının var olup olmadığını, varsa bizimle giderilebilecek bir tarafının bulunup bulunmadığını, öğrenip elimizden geleni yaptıktan sonra yola devam edip gitmektir.” buyurdu.

Müslümanların birlik ve beraberlik içinde bulunmaları gerektiğini açıklarken de şöyle buyurdu: “Görmez misin ki, yağmur ne kadar çok yağarsa yağsın, tanecikleri hemen birleşir, toplanırlar. Derken dereler, nehirler meydana gelir. Neticede bunlar barajları doldurur. Enerji santrallerini işletir, araziyi sular, şehirlerin elektriğini temin ederler. Bu nimet sayesinde insanlar rahata kavuşur, işleri kolaylaşır. Bu ne büyük bahtiyarlıktır. Bundan ibret almalı, birlik ve beraberliğimizi temine çalışmalıyız. Tek tek hareket edersek, hepimiz helâk oluruz. Ne kadar dindar olursan ol, birlik ve beraberliği her işin üstünde tutmadıkça, herkes kendi başına buyruk hareket ettikçe bir yere varılmaz.” diyerek müslümanların her iş ve hareketlerinde tek yürek, tek kuvvet olması gerektiğine işaret etti.

Son yıllarını rahatsızlıklar içinde geçiren Mehmed Zâhid Efendi, şiddetli ağrılarına rağmen sohbetlerine devam etti. 1979 senesi yazında uzunca bir süre kalmak niyetiyle gittiği Hicaz`dan 1980 senesi Şubat ayında ağır hasta olarak döndü. Mart 1980`de ameliyat edildi. Ameliyattan sonra tedrici olarak düzeldi. Hattâ 1980 Ramazan orucunu aksatmadan tuttu. Teravih namazını hatimle kılıp, vaazlarına devâm etti.Hac mevsimi gelince, hac vazifesini yerine getirmek üzere mübârek topraklara gitti. Fakat hastalığı tekrar nüksetti. Hac vazifesini güçlükle ifa edip, sevgili Peygamberimizin kabr-i şerîfini ziyaret ettikten sonra Kasım 1980`de ağır hasta olarak İstanbul'a döndü. Dönüşünden bir hafta sonra 13 Kasım 1980 (Muharrem 1401) Perşembe günü öğleye yakın vefat etti. Cenazesi 14 Kasım Cuma günü İstanbul Süleymaniye Câmii'nde Hacı Mahmûd Efendi tarafından kıldırılan cenaze namazından sonra, İstanbul Süleymaniye Câmii hazîresinde hocalarının yanına defnedildi. Kabri sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir.

Mehmed Zâhid Efendi; güler yüzlü, sevimli bir zâttı. Mütevazi, azim sahibi, hiç kimsenin gönlünü kırmamaya önem verirdi. Tanıdığına, tanımadığına selâm verir, güler yüz gösterir, gönüllerini alırdı. Hafızası kuvvetli, konuşması samimi idi. Çoğu zaman halk telaffuzu ile konuşur, karşısındakine konuşma fırsatı verirdi. Kimseden doğrudan doğruya bir şeyi istemez, kapalı sözlerle ifade ederdi. Anlaşılmazsa sabrederdi. Hiçbir zaman şeyhlik tavrı takınmaz, kendisini ve makamını büyük bir maharet ve tevazu ile gizlerdi. Gece ve sabah ibadetlerine riâyet eder, talebelerini de buna teşvik ederdi.

ESERLERİ

Ömrünü hizmete adayan Mehmet Zahid Kotku Hazretleri, bugün de insanlığın önünü aydınlatmaya devam eden çok sayıda eser verdi. Bunlar; Tasavvufî Ahlâk (5 cild), Cennet Yolları, Mü’minlere Vaazlar (2 cild), Ehl-i Sünnet Akaidi, Ana Baba Hakları, Hadislerle Nasihatlar (2 cild), Nefsin Terbiyesi, Tezkiretül-Evliyâ Tercümesi, Risâle-i Hàlidiyye Tercümesi, Evrâd-ı Şerif, Faydalı Dualar ve 32 Farz Mecmuası, Yemek Adâbı. Ayrıca Hocaefendi’nin konuşmaları derlenerek de Zikrullahın Faydaları, Özel Sohbetler, Peygamber Efendimiz, Tenbihler gibi kitaplar hazırlanmıştır.


Bu yazı, mehmet zahid kotku kimdir, mehmet zahid kotku hayatı, mehmet zahid kotku eserleri, mehmet zahid kotku hazretleri kime el verdi, mehmet zahid kotku kitapları, ile ilgilidir.

BİLİMSEL ÇALIŞMALAR-1

/ No Comments
önemli gün, gezegen saatleri, astroloji ibni arabi, Satürn (Zuhal), Jüpiter (Müşteri), Mars (Merih), Güneş (Şems), Venüs (Zühre), Merkür (Utarit), Ay (Kamer), gezegen saati hesaplama, havas ilmi vakitler

GEZEGEN SAATLARI

Klasik astrolojiye göre son şeklini almış olan gezegen saatleri uygulamasının orijini Arap astrolojisine dayanır. Geçmişin hatta asırlar öncesinin çok önemli mutasavvıf alimleri tarafından tespitleri, denemeleri ve uygulamalarıyla tecrübe edilmiş ve kitaplarına aktarılmıştır. Bu konudaki en detaylı ve derin bilgiler Muhyiddin Arabi ve İbrahim Hakkı Erzurumi’ inin eserlerinde yer alır.

Bu konu ile ilgili olarak, değerli İslam Alimi ve Tasavvuf ehli; Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.'leri MARİFETNAME isimli çok değerli eserinde, 7 gezegenin gün boyunca olan etkilerinden bahsederek özetle şöyle anlatır.
"Gezegenlerin açıklanan sıfatlarının, hallerinin kendilerine mahsus saatlerde beden ve ruhlara yaptıkları gizli; görünmez tesirleri vardır."
Yedi gezegenin sıra ile ve saat be saat yeryüzün de yaptıkları tesirleri tesbit edilmiştir. Bu tesirleri nazımla ifade ediyoruz."
Gene bu konudaki bilgileri, aynı kitabın «Manzume» adlı bölümünde beyitlerle uzun uzun anlatılmıştır... Burada kısa bir bölümü almak istiyorum, fikir vermesi yönünden...
"Hakkı der, llm-i felek sem ayan ettim.
"Felek ilmini bildirdim.
Otuz beyt içre nahs ve sa'd saati beyan ettim.
Otuz beyt içinde mutlu ve mutsuz saatleri bildirdim.
İki alemde bir bildim mu'essir Zat-ı Mevtayı,
İki alemde de Allah'ı müessir bildim.
Veli rabt eylemiş esbabe ednayı hem alayı,
Yukarıda ve aşağıdakileri bir sebebe bağlamış.
Eğer bilmek dilersen olduğun saat ne saattir Ne kevkeb hükmeder ol dem nüsuhet ya saadettir."
O anda hangi yıldız mutluluk veya mutsuzluk getirmiştir."
İbrahim Hakkı Hazretleri bu manzumenin devamında, yıldız saatlerinin nasıl hesaplandığım, tesirlerinin neler olduğunu ve bunlara göre günün hangi saatlerinde ne gibi işlerin yapılmasının daha isabetli olacağım da beyitlerle dile getirmiştir.
Bu bilgilerin ışığında ve tecrübelerim doğrultusunda, tesbit ettiğim sonuçlar şunlardır. Şayet dilerseniz sizlerde araştırıp, deneyip görebilirsiniz...

Gezegen(Yıldız) saatleri 7 ana grupta toplanır: 

1 - Satürn (Zuhal) saati
2 - Jüpiter (Müşteri) saati
3 - Mars (Merih) saati
4 - Güneş (Şems) saati
5 - Venüs (Zühre) saati
6 - Merkür (Utarit) saati
7 - Ay (Kamer) saati 

Bu gezegenler aynı sıra île sürekli olarak, her gün ve gece, eşit saat bölümlerinde etkili olurlar. Haftalık günler ve geceler 12 şer eşit dilime bölünmüştür. 12 dilimin her birinde, her gün bir yıldız tesiri etkili olmaktadır.

Gündüz bölümü, güneşin doğuşundan batışına kadar olan zamandır. Gece bölümü, güneşin batışından doğuşuna kadar olan süredir. Burada esas; önce gecenin, sonra günün gelmesidir. Günlük konuşmalarımızda pratik olarak akşam diye bahsedilen zaman aslında bir sonraki günün gecesidir.

Örneğin; Pazar akşamı, Pazar günü güneşin batışından itibaren Pazartesi gecesi başlamış demektir. Aynı şekilde, Pazartesi akşamı Salı gecesidir, Salı akşamı Çarşamba gecesidir v.s...

Günün ilk gezegen saati yani gün başlangıç saati gezegeni aynı zamanda o günün güneşe yakın ilk gezegenidir. Gün hangi gezegenle başlarsa o günü o gezegen yönetir ve gün o gezegen adıyla isimlendirilir. Gece de hangi gezegenle başlarsa o geceyi o gezegen yönetir ve gece o gezegen adıyla isimlendirilir. Yani;

Pazar gecesi Merkür(Utarit)le başlar ve Merkür (Utarit) gecesidir.
Pazar günü Güneş (Şems)le başlar ve Güneş (Şems) günüdür.
Pazartesi gecesi Jüpiter (Müşteri)le başlar ve Jüpiter (Müşteri) gecesidir.
Pazartesi günü Ay (Kamer)la başlar ve Ay (Kamer) günüdür.
Salı gecesi Venüs (Zühre)le başlar ve Venüs (Zühre) gecesidir.
Salı günü Mars (Merih)la başlar ve Mars (Merih) günüdür.
Çarşamba gecesi Satürn (Zuhal)le başlar ve Satürn (Zuhal) gecesidir.
Çarşamba Merkür(Utarit)le başlar ve Merkür (Utarit) günüdür.
Perşembe gecesi Güneş (Şems)le başlar ve Güneş (Şems) gecesidir.
Perşembe Jüpiter (Müşteri)le başlar ve Jüpiter (Müşteri) günüdür.
Cuma gecesi Ay (Kamer)la başlar ve Ay (Kamer) gecesidir.
Cuma günü Venüs (Zühre)le başlar ve Venüs (Zühre) günüdür.
Cumartesi gecesi Mars (Merih)la başlar ve Mars (Merih) gecesidir.
Cumartesi Satürn (Zuhal)le başlar ve Satürn (Zuhal) günüdür.

PAZAR GÜNÜ İÇİN SAATLER 

Saat 1 – Güneş (Şems)
Saat 2 – Venüs (Zühre)
Saat 3 – Merkür (Utarit)
Saat 4 – Ay (Kamer)
Saat 5 – Satürn (Zuhal)
Saat 6 – Jüpiter (Müşteri)
Saat 7 – Mars (Merih)
Saat 8 – Güneş (Şems)
Saat 9 – Venüs (Zühre)
Saat 10 – Merkür (Utarit)
Saat 11 – Ay (Kamer)
Saat 12 – Satürn (Zuhal)

PAZAR GECESİ İÇİN SAATLER 

Saat 1 – Merkür (Utarit)
Saat 2 – Ay (Kamer)
Saat 3 – Satürn (Zuhal)
Saat 4 – Jüpiter (Müşteri)
Saat 5 – Mars (Merih)
Saat 6 – Güneş (Şems)
Saat 7 – Venüs (Zühre)
Saat 8 – Merkür (Utarit)
Saat 9 – Ay (Kamer)
Saat 10 – Satürn (Zuhal)
Saat 11 – Jüpiter (Müşteri)
Saat 12 – Mars (Merih)

şeklinde gün hangi saatle başlamışsa bir sonraki saat sıralaması birbirini takip eden şeklinde belirlenmiştir. Diğer günler hangi gezegenle başlıyorsa, başlayan gezegen Saat 1 olarak alınır ve sıralama ona göre güncellenir. Bu şekilde diğer Gün ve Gece saatleri tespit edilebilir. Pratik olarak gündüz başlayan gezegeni saat 1 ise bu günün 3. Gezegeni aynı zamanda gece saatinin başlangıç yani saat 1’i olarak alınır.

Pazar günü Saat 1 – Güneş (Şems), iken aynı günün Saat 3 – Merkür (Utarit) gezegeni gecenin başlangıç gezegeni Saat 1 – Merkür (Utarit) olarak başlar ve sıralama bu şekilde 12’ye kadar devam eder.

Gezegen saatleri denilen zaman dilimleri şöyle açıklanabilir; 

Bulunduğunuz yerde güneşin doğduğu dakikada gün ve güneşin batışıyla da gece başlar Gezegen saatleri gün ve gece de 12 şer adettir; güneşin batışı ve doğuşu ve yine batışı ve doğuşu arasındaki süreler 12 eşit süreye bölünür. Gündüzün geceden daha uzun olduğu yaz saatlerinde gündüz gezegen saatleri gece gezegen saatlerine göre daha uzun olacak, kısa olduğu kış saatlerinde kısa olacaktır. Bu bakımdan her günün gezegen saati güneşin doğuş ve batış saatleri esas alınmak suretiyle hesaplanır ve Türkiye’de güneşin doğuş ve batış saatleri farklı olduğundan her İl ve İlçe’ye göre değişir. Gezegen saatleri tablosundaki gece ve gündüzler bizim şu anda kullandığımız saatlerdeki gece ve gündüzlere uymaz. Burada şuna özellikle dikkat edilmesi gerekir; Gezegen saatleri takviminde geceden kasıt bir önceki günün güneşin batmasından sonraki vakittir. Salı gecesi Pazartesi güneş battıktan sonradır, yani Pazartesi akşamıdır. Yani Gezegen saatlerinde GÜN geceyle başlar, tâki diğer günün gecesinin başladığı gün batımına kadar devam eder.

GEZEGEN SAATİ HESAPLAMA 

Gezegen gündüz saatini bulmak ve bunu bizim saatlerimize uydurmak istiyorsak herhangi bir takvimde bulunduğumuz güneşin doğuş ve batış saatlerini alırız, güneşin doğuşundan batışına kadar olan zamanı dakikaya çeviririz, elde ettiğimiz sayıyı 12’ye böleriz, böylece o gün bir gündüz gezegen saatinin kaç dakika olduğunu buluruz.

Gezegen gece saatini bulmak ve bunu bizim saatlerimize uydurmak istiyorsak da, gene herhangi bir takvimden güneşin batış ve doğuş saatlerini alır, batışından doğuşuna kadar olan zamanı dakikaya çevirip, elde ettiğimiz sayıyı 12’ye böleriz, böylece o gün bir gece gezegen saatinin kaç dakika olduğunu buluruz. Şöyle örnekleyebiliriz.

20 Kasım 2006 Ankara için Gezegen Gündüz saatlerini bulmak için;

Güneşin Doğuş saati: 06.54, Güneşin Batış saati: 16.49

Güneşin doğuşundan batışına kadar olan saati dakikaya çevirip ve 595 dakika bulunur.

Bu 12’ye bölündüğünde bir saatlik dilim 50 dakika olarak bulunur.

Bulunan sayıyı 12’ye bölündüğünde elde edilen sayı küsuratlıysa tam sayıya yuvarlanır. 595 sayı 12’ye bölündüğünde, 49.58 çıktığı için 50 kabul edilir. Yani 60 dakika olarak bilinen saat o gün gündüz için 50 dakikadır.

20 Kasım 2006 Ankara, Gezegen Gece saatlerini bulmak için ise; Güneşin batışından doğuşuna kadar olan saati dakikaya çevrildiğinde ve 845 dakika bulunur. Bu 12’ye bölündüğünde 71 dakika olarak yuvarlanır. Yani 60 dakika olarak bilinen her saat o gün gece için 71 dakikadır. Bu gecenin gündüz saati 50 dakika olarak hesaplandığı için toplamda 120 dakikadan çıkarılmak suretiyle bir saatlik gece dilimi 70 dakika olarak belirlenir.

20 Kasım 2006 Salı için İstanbul GÜNDÜZ gezegen saatleri 06.54’e 50 dakika eklenerek aşağıdaki gibi bulunur:

06.54 — 07.44 MARS 1 inci Gündüz Saati
07.44 — 08.34 GÜNEŞ 2 inci Gündüz Saati
08.34 — 09.24 VENÜS 3 üncü Gündüz Saat
09.24 — 10.14 MERKÜR 4 üncü Gündüz Saati
10.14 – 11.04 AY 5 inci Gündüz Saatidir

Böylece 12’inci Gündüz Saatine kadar devam edilir.

20 Kasım 2006 Salı için Ankara GECE gezegen saatleri de 16.49’a 70 dakika eklenmek suretiyle aşağıdaki gibi bulunur:

16.49 – 18.00 VENÜS 1 inci Gece Saati
18.00 – 19.11 MERKÜR 2 inci Gece Saati
19.11 – 20.22 AY 3 üncü Gece Saati
20.22 – 21.33 SATÜRN 4 üncü Gece Saati
21.33 – 22.44 JÜPİTER 5 inci Gece Saatidir

Böylece 12’inci Gece Saatine kadar devam edilir.

GEZEGEN SAATLERİ VE ÖZELLİKLERİ 

Merkür (Utarit), Ay (Kamer), Satürn (Zuhal), Jüpiter (Müşteri), Mars (Merih), Güneş (şems) ve Venüs (Zühre) gezegenlerinin güneşe yakınlığına oluşan kendi saatlerinde nasıl etkiler verip hangi durumlar için uygulamada bize yardımcı olacağına bakalım;

GÜNEŞ(ŞEMS) SAATİ 

Benlik idesinin güçlendiği, özgüvenin yükseldiği, egonun tırmandığı zamanlardır. Güzel organizasyonlar, beraberlik kutlamaları, keyifli geçmesi arzu edilen toplantı saatleri için en güzel saatir. Düğün, nişan, kutlama partileriniz bu saate denk getirebilirsiniz. Eş-dost birliktelikleri, büyükleri ziyarete de uygundur.
Yüksek kademelere bulunacağınız arzlarınızı ve gene önemli iş görüşmeleriniz içinde bu saati seçebilirsiniz. Çünkü zihin ve idrakın yoğunlaştığı bir zamandır ve bu yönüyle ibadet ve tefekkür içinde çok uygundur.
Hem egonun yükselmesi hem de verdiği yüksek enerji nedeniyle ortamda karmaşaya sebep olacağından araba kullanmak için uygun değildir. Kazaların büyük çoğunluğu bu saatlere denk gelir.
Yönettiği diğer şeyler; Mülakatlar, otoriteler, yüksek makamlar, törenler, oyunlar, işçiler, hükümet, politikacılar, yöneticiler parklar, eğlence yerleri

VENÜS(ZÜHRE) SAATİ

Sevgi, aşk ve keyifli duyguların nüksettiği bir saattir. Bunları hissetmenin de ifade edebilmenin de kolaylaştığını hatta bu konularda cesaretinizin arttığını hissedersiniz, küslükleri barışa çevirmenin tam zamanıdır.
Sevdiğiniz kişiye bunu söylemeğe cesaretiniz yoksa bu saatte deneyebilirsiniz. Eşler arasındaki dargınlıkları düzeltebilirsiniz. Güneş saati gibi mutlu beraberliklerin başlangıcı için uygun olduğu gibi eğlenceli toplantılar içinde çok hoş zamanlardır.
Sevdiklerinizle geçireceğiniz en verimli saatlerdir. Müzik ve eğlence ile görsel sanatlar etkinlikleri için en uygun enerji nin açığa çıktığı zamanlar olduğundan estetikle ilgili her durumda bu saatten yaralanabilirsiniz, alışverişiniz, güzellik ve kişisel bakımınız, ev dekorasyonunuza ayıracağınız zaman olmalıdır.
Jüpiterden sonraki şans ve mutluluk veren bir saattir. Dikkat ve güç gerektiren işlerinize ve trafiğe çıkmaya hiç uygun değildir. Yani zevkli, eğlenceli ve ince işleriniz dışında başka işlerinize pek uygun değildir.
Yönettiği diğer şeyler; Moda, kadın eşyaları, mücevherat, resim, müzik ve sanat eserleri, borsa, gelin, damat, kardeşler, faizler, finansal kazanç, şöhret, mağazalar, alışveriş ve romantizm.

MERKÜR(UTARİT) SAATİ

Zekâ, mantık, akıl güçlendirici bir enerji verir. Astrolojik yapısında merkürün egemen olduğu kişiler için özellikle verimli zamanlardır.
Öğrenmek, plan program ve yeni projeler, bütçeler yapmak, matematiksel konular, bulmaca çözmek yani zeka ve yaratıcılık gerektiren her türlü konu için son derece uygundur. Seminerler ve dersler için dinleyen ve veren açısından kolaylaştırıcı olur. Satış pazarlama ve her türlü iş bağlantıları için de ideal zamandır.
Sevmediğiniz, ertelediğiniz yazı yazma işlerini, tamirat ve el işlerini, mutfak ve yemek işlerini bu saatte pratik ve kolayca bitirebildiğinizi görürsünüz. Çocuklarınızı yoğun ders çalışma gerektirdiği dönemlerde başlangıcını bu saate denk getirmenin onların hayatını kolaylaştıracağını bilmelisiniz. Çözüm bekleyen konulara bu saatte el atarsanız daha kolay ve çabuk hallolduğunu, alışverişlerinizin kolay ve sakin olacağına şahit olursunuz.
Yolculuklarınızın başlangıç saati olarak ay saati denk düşmüyorsa bu saatte tercih edilebilir.
Merkür yılda üç kez rötara girer ve bu dönemlerde etkileri değişir. Yanlış kararlar neticesinde pişmanlıklara neden olabilir, yani bu dönemlerde karar almak ve yeni işlere başlamak pek de uygun değildir ancak her şeyde olduğu gibi rötar dönemlerinin artı katkıları olduğu alanlar vardır. Eski kararları ve uygulamaları gözden geçirmek, kontrol etmek ve yeni projeler üretmek vs. gibi.
Yönettiği diğer şeyler; Reklam, acenta, evcil hayvanlar, denetim, kitaplar, iletişim, konferans, öksürük, uykusuzluk, gözler ve gözlük, faturalar, komşular, araştırmalar, trafik, saatler.

AY(KAMER) SAATİ 

Pazartesi günlerinin çabucak geçivermesinin nedeni haftanın ilk günü olması değil, Ay saati ile başlamasıdır. Bu saat en pozitif enerji veren bir saattir ve hızlandırarak kolaylaştırır.
Yeni Ay doğarkenki süreçte tüm doğa yenilenme sürecine girer, bu dönemde dikilen bitkiler daha çok gelişir, yaralar daha çabuk iyileşir. Verim ve bereket artar.
Uzun yola ya da tatile çıkacaksanız ay saatinde yola çıkmalısınız, bu saatte her türlü ulaşım ve transfer kolaylaşır. Ticaret, alışveriş ve iş görüşmeleri için çok uygundur. Yeni bir şeye başlamak, el sanatları ile ilgili şeylere başlamak yapılan işe sürat ve kolaylık kazandırır.
Duygusal konular, birliktelik başlangıçları, içe dönülmesi gereken hallere ve ibadet için uygun olduğu gibi spor yapmak için de verdiği enerji çok idealdir. Yeni başlayacağınız şeyleri Jüpiter gününün Ay saatine denk getirebilirseniz çok faydalanırsınız. Gönül hoşluğu ile yapılması gereken her türlü işe ve her türlü yeni başlangıçlar içinde tercih edilebilir.
Kısaca sevilen ve hoş gelen her türlü işin yapılmasına ve yeni bir işe başlamaya çok müsait bir saattir…
Yönettiği diğer şeyler; Değişen şeyler, gelgit, duygular, doğum, temizlik, ev yaşamı, evler, mutfak ve mutfak işleri, kadınlar ve suyla ilgili şeyler

SATÜRN(ZUHAL) SAATİ 

Sakin ve dikkatli yapılması gereken işler için idealdir. Çabuk sonuçlanması gereken işlerinize bu saatte başlarsanız çeşitli gecikme ve uzatmalar yaşayabilirsiniz. Eğer uzun zamandır elinizde sürünen bir iş varsa Satürn saatinde başlamış olmalısınız. Bu saatte yapılabilecek en iyi şeyler; okumak, düşünmek ve ders çalışmak, yani öğrenmeye çalışmaktır. Satürn saati yapılan alışverişler pişmanlık doğurur.
İletişim sorunları yaşadığınız kişilerle yüzleşmeniz gerekliyse bu saatte konuşmayı deneyin. Sakin ve sabırlı kalınmasına yardımcı olan bu saat bu durumu kolaylaştırabilir. Arazi, toprak ve inşaat ticareti için de uygundur ama kararlarını vermek değil uygulama yapmak için.
Yönettiği diğer şeyler; Yaşlılar, terkedilen yerler, mimarlar, mühendisler, inşaatçılık, binalar, müşteriler, resmi binalar, arazi sahipleri, çiftçilik, toprak, alt geçitler, dağılma, çözülme, kontrol, yalnızlık..

JÜPİTER(MÜŞTERİ) SAATİ 

Jüpiter saati de şans gerektiren işler için çok uygundur. Herhangi bir konuda şansınızı denemek istiyorsanız bu en uygun zaman olacaktır. Ters giden işleriniz varsa yoluna koymak veya yeni bir işe başlamak için de bu saati seçebilirsiniz. Jüpiter saati keyifli ve rahatlatan bir saattir. İnsanın içine hoş görü, mutluluk, rahatlık, neşe gibi duygular verir. Bazı güç ve mutsuz zamanlarından nedenini bilemediğiniz bir dönemsel rahatlama hissederseniz bu muhtemelen Jüpiter enerjisindendir..
Şansın yardımına ihtiyacınız olan durumları bu saatlere denk getirirseniz daha iyi sonuçlar elde edersiniz. Hele, size özel diğer astrolojik etkilerde uygunsa etkisi çok daha fazla olacaktır. İbadet, tefekkür, ilim ve sohbet için uygundur. Anlaşmazlıkları çözümlemede, tatsızlık ve kırgınlıkları düzeltmek içinde çok verimli saatlerdir. Yeni ilişkiler kurmakta, olanları şenlendirmede ve daha eğlenceli haller yaşatmakta üstüne yoktur. Pişmanlık duyurmayacak alışverişler ve özellikle hediye almak için tercihiniz olmalı.
Yolculuklarınıza çıkış zamanının Ay ve Merkür saatine denk getiremiyorsanız Jüpiter bir sonraki tercihiniz olsun. Her türlü seminer, kongre, eğitim toplantısı, kurs ve seminerler yani öğrenmeye dayalı şeyler için ve her türlü yeni oluşuma başlamak için seçeceğiniz saattir.
Sevecen iletişim kurmakta, keyifli ve hoşluk veren bir zaman olduğu için arkadaş toplantıları ve eğlence organizasyonları, birliktelik toplantıların içinde ayrıca çok uygundur.
Yönettiği diğer şeyler; reklam, vergi, avukatlar, mahkeme, resmi yemekler, basın, yayın, tazminat, ihracat, finans, miras, uzun yolculuklar, mağazalar, büyük hayvanlar.

MARS(MERİH) SAATİ 

Şiddet, öfke ve kavgaların arttığı, tartışma zemininin güçlendiği saatlerdir, endişeyi, gerginliği ve cesareti artırır. İşler bir anda sarpa sarabilir. istem dışı olumsuz davranışlar sergilenebilir. İlişkiler sertleşebilir tartışma ve kavgaya dönüşebilir. Cuma günü sela vakti Mars saatine denk geldiği için o saatlerde işten ve dünyasal şeylerden uzak kalınıp kendine dönülmesi, Güneş saatinin sonuna kadar ibadetle geçirilmesi uyarısı yapılmıştır.
Ayrıca cesaret ve güç verir. Bunun ne yönde kullanılacağı önemlidir. İbadet edilmesi tavsiye edilir. Diğer zamanlarda yapmağa cesaret edemediğiniz, faydalı şeyleri Mars saatinde kolaylıkla yapabilirsiniz. Ameliyatlar, diş çektirmek, kan aldırmak, iğne olmak, tırnak kesmek gibi tıbbi konularda hem yapan hem de yaptıran açısından kolaylık verir. Spor yapmak, jimnastik, futbol oynamak, yürüyüşler için, avcılık veya fiziki güç gerektiren işleri yapmağa son derece uygundur
Bu saatin verdiği enerjiyle sürat isteği olacağı için araba kullanma konusunda dikkatli olmak gerekir. Hareketler aceleci ve dikkatsizce olabileceğinden tehlike ile karşılaşma riski doğar.
Ortaklıkların bu saatte kurulması, iş ilişkilerinin özellikle kritik durumların Mars saatine denk getirilmemesi önerilir.
Yönettiği diğer şeyler; Üstünlük mücadelesi, kazalar, hırs, silahlı kuvvetler, savaşlar, suç, suçlular, diş ve dişçilik, cerrahlar ve ameliyatlar, spor müsabakaları, kurtarıcılık, marangozluk.

Velhasıl; 

Bu bilgileri öğrenip davranış ve uygulamalarımızı bu saatlere uygun programlayabilirsek, hayatımızı yönetmemiz kolaylaşacaktır. Tedbir takdiri değiştirmez ancak tevekkül tedbirden sonra olmalıdır.
Cuma günü Venüs (Zühre) saati ile başlamaktadır. Cuma vaktinden evvel alışveriş yapmayın!.. Denilmesinin hikmeti ise; Cuma vaktinden bir evvelki saatin daima Mars saati olması nedeni iledir ki, tersliklere, kavgalara müsait bir saattir. Ayrıca kadınlarla ilgili konular, alışveriş, ilişkiler, dostluk, aşk vs için iyi zamanlardır.
Pazartesi günü Ay (Kamer) saati ile başlamaktadır. İşte, büyüklerimizin tecrübeleri neticesi, Pazartesi gününe erken başlarsınız işleriniz rast gider!.. Demelerinin nedeni, AY saatinin tezlik ve verimlilik vermesinden dolayıdır. Yolculuklar ve ziyaretler için iyi zamanlardır.
Cumartesi günü Satürn (Zuhal) saati ile başlamaktadır. Genellikle bu gün ağır geçen bir gün olur. Elinizde bekleyen bitirilmemiş işleri gözden geçirmek için iyi zamanlardır.
Perşembe günü Jüpiter (Müşteri) saati ile başlamaktadır. İş idaresi ve yönlendirmesi, yeni yatırımlar için iyi zamanlardır.
Çarşamba günü Merkür (Utarit) saati ile başlar. İletişimi ve yazı yazmayı yönettiği için düşünsel veya matematik gereken işler için iyi zamanlardır.
Pazar günü Güneş (Şems) saati ile başlar. Ziyaretler için iyi bir gündür. Kontrat, anlaşma veya imza ve kesinleştirme bekleyen konular için iyi zamanlardır.
Salı günü Mars (Merih) saati ile başlar. Tecrübelere dayanılarak, Salı iş yapma, sallanır!.. Denilmesinin hikmeti de; Mars etkisinin tersliklere neden olmasındandır. Ancak yeni bir proje hazırlamak için uygun zamanlardır.
Yapacağınız işlere en uygun zamanı seçmek için bir gezegen saat tablosu takip etmek yapacağımız işleri hızlandırmak, kolaylaştırmak ve uyum açısından önemli olabilir. Günlük hayatımız içinde ve hatta geleceğe yönelik bazı konularda başlangıç olarak saatlerimizi seçebiliriz. ( Bir iş müracaatı, iş toplantısı, bir makamdan talepte bulunmak, düğün, nişan, ya da riskli durumlar gibi.)

GEZEGEN SAATLERİNDE NAHIS(ŞER/KÖTÜ) VE SAİD(HAYIRLI/İYİ) 

Gezegen saatleri Nahıs(Şer) ve Said(Hayırlı) olarak ikiye ayrılmıştır. Nahıs(Şer) vakitlerde kötü veya şer nitelikteki işler veya faaliyetler için değerlendirilmektedir. Said(Hayırlı) vakitlerde ise iyi, güzel veya bu nitelikteki işler, talepler veya faaliyetler için değerlendirilmektedir.

PAZAR GÜNÜNE AİT 

1-Güneş: İyi 2-Zühre: Kötü-Şer 3-Utarit: İyi 4-Kamer: Şer 5-Zuhal: Kötü-Şer 6-Müşteri: Hayırlı 7-Merih: Şer 8-Güneş: Çok iyi 9-Zühre: Hayırlı 10-Utarit: Hayırlı 11-Kamer: Hayırlı 12-Utarit: Şer

PAZAR GECESİNE AİT
 
1-Utarit: Şer 2-Kamer: Hayırlı-Ticaret Kalp tesiri 3-Zuhal: Şer-Kahır-Tefrik v.s 4-Müşteri: İyi, işe teşebbüs 5-Merih: Şer-Bağlamak 6-Güneş: Hayırlı, Muhabbet, İki kişinin arasını iyi yapmak 7-Kamer: Hayırlı, kâr, ticari işler 8-Zuhal: Şer-Adavet-Hastalık 9-Müşteri: Hayırlı-Evlenmeyi kolaylaştırma 10-Merih: Şer 11-Zühre: Hayırlı, Muhabbet saati 12-Utarit: Şer

PAZARTESİ GÜNÜNE AİT 

1-Kamer: İyi-Hayırlı işler yapılır 2-Zuhal: Yolculuğa aittir- Hayırlıdır 3-Müşteri: İyi-İzdivaç ve Mahkemeye ait işler 4-Merih: Şer-Kahriye 5-Güneş: İyi-Tesir-Muhabbet 6-Zühre: Vefk Yazılır 7-Utarit: Muhabbet-iyi işler 8-Kamer: İyi-Arabulmak-İzdivaç 9-Zuhal: Şer-Tefrik-Kahriye 10-Müşteri: Çok hayırlı-Her hayırlı işe yarar 11-Merih: Buğuz-adavet-düşmanı kahır-tefrik 12-Güneş: İyi bir saattir-Hayırlı işler yapılır.

PAZARTESİ GECESİNE AİT 

1-Müşteri: Celp işleri- Hayırlı işler 2-Merih: Şer 3-Güneş: İyi-Ticari işler 4-Zühre: İyi-Kalp tesiri işleri 5-Utarit: İyi muhabbet we bağlama işleri 6-Kamer: İyi müşteri ve celbi rızık 7-Merih: İyi-Ticari işler 8-Güneş: İyi-Celbi Muhabbet 9-Zühre: İyi-Aşk-Nikah 10-Utarit: Şer 11-Zuhal: Şer 12-Müşteri: İyi-Tesir-Muhabbet

SALI GÜNÜNE AİT

1-Merih: Şer 2-Utarit: Şer-Bağlamak 3-Kamer: İyi-Celbi Kalp 4-Zuhal: İyi-Hizip okunur 5-Müşteri: İyi 6-Merih: İyi-Ticari işler 7-Utarit: Şer-Tefrik-Kahır 8-Kamer: İyi-Rızık için 9-Zuhal: Şer-Tazip 10-Müşteri: Muhabbet 11-Güneş: İyi-Celbi Kalp 12-Zühre: İyi-İki kişinin arasını bulmak.

SALI GECESİNE AİT 

1-Zühre: İyi-Kalp tesiri işleri-Muhabbet 2-Güneş: Şer-Hiçbir şey yapılmaz 3-Zühre: İyi-Aşk işleri 4-Utarit: İyi-Hayırlı işler yapılır 5-Kamer: Şer-Hiçbir şey yapılmaz 6-Zuhal: Şer-Düşmana okunur 7-Müşteri: İyi-Her türlü şey okunabilir 8-Merih: Şer 9-Güneş: İyi-Aşk-Kalbi işler10ZühreŞer-Hiçbir şey yapılmaz 11-Utarit: Şer-Yoldan çevirmek,iş bozmak 12-Kamer: Şer-Düşmana okunur.

ÇARŞAMBA GÜNÜNE AİT 

1-Utarit: Hayırlı 2-Kamer: Şer-Hiçbir şey yapılmaz 3-Zuhal: Şer-Düşmana okunur 4-Müşteri: Çok hayırlı-Her hayırlı işe yarar 5-Merih: Şer 6-Güneş: İyi 7-Zühre: İyi 8-Utarit: İyi 9-Kamer: Şer-Tefrik-Kahır 10-Zuhal: İyi-Hizip okunur 11- 12-Merih: Şer

ÇARŞAMBA GECESİNE AİT 

1-Zuhal: Şer 2-Müşteri: Hayırlı-Hasta iyileştirme 3-Merih: Şer-Düşmanı kahır için okunur 4-Güneş: Hayırlı işler 5-Zühre: Hayırlı işler 6-Utarit: Şer 7-Kamer: İyi-Arabulmak-İzdivaç 8-Müşteri: İyi-Ticari işler 9-Zühre: İyi-İzdivaç 10-Merih: Şer 11-Güneş: İyi-Hastalık giderme-Saadet 12-Zuhal: Şer-Kahriye

PERŞEMBE GÜNÜNE AİT 

1-Müşteri: İyi 2-Merih: Şer-Yola çıkılmaz 3- 4- 5- 6-Kamer: Her türlü hayırlı iş yapılır 7-Zuhal: Şer ve Hayır her iki iş 8-Müşteri: Hayırlı 9-Merih: İyi 10-Güneş: Çok iyi 11-Zühre: İyi 12-Utarit: Çok şerli-İş yapılmaz.

PERŞEMBE GECESİNE AİT 

1-Güneş: İyi-Tesir-Muhabbet 2-Zühre: İyi-İzdivaç 3-Utarit: İyi-Arabulmak-İzdivaç 4-Kamer: Şer 5-Zuhal: Şer 6-Müşteri: İyi işler 7-Zühre: İzdivaç 8-Utarit: İyi 9-Kamer: Şer 10-Zuhal: Şer 11-Merih: Şer 12-Güneş: İyi-Kalbi işler.

CUMA GÜNÜNE AİT 

1-Zühre: İyi-Aşk saati-Ara bulma 2-Utarit: İyi-Hayırlı işler yapılır 3-Kamer: Şer-Hiçbir şey yapılmaz 4-Zuhal: Şer 5-Müşteri: İyi 6-Güneş: Çok iyi 7- 8-Kamer: Şer 9- 10 Zuhal: Şer ve Hayır her iki iş 11 Müşteri: İyi-Vefk yazılır-okunur 12 Merih: İyi-Hayırlı işler yapılır.

CUMA GECESİNE AİT 

1 Kamer: İyi 2 Zuhal: Şer 3 Müşteri: İyi 4- 5 Güneş: İyi 6 Zühre: İyi 7 Zuhal: Şer 8 Utarit: İyi-Celp işleri 9 Kamer: İyi-Ticari işler 10 Güneş:İyi 11 Merih: Şer 12 Müşteri: Şer ve Hayır her iki iş.

CUMARTESİ GÜNÜNE AİT 

1-Zuhal: İyi-Muhabbet 2-Müşteri: İyi-Arabulmak-İzdivaç 3-Merih: Şer 4-Güneş: İyi 5-Zühre: İyi 6-Utarit: Şer ve Hayır her iki iş 7-Kamer: Şer 8-Zuhal: Şer 9-Müşteri: Hayırlı 10-Merih: Şer 11-Güneş: Hayırlı 12-Zühre: Hayırlı işler yapılır.

CUMARTESİ GECESİNE AİT 

1-Merih: Şer 2-Güneş: İyi-Havas okunur 3-Zühre: İyi-Muhabbet 4-Utarit: Şer-Ceza 5-Kamer: İyi 6-Zuhal: Şer-Kahır-Tefrik v.s 7-Müşteri: Hayırlı 8-Merih: İyi-Para işleri 9-Güneş: İyi 10-Zühre: İyi 11-Utarit: Şer 12-Kamer: İyi-Ticari işler

Bu yazı, önemli gün, gezegen saatleri, astroloji ibni arabi, Satürn (Zuhal), Jüpiter (Müşteri), Mars (Merih), Güneş (Şems), Venüs (Zühre), Merkür (Utarit), Ay (Kamer), gezegen saati hesaplama, havas ilmine göre vakitler ile ilgilidir.

ÖĞRETMEN NE DEMEKTİR?

/ No Comments
24 Kasım, kutlama mesajları, kutlu olsun, öğretmenler günü, öğretmen ne demektir, öğretmen nedir kısaca, öğretmen ne demek, öğretmen nedir, öğretmen hakkında bilgi,

24 KASIM
ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

*

ÖĞRETMEN NE DEMEKTİR?

Öğretmen Nedir?

İnsanın yaratılıştan sahip olduğu birtakım özellikleri vardır. Ona bu özelliklerinin geliştirilmesi ve başkalarıyla münasebetlerini düzenli biçimde uygulayacak değerlerin öğretilmesi gerekir insanlık tarihi başlangıç ve Gelişim itibariyle incelendiği zaman görülüyor ki şahısları, dilleri ve zamanları ayrı olmasına rağmen bilgi edinme, anlama, ünsiyet peyda etme, sorun anlama gibi fıtri ihtiyaçların kaçınılmaz olduğu görülmektedir.

eğitim ve öğretim denen bu zorunluluk insan üzerinde bir tasarruftur. Bu tasarrufun bilerek ve bilenler tarafından yapılması insan şahsiyetindeki ilahi elementlerin zedelenmemesi açısından önemlidir. Bu tasarrufu bilindiği gibi öğretmen yapmaktadır.

Ben gerçekten muallim öğretmen, olarak gönderildim. diyen Allah Rasulü’nün asıl görevi de öğretmenlikti.

Öğretmen bir gönül pınarıdır. Hep ileri doğru akar. Çevresine güzellik verir, ferahlık verir. Bütün çırpınışı hep daha ileriye gitmek içindir. Cehaleti yıkmak, parıldayan güne kavuşmak onun he defi olmalıdır.

Cehalet cahil olmak demektir ki bir ülkeyi ekonomik sıkıntı, deprem ve sel felaketi gibi felaketler yıkamayabilir ama cehalet bir ülkenin felaketi olabilir.

Asıl kör, gözleri ama olan değ il, cahil olandır. O bakımdan İslam’ın da insanlığın da baş düşmanı cehalettir.

Bir toplumun yaşaması milli ve manevi benliğini bilmesine bağlıdır. Nesillere bu şuuru veren öğretmenlerdir

Öğretmenin sanatı varoluş gayesine uygun olarak insan fikrini geliştirmek, davranış ve duygularının tanzimi, fikir ve düşüncede söz ve fiille doğru yolu gösterme, dünya ve ahirette mesut olacak iyi insan yetiştirme sanatı olmalıdır.

Eğitim ve öğretim bilen bir kişinin bilmeyene, doğru yolu göstermesi, onun elinden tutması, öğretmende bunun uygulayıcısıdır.

Bu yüce görevi üstlenen öğretmenin, her türlü bilgileri bilme, uygulama, ifade etme becerilerinin olması gerekmektedir.

Rabbim terbiye etti ne güzel etti ve güzel terbiye etti. diyen Rasulullah(s.a.v) örnek öğretici olarak kendisini insanlığa takdim etmiştir. Her konuda olduğu gibi eğitim öğretim alanında da bize en güzel örneği sunmuştur. O’nun hayatı eğitimcilerin yolunu aydınlatan nice canlı örneklerle doludur.

Peki nasıl bir öğretmendi Peygamberimiz (s.a.v.)?

O (s.a.v.) herkese değer verirdi. Seviyesi, kapasitesi, yaşı, işi ne olursa olsun öğreticiliği açısından eşitti.

insanlara akli seviyelerine göre konuşurdu Eğitim ve öğretimde uygun zamanı kollardı ikna edici bir konuşma tarzı vardı Bıkkınlık ve yılgınlık asla göstermezdi Anlaşılmak için konuşurdu Hep kolayı seçerdi O (s.a.v.) hep büyük düşünür ve büyük hedefler gösterirdi.

Ayrıca iyi bir öğretmen, çok okuması, derslerine mutlaka hazırlıklı girmesi, yenilikleri ta kip etmesi, çocuk ve gençlerin psikolojisini iyi tanıması gerekir. Öğretmen muallim öğretici olmalı, müellim zorlaştırıcı değil. Öğretmen sadece anlatıcı değil aynı zamanda uygulayıcı olmalıdır. Öğrencilerine örnek teşkil edecek bir şahsiyette olmalı, İslam ahlakı ile ahlaklanmalıdır.


24 Kasım, kutlama mesajları, kutlu olsun, öğretmenler günü, öğretmen ne demektir, öğretmen nedir kısaca, öğretmen ne demek, öğretmen nedir, öğretmen hakkında bilgi, 


ATATÜRK'ÜN SÖZLERİ

10 Kasım 2022 Perşembe / No Comments
atatürk szöleri, atatürkün hayatı, mustafa kemal atatürk, atatürk kimdir, atatürk, atatürk resimlleri, resimli sözler, altın sözler,

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Atatürk'ün Ahlak ile İlgili Sözleri 

Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir. 

Bir takım kuş beyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur. 

Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar. 

Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür. 

Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur. 

Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır. Medeniyetin esası, ilerlemesi ve kuvvetin temeli, aile hayatın-dadır. Bu hayattaki fenalık mutlaka toplumsal, ekonomik ve politik beceriksizliği doğurur. 

Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur. 

Atatürk'ün Bağımsızlık ile İlgili Sözleri 

Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur. 

Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur. İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye’nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.
 
Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır. 

Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur. 

Türkiye’nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır. 

Biz Türkler, tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali olmuş bir milletiz. 

Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır. 

Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz. 

Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.

Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır. 

Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur. 

Ya istiklal, ya ölüm. 

Atatürk'ün Bilim ile İlgili Sözleri 

Bilim, gerçeği bilmektir. Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız.

Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir. 

Atatürk'ün Birlik, Beraberlik ile İlgili Sözleri 

Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.

Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez. Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur. 

Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz. 

Atatürk'ün Cumhuriyet ile İlgili Sözleri 

Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister. 

Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz. Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister. 

Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. 

Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. 

Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. 

Cumhuriyet fazilettir. 

Atatürk'ün  Çalışmak ile İlgili Sözleri 

Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile alışınız. Çalışmaların en yükseği budur. 

Denebilir ki, hiçbir şeye muhtaç değiliz, yalnız bir tek şeye ihtiyacımız var: Çalışkan olmak! 

Servet ve onun doğal sonucu olan rahat yaşamak ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanların hakkıdır. Yaşamak demek çalışmak demektir. 

Türk, öğün, çalış, güven. 

Atatürk'ün Değişim ile İlgili Sözleri 

Türk milletinin istidadı ve kesin kararı, medeniyet yolunda durmadan, yılmadan ilerlemektir. Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır. 

İnkılap, Türk ulusunun son asırlarda geri bırakılmış kurumlarını yıkarak yerlerine, ulusun en yüksek uygarlık düzeyine ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlar koymaktır. 

Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların, yaptığı siyasi ve sosyal inkılapların gerçek sahibi kendisidir. 

Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir. 

Atatürk'ün Dil ile İlgili Sözleri 

Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. 

Atatürk'ün Eğitim ile İlgili Sözleri 

Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir. 

Bir millet, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla kaimdir. 

Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder. 

Atatürk'ün Ekonomi ile İlgili Sözleri 

Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz. 

Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir. 

Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur. 

Atatürk'ün Fikir ile İlgili Sözleri
 
Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. 
Fikirler, şiddetle, top ve tüfekle öldürülemez. 

Atatürk'ün Gençlik ile İlgili Atatürk Sözleri 

Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. 

Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. 

Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz. 

Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze, durmadan, yorulmadan yürüyecektir. 

Atatürk'ün Kadın ile İlgili Sözleri 

Kadınlarımızın genel görev ve çalışmalarda paylarına düşen işlerden başka, en önemli, en hayırlı, en faziletli  bir ödevleri de “iyi anne” olmalarıdır.

Ey kahraman Türk kadını, Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. 

Dünyada her şey kadının eseridir. 

Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar. 

Büyük başarılar, kıymetli anaların yetiştirdikleri seçkin evlatlar sayesinde olmuştur. 

Milletin kaynağı, toplumsal hayatın temeli olan kadın ancak faziletli olursa görevini yerine getirebilir. 

Atatürk'ün Kültür ve Medeniyet ile İlgili Sözleri 

Bir milletin kültür düzeyi üç safhada; devlet, düşünce ve ekonomideki çalışma ve başarılarının özüyle ölçülür. 

Bir millet savaş alanlarında ne kadar zafer elde ederse etsin-, o zaferin sürekli sonuçlar vermesi ancak kültür ordusu ile mümkündür. 

Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültürde ve fazilette dünya birinciliğini tutmaktır. Kültür zeminle orantılıdır. O zemin milletin seciyesidir.
 
Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekayı geliştirmektir. 

Medeniyet öyle bir ışıktır ki, ona kayıtsız olanları yakar, mahveder. Medeni olmayan milletler, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdur. 

Atatürk'ün Millet, Halk ve Milliyetçilik ile İlgili Sözleri 

Büyük ve tarihi olayları ancak büyük milletler yaşayabilir. Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. 

Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanı şaşırtacak bir nitelik alır. 
Felaketler insanları, zeki milletleri daima azimli ve yeni hamlelere sev keder. 
Bir millete hizmet eden onun efendisi olur. 

Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. 

Türk milleti kendisi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan kimseleri ve kurulan zorluk karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek onur duygusuyla doludur. Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin sınırı yoktur. İşte parola budur. 

Bu millet, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir. 

Türk milletinin geleceği, bugünkü evlatlarının doğru görüşü, yorulmak bilmez çalışkanlığı ile büyük ve parlak olacaktır. 

Milletimizin saf karakteri yetenekle doludur. Ancak bu doğuştan gelen yeteneği geliştirebilecek metodlarla donanmış vatandaşlar lazımdır. Kurtulmak ve yaşamak için çalışan, çalışmak zorunda olan bir halkız. Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır, yetkisi vardır. Fakat çalışmak sayesinde bir hakkı kazanırız. Yoksa arka üstü yatmak ve ömrünü çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuzda yeri yoktur, hakkı yoktur. Halkın sesi, Hak’ın sesidir. 

Atatürk'ün Öğretmen ile İlgili Sözleri 

Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister. 

Öğretmenler! Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve ordularınızın zaferi için yalnız ortam hazırlar. Gerçek zaferi siz kazanacaksınız ve sürdüreceksiniz ve kesinlikle başarılı olacaksınız. 

Öğretmen, yıllar sonra ödülünü alır. 

Atatürk'ün Sanat ile İlgili Sözleri 

Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. 

Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti’nin.tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. 

Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız. 

Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. 

Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. 

Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür. 

Atatürk'ün Spor ile İlgili Sözleri 

Ben sporcunun çevik ve namuslusunu severim. 
Spor, ahlaktır. 

Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa ulusumuzun geleceği güvence altındadır. 

Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatan görevi saymak gerekir. 
Ben Türk gençliğinin spor yaparak güçlü olmasını isterim. 

Atatürkün Taklit ile İlgili Sözleri

Hiçbir millet aynen diğer bir milletin taklitçisi olmamalıdır. Çünkü bir millet, ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne de kendi milliyetçiliği içinde kalabilir. 

Atatürk'ün Tarih ile İlgili Sözleri 

Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkar etmez. 

Atatürk'ün Tutsaklık, Esaret ile İlgili Sözleri 

Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar. 

Atatürk'ün Vatan ile İlgili Sözleri 

Vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor, bilim ve ustalık, yüksek uygarlık, hür düşünce ve hür yaşayış istiyor. 

Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır. 

Bu memleket tarihte Türk’tü, bugün de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. 



altın sözler, atatürk, atatürk kimdir, atatürk resimlleri, atatürk sözleri, atatürkün hayatı, mustafa kemal atatürk, resimli sözler, 

AŞKIN TAVAFI - KABE

3 Kasım 2022 Perşembe / No Comments
aşk sözleri, âşkın gücü, aşkın tavafı, hac, hac sözleri, kâbe, kabe sözleri, kabeye özlem sözleri, mekke sözleri, resimli sözler kabe, tavaf, umre, umre sözleri, umre nedir, umre nasıl yapılır

AŞK...

Akıl Mekke'ye gidecek 
devâ ararken,
Aşk çoktan
Kâbe'yi tavaf etmiştir bile...

*

KABE’YE ÖZLEM İLE İLGİLİ SÖZLER

Dünyanın 7 harikası varmış ama Kabe 1 tane.
*
Bir sabah güneşi ile Kabe’de uyanmayı nasip et Allah’ım.
*
Mekke’yi bilmeyenler, Paris’i aşk şehri sanıyorlar.
*
Ahh şimdi burda uyumak yerine Kabe de seyre doymak vardı.
*
Kalpler taş kesilmesin diye taşın kalp kesildiği yerdir, Kabe.
*
Kalpler taş kesilmesin diye taşın kalp kesildiği yerdir, Kabe.
*
Kâbe bir taç. Biz ona muhtaç.
*
Kâbe bir cennettir, onu korumak gerekir.
*
Ne güzel yakışır iki kelime; Biz ve Kabe.
*
Kâbe’ye parası olan değil, Allah aşkı olan gider.
*
Tebbet sûresi çınlıyor kulaklarımda, elleri kurusun tüm zalimlerin.
*
Rabbim Kabe’de sabah namazı kılmayı nasip etsin inşallah.
*
Kabe nasıl Allah’ı hatırlatıyorsa, işte tesettür de Allah’ı öyle hatırlatmalı.
*
Mekke’de çocuk olsam. Ekmek almaya diye çıkıp, Kabe’ye koşsam.
*
Hayırlı cumalar, cümlesini Kabe’nin yanı başında söylemek nasip olsun herkese.
*
Kalp kırmak, 70 kere Kabe’yi yıkmaktan daha büyük günahtır. Hz.Muhammed
*
Kâbe bir saraydadır. Etrafı siyah renge boyanmış örtülerle kapatılan altın bir saray.
*
Ve ben, sabırla, heyecanla Kabe’ye davet edeceğin günü bekliyorum Rabbim.
*
Kabe’ye gidince çocuklarım olduğunu unuttum diyeni duydum ben, hiç derdim kalmadı.
*
Zahirde dönüş Kabe etrafındadır, hakikatte dönüş kendi temizlenmiş nefsinedir.
*
Hacca gidenler, orada Kabe’nin sahibini arasınlar. O’nu bulduktan sonra Kabe’yi her yerde bulabilirler. Mevlana
*
Oraya giren insan izzetli olacak ve kainatın yaratıcısının dışında hiçbir varlığa boyun eğmeyecekti.
*
Bir defa kalp kırmak, Kabe’yi alt üst etmekten daha kötüdür. Zira Kabe’yi Hz. İbrahim inşa etmiş, gönlü ise Allah yaratmıştır. Mevlana
*
Kabe-i Şerif yıkılarak taşları denize atıldığı vakit, işte o zamanda korkunç alametler olur. Hz. Muhammed
*
Midesine kul olanın Kâbe’si sofradır, kâsesi hastalık suyu ile doludur. Âşığın Kâbe’si vuslat nurudur. Zâhidin kıblesi ihsân, lütuf ve Kerem sâhibi Allah’tır.
*
Kabe’ye bakıyorum, kuşlar alacakaranlıkta Kabe’nin üzerinde uçuyor. Dünyadaki tüm dertler bitmiş! Yıkılsa dünya umursamam, öyle bir hal.
*
Kabe, anıt bir meşale gibi, yolların en birikmiş kavşağında, çağırıyor. Buyruk çağırıyor, yasak çağırıyor. Farz ve sünnet, hazır ve gayb çağırıyor. İslam çağırıyor.
*
Kâbe dünyanın ortasındadır, herkes yüzünü ona döner. Ama onu ortadan kaldırdığında aslında herkes birbirinin ruhuna secde etmektedir. Şems
*
Her şeyden tatlı olan o yer, Allah’ın dünyadaki evinin tadı bu ise ki bu bir fragman, gerçek film olan cennet ve daha da üstü denilen Allah’ın rızasının tadını bir düşünmek lazım.

*

Umre nedir, nasıl yapılır ?

Umre, hac zamanı olan beş günden başka, senenin her günü, ihram ile yapılan, tavaf ve sa’y yapmak ve saç kazımak veya kesmektir. Umrenin farzı ikidir. İhram ve tavaf. İhram umrenin şartı, tavaf ise rüknüdür. Sa’y ve tıraş olmak ise vaciptir.

Umre, ömürde bir defa, Hanefi ve Maliki’de sünnet, Şafii ve Hanbeli’de farzdır.

İhrama girme yerleri:

Mekke’ye mikât sınırları dışındaki yerlerden gelenler yolları üzerindeki mikâtlardan birinde ihrama girerler. Mekke’de bulunulduğu esnada umre yapmak istenirse, Mekkeliler gibi, Harem Bölgesi dışına çıkılarak ihrama girilir.

Umre nasıl yapılır

1- Mikât sınırlarının birinde ihrama girilir ve niyet edilir.

2- Telbiye, tekbir, tehlil salevat-ı şerife okunarak Harem-i şerife girilir. Niyet edilip umre tavafı yapılır.
Tavaf esnasında iztibâ ve ilk üç şavtta remel de yapılır.

3- Tavaf namazından sonra Mes’aya gidilerek umrenin sa’yi yapılır.

4- Tıraş olunup ihramdan çıkılır. Böylece umre tamamlanmış olur.
Umrede Arafat, Minâ, Müzdelife’deki menâsik, kudum ve veda tavafı yoktur.

İş ve umre

Sual: Bir iş için Suudi Arabistan’a giden kimse, Mekke’ye gidip ihrama girerek umre yapabilir mi?

CEVAP

Suudi Arabistan’ın hangi yerine gittiğinizi yazmamışsınız. Eğer mikât denilen yerin içinde iseniz, dışına çıkıp ihram giyerek öyle Mekke’ye gitmeniz gerekir. Mikât’ta ihrama girmek gerekir. Daha önce de giyilse olur. Çünkü Tam İlmihal’de diyor ki:
Hac için, ömre için, ticaret için veya herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin, mikât denilen yerleri, ihramsız geçerek, Mekke-i mükerreme Haremine girmeleri haramdır. Geçenin, geri mikâta gelip ihrama girmesi lazımdır. İhrama girmezse, kurban kesmek lazım olur.

Mikât denilen yerler ile, Harem-i Mekke arasına Hil denir. Mikâttan geçerken, bir iş için Hil’de kalmaya niyet edenlerin ve Hil’de oturanların, hacdan başka niyet ile, ihramsız Harem’e girmeleri caizdir. Mikât yerlerini geçerken, niyet ederek ve telbiye yaparak, usulü ile, ihrama girilir. Mikât yerinden önce, hatta kendi memleketinde de giymek caiz ve daha iyidir.

Umre ve farz

Sual: Borcu olanın veya gidip gelirken bazı günahları işleme durumu olanın yahut farz sevabı işleme imkânı olanın, bunu yapmayıp umreye gitmesi caiz midir?

CEVAP

İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Umreye gitmek farz ve vacib değildir, nâfile ibadettir. Nâfile ibadeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet olmaktan çıkar, günah işlemek olur. (1/124)

Umre sünnet midir?

Sual: Umre sünnet midir?

CEVAP

Umre, Hanefî ve Mâlikî mezhebinde müekked sünnettir. Şâfiî’de ömürde bir defa umre yapmak farzdır, ancak hemen yerine getirilmesi gerekmez. Hanbelî’de ise, ilk fırsatta hemen yerine getirilmesi gereken bir farzdır. (Mizan-ül kübra)

Umreye gitmenin önemi

Sual: (Makamât-ı Mazheriyye)nin 26. mektubunda ve İmam-ı Rabbânî hazretlerinin, 29, 123. ve 124. mektuplarında, umreye ve nâfile hacca gitmeye izin verilmediği bildiriliyor. Umre ve nâfile hac, çok sevab değil midir?

CEVAP

(Sevab değildir) denmiyor. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
Umreye gitmek farz ve vacib değildir, nâfile ibadettir. Nâfile ibadeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet olmaktan çıkar, günah işlemek olur. (1/124)

Nâfile sevabı kazanayım diye haram işlenmemeli) deniyor. Dinimizde bir kaide vardır: Sünnetle veya nâfile ile mekruh çakışınca, mekruh işlememek için sünnet veya nâfile terk edilir. Hele haram işlenecekse, o iş asla yapılmaz. Özellikle kadınların erkekler arasına girmeleri, seslerini yabancılara duyurmaları yasaklandığı için umreye veya nâfile hacca gitmeleri asla doğru olmaz.

Umreye gitmek çok sevabdır. Sadaka vermek de çok sevabdır. Farz olan zekât borcu varken sadaka verilmez. (Sadaka vermeyin, umreye gitmeyin) denmiyor, (İki işten daha önemlisi, daha çok sevab olanı tercih edin) buyuruluyor.

Farz ibadetin yanında nâfile ibadetlerin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında, damla bile değildir. Şeytan aldatarak, kazaları kıldırtmıyor, nâfile kılmayı, [nâfile hacca ve umreye gitmeyi], zekât verdirmeyip, nâfile hayırları, göze güzel gösteriyor. Cami, Kur’an-ı kerim kursu ve benzeri, İslam’a faydası olan şeyleri yapmak, nâfile hacdan ve umreden daha sevabdır. Nâfile hac ve umre yaparken sarf edilen paralar, Müslümanların muhtaçlarına, hele dine hizmet için veriliyorsa, nâfile hac ve umre yapmak, kendi memleketinde sadaka vermekten daha efdal olur. Çünkü hem mal, hem bedenle ibadet yapılmaktadır. Makamat-i Mazheriyye’de, 26. mektupta (Hacda bir farzı veya vacibi özürsüz terk etmemek veya haram, mekruh işlememek lazımdır. Aksi hâlde, nâfile hac ve umre yapmak sevab değil, günah olur) diyor. S. Ebediyye

Nâfile ibadetin sevabı, farz ibadetin sevabı yanında, bir derya yanındaki bir damla sudan azdır. İslam âlimleri, Mekke’ye uzak memleketlerde olanların tekrar hacca gitmelerine izin vermemişlerdir. Seyyid Abdullah-ı Dehlevî hazretleri 63. mektupta (Hac yolunda, ekseriya, ibadetler tam yapılamaz. Bunun için, İmam-ı Rabbânî 123 ve 124. mektuplarında, umreye ve nâfile hacca gitmekten razı olmadığını bildirdi) buyuruyor. Bir farzın yapılmasına, mesela kadınların örtünmelerine mâni olan nâfile hac, haram olur. Böyle nâfile hacca gitmek, sevab değil, günah olur. Umreye gitmek de böyledir. İslam Ahlakı

İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

Bir nâfile hac yapmak için birçok yasaklar, haramlar işleniyor. İyi düşünmelisiniz! Aklı olana bir işaret yetişir. Umre farz ve vacib değil nâfile ibadettir. Nâfile ibadeti yapmak, bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet olmaktan çıkar. Günah işlemek olur. (1/123)

Farzların yanında nâfilelerin hiç kıymeti yoktur. Bir farzı vaktinde yapmak [vakti geçmiş ise, hemen kaza etmek], bin sene nâfile ibadet yapmaktan daha çok faydalıdır. Hangi nâfile olursa olsun, ne kadar halis niyetle yapılırsa yapılsın, ister namaz, oruç, zikir, fikir olsun, ister başka nâfileler olsun, hep böyledir. Hattâ farzları yaparken, bu farzın sünnetlerinden bir sünneti ve edeplerinden bir edebi gözetmek de böyle çok faydalıdır. Tenzihi mekruhtan sakınmak, zikirden ve murakabeden daha faydalıdır. Tahrimi olan mekruhtan sakınmanın faydasını, artık düşünmelidir. Evet, bu nâfile işler, farzları gözetmekle ve haramlardan, mekruhlardan sakınmakla birlikte yapılırsa elbette çok güzel olur, fakat böyle olmazsa pek zararlı olur. Mesela zekât olarak bir kuruşu, bir Müslüman fakire vermek, nâfile olarak dağlar kadar altın sadaka vermekten ve hayrat, hasenat yapmaktan kat kat daha iyidir, kat kat daha çok sevabdır. Bu bir dank zekâtı verirken, bir edebi gözetmek, mesela akrabadan bir fakire vermek de, nâfile iyiliklerden kat kat daha faydalıdır. (1/29)

Hadis-i şerifte, (Din kardeşini sıkıntıdan kurtarana [nâfile] hac ve umre sevabı verilir) buyuruldu. Hazret-i Hasan, Sabit Benani’den bir hacetini yapmasını istedi. (Camide itikâf ediyorum, başka zaman yaparım) deyince, (Din kardeşinin ihtiyacını gidermek için gitmenin, [nâfile] hac sevabından daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun?) dedi. Mevki sahiplerinin, muhtaç olanlara ve hocaların talebelerine, makamlarıyla ve mallarıyla yardım etmelerinin çok sevab olması, bu hadis-i şerife dayanmaktadır. İslam Ahlakı

Yine İslam Ahlakı kitabındaki hadis-i şerifte, (Ana babaya iyilik etmek, nâfile olarak yapılan namaz, oruç, hac [ve umreden] daha faziletlidir) buyuruldu. Hikmet ehli zatlar da, (Birine doğru yazılmış bir din kitabı vermek, bin kere umreye gitmekten daha sevabdır) buyuruyor.

O hâlde Müslüman faydalı, kârlı olan işi tercih etmeli. Denizi bırakıp, bir damla peşinde koşmamalıdır.

Sual: Hindistan’a, Buhara’ya ve Paris’e turistik seyahat düşünüyordum, buralara gidene kadar umreye gider, çok sevab kazanırım diye karar vermiştim. Sonra, İslam Ahlakı kitabındaki, (İmam-ı Rabbani hazretleri 29, 123 ve 124. mektuplarında ve Makamat-ı Mazheriyye 26. mektubunda, nafile hacca ve umreye gitmeye izin vermemişlerdir) ifadesini okuyunca, umreden de vazgeçtim. Umreye gitmeye niye izin verilmiyor ki?

CEVAP

Umreye gitmek çok sevabdır. Umreye hiç izin verilmez mi? Sadaka vermek de çok sevabdır. Farz olan zekât borcu varken sadaka verilmez. (Sadaka vermeyin, umreye gitmeyin) denmiyor, (İki işten daha önemlisi, daha çok sevab olanı tercih edin) buyuruluyor. Herhangi bir şirket tarafından parası karşılanarak gönderiliyorsa veya Mekke’ye yolu düşmüşse o zaman umre yapmanın mahzuru olmaz, umre yapmak çok sevab olur.


aşk sözleri, aşkın tavafı, hac, hac sözleri, kâbe, kabe sözleri, kabeye özlem sözleri, mekke sözleri, resimli sözler kabe, tavaf, umre, umre sözleri, umre nedir, umre nasıl yapılır