kimler kurban kesmeli, kurban eti ve derisi nasıl değerlendirilmeli, kurban nasıl kesilir, kurban nedir, kurbanda hisse, kurbanın dini dayanağı, kurbanlık hayvanın özellikleri, neden kurban keseriz,
KURBANIN MAHİYETİ VE
HÜKMÜ NEDİR?
1.Kurban nedir?
Sözlükte yaklaşma ve Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen
kurban dinî bir terim olarak, Allah’a yaklaşmayı ve O’nun rızasına ermek için
ibadet maksadıyla belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi
ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Kurban bayramında kesilen kurbana udhiyye,
hacda kesilen kurbana ise hedy denir.
2.Kurban ibadetinin
hükmü nedir?
Hanefî mezhebine göre akıl sağlığı yerinde, buluğa ermiş, temel ihtiyaçları
ve
borçlarından başka -nâmî (artıcı) olup olmadığına ve üzerinden bir yıl
geçip geçmediğine bakılmaksızın- nisap miktarı mala sahip olup seferî olmayan
her Müslümanın kurban bayramı günlerinde udhiyye kurbanı kesmesi vaciptir. Diğer
mezheplerin çoğuna göre ise bu kurbanı kesmek sünnet-i müekkededir.
3. Kurbanın dinî
dayanağı nedir?
Kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadet olup hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “...Allah’ın kendilerine rızı olarak
verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken)
Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac, 22/28),
“Her ümmet için, Allah’ın
kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban
kesmeyi meşru kıldık...” (Hac, 22/34)
Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber(s.a.s.),
kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu,
kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu,
tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını
ifade etmiştir. (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3).
Nitekim kendisi de
kurbanın meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban
kesmiştir. (Tirmizî, Edâhî, 11; Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).
4.Kimler kurban kesmekle
yükümlüdür?
Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğ çağına gelmiş, temel ihtiyaçları ve
borçlarından başka artıcı olup olmadığına ve üzerinden bir yıl geçip
geçmediğine bakılmaksızın-nisap miktarı mala sahip olup seferi olmayan her
Müslümanın yerine getireceği mali bir ibadettir. Buna göre yukarıda zikredilen şartları
taşıyıp, temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gram altın veya
değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir.
5. Borçlunun kurban
kesmesi gerekir mi?
Kurban, zorunlu ihtiyaçları ve borçları dışında belirli (nisap) miktarda
mala sahip olan kişiye vaciptir. Hz. Muhammed(s.a.s.) imkân bulduğu halde
kurban kesmeyenlerle ilgili ağır ifadeler taşıyan hadisiyle (İbn Mâce, Edâhî,
2), bir taraftan kurban ibadetinin imkân bulmaya, güç yetirmeye bağlı olduğunu
ifade ederken, bir yandan da güç yetirenin kurban kesmesinin gerektiğine işaret
etmektedir. Buna göre kurban ibadetiyle yükümlü olabilmek için belli bir mali imkâna sahip olmak gerekir ki, bunun ölçüsü de kişinin temel ihtiyaçları ve
borçlarından başka artıcı olup olmadığına ve üzerinden bir yıl geçip
geçmediğine bakılmaksızın- 80.18 gram altına ya da bunun değerinde para veya
mala sahip olmasıdır.
Kişinin malı olmakla birlikte borcu da olsa ve borcu ile asli ihtiyaçları çıktıktan sonra nisap miktarı malı kalsa o
kişi kurban keser. Fakat temel ihtiyaçları ve borçları için ayıracağı para
haricinde bu kadar bir mala sahip olmayan kişinin kurban kesmesi gerekmez.
6. Yolcunun/seferi olanın kurban kesmesi gerekir mi?
Yolcu (seferi), kurban kesmekle mükellef değildir. Ancak kesmesi halinde sevabını kazanır.
Kişi, kurbanını ikamet ettiği yerde kesebileceği gibi, bayram dolayısıyla
veya başka bir sebeple gitmiş olduğu yerde de kesebilir. Seferi olması, kurban
kesme
kurban kesmeyip de bayram günlerinde ikamet ettikleri yere dönerlerse
kurban kesmeleri gerekir.
Başta Şâfiî mezhebi olmak üzere kurbanın sünnet olduğu görüşünde olanlara göre seferilik durumunda da aynı hüküm
geçerlidir.
7. Ailede zengin olan
karı-kocadan her birinin ayrı ayrı kurban
kesmesi gerekir mi? Evde aile reisinin kurban kesmesi ile zengin olan öteki
aile fertlerinden kurban vecibesi düşer mi?
İslam dininde aile fertleri arasında da olsa mülkiyetin şahsiliği ve
dolayısıyla mal ayrılığı esası vardır. Bir aile içinde karı, koca ve
çocuklardan her birinin malı ayrı ayrı belirlenmişse kendilerine aittir.
Bu itibarla aile fertlerinden karı, koca ve
yetişkin çocuklardan kimin borcu ve temel
ihtiyaçları dışında -nâmî (artıcı) olup olmadığına ve üzerinden bir yıl
geçip geçmediğine bakılmaksızın- 80.18 gram altını ya da bunun değerinde parası
veya malı varsa o kimse zengin sayılır. Bu şartlara göre aile fertlerinden dinen
zengin sayılan her biri, fıtır sadakası vermekle mükellef olduğu gibi kurban
kesmekle de yükümlüdür.
Şâfiî mezhebine göre ise aile için bir kurban kesmek sünnet-i kifâyedir.
Dolayısıyla aileden birisinin kurban kesmesi ile hepsi için sünnet yerine
gelmiş olur. Bu görüş asgari derecede nisâba sahip olan aileler için daha
uygundur.
8. Bir kimsenin, oğlunun
veya bir başkasının bağışladığı para ile kurban alıp kesmesi durumunda bu,
kurban sayılır mı?
Oğlu veya başkası tarafından kendisine bağış yapılan kimse bu paranın
sahibidir. Bağışlanan bu parayı dilediği gibi harcayabilir. İster başka
ihtiyaçları için sarf eder, isterse kurbanlık alıp kesebilir. Kesilen bu
hayvan, kurban yerine geçer.
9. Kurban kesmek yerine
sadaka vermekle bu ibadet yerine getirilmiş olur mu?
İbadetlerin kendilerine özgü şekil, şart ve rükünleri olduğu gibi
hikmetleri, amaçları ve teşri gerekçeleri de vardır. İbadetlerdeki bu özelliklerin birbirinden ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Diğer
taraftan ibadetler ancak emredildikleri şekliyle yerine getirilir.
Kurban ibadeti de ancak kurban olacak hayvanın usulüne uygun olarak
kesilmesiyle yerine getirilebilir. Bedelini infak etmek suretiyle kurban
ibadeti yerine getirilmiş olmaz.
Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak niyetiyle, karşılıksız olarak fakir ve
muhtaçlara yardım etmek, iyilik ve ihsanda bulunmak da Müslümanın önemli
vazifelerinden biridir. Zaruret derecesinde ihtiyaç içerisinde bulunan kimseye
yardım etmek dinimizde farz kabul edilmiştir. Ancak, bu iki ibadetin birbirinin
alternatifi olarak sunulması doğru değildir. Bu sebeple kesme olmadan hayvanı
ya da bedelini sadaka olarak yoksullara
vermek suretiyle kurban ibadeti ifa edilmiş olmaz.
10. Hac ibadetini yapan
kişi, ayrıca memleketinde de kurban kesmekle yükümlü müdür?
Hac için ihramda olan kişi Mekke’de seferi ise kendisine udhiyye kurbanının/kurban bayramında kesilen kurbanın vacip
olmadığı konusunda ittifak vardır. Seferi olmaması hâlinde ise udhiyye
kurbanının vacip olup olmadığı konusunda Hanefî fakihleri arasında ihtilaf
vardır.
Tercih edilen görüşe göre haccetmekte olan kimse, ister seferi olsun ister
olmasın kurban kesmekle yükümlü olmaz. Bununla birlikte hacda olan kimse
dilerse orada veya memleketinde kurban kestirebilir.
Şâfiî mezhebine göre ise udhiyye kurbanı, seferî olsun olmasın, hacda bulunsun bulunmasın imkan bulan herkes için
sünnet-i müekkededir.
11. Gayrimeşru yolla
kazanılan parayla kurban kesilebilir mi?
İslam dini, kişilerin meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal
yollardan elde etmelerini emreder. Bu sebeple gayrimeşru yolla elde edilen para
o kişinin malı sayılmadığı gibi onu kullanması da caiz olmaz. Dolayısıyla böyle
bir para ile kurban kesmek uygun değildir.
12. Bir özür sebebiyle
vaktinde kesilemeyen kurbanların fakir ve zengin için hükmü nedir?
Kurban kesme niyetiyle hayvan almış, fakat kurban bayramı günlerinde
kurbanı kesememiş fakir kimse, bu hayvanı canlı olarak tasadduk eder. Bayram
günlerinde kurban kesemeyen zengin kimsenin ise, kurbanlık satın alıp almadığı
dikkate alınmaksızın bir kurbanlık hayvanın kıymetini yoksullara sadaka olarak
vermesi gerekir.
KURBAN ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
1. Akika kurbanı nedir?
Yeni doğan çocuk için şükür amacıyla kesilen kurbana, “akîka” adı verilir.
Akîka kurbanı kesmek sünnettir.İbn Abbas’tan(r.a.) rivayet edildiğine göre
Resûlullah(s.a.s.), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin için akîka kurbanı kesmiş (Ebû
Dâvûd, Dahâyâ, 21; Nesâî, Akîka, 1) ve bir hadisinde de şöyle buyurmuştur:
“Her çocuk (doğumunun) yedinci gününde kendisi için kesilecek akîka kurbanı
karşılığında bir rehine gibidir.
Akîka kurbanı kesildikten sonra çocuğun başı tıraş edilir ve ona isim
verilir.” (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 21)
Bu açıdan akîka kurbanı, çocuğun doğduğu günden buluğ çağına kadar kesilebilirse de doğumun yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir. Aynı günde çocuğa isim
verilmesi ve saçı ağırlığında altın veya değeri miktarınca sadaka verilmesi
müstehaptır.
2. Şükür kurbanı ne
demektir?
Herhangi bir vesileyle Allah’a şükretmek için kesilen kurbana şükür kurbanı denir. Bir kimse arzu ettiği bir amaca
ulaşması veya bir nimete nail olması sebebiyle şükür kurbanı kesebilir. Ancak
böyle bir nimeti elde eden kişinin, adakta bulunmadığı sürece kurban kesmesi
zorunlu değildir. Ayrıca Hanefî mezhebine göre temettu veya kıran haccı yapan kişilerin,
aynı mevsimde hac ve umreyi beraberce yaptıkları için Harem bölgesinde
kesmeleri
vacip olan kurban da bir tür şükür kurbanıdır.
3. Ölü kurbanı diye bir
kurban çeşidi var mıdır?
Kurban, hayatta olan ve gerekli şartları taşıyan kimselerin Allah’a
yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için yaptıkları bir ibadettir. Dolayısıyla
kendisinin bir vasiyeti olmadıkça ölü adına kurban kesmek diye bir ibadet yoktur.
Bununla birlikte bazı fakihler, sevabı ölüye bağışlanmak üzere kurban kesilebileceğine
de cevaz vermişlerdir.
4. Kişiler bir araya
gelerek Hz. Peygamber adına kurban kesebilirler mi?
Dinimizde insanların bir grup oluşturarak aralarında para toplayıp Hz.
Peygamber (s.a.s.) adına kurban kesmeleri şeklinde bir uygulama yoktur. Bunun,
yapılması gereken bir ibadet gibi görülmesi de caiz değildir. Çünkü Allah ve
Resûlü’nden nakledilmeyen bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona
dinîlik vasfı vermek bid’attir.Her bid’at de Hz. Peygamberin(s.a.s.)
nitelemesiyle dalalettir
(Müslim, Cumua, 43; Ebû Dâvûd, Sünnet, 6; Tirmizî, İlim, 16). Hz. Ali’den
rivayet edilen “Resûlullah(s.a.s.) (sağlığında) kendi yerine bir kurban kesmemi
vasiyet etti. İşte ben de onunyerine kurban kesiyorum.” (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 2; Ahmed
b. Hanbel, el-Müsned, II, 420, 423) şeklindeki haber, bu uygulamaya delil
olamaz. Çünkü Hz. Ali, kurbanı kesme gerekçesi olarak Hz. Peygamber’in(s.a.s.) kendisine bunu vasiyet etmesini göstermiştir. Dolayısıyla bu hadis, eğer
vasiyeti yoksa ölü adına kurban kesileceğine delalet etmez.
Ayrıca küçük miktarlarla çok kişiden para toplanıp bir kurbanlık alınması ve bunun kesilmesi uygulamasında o
kurbanlığın mülkiyeti ve kimin adına kesildiği sorunu ortaya çıkmaktadır.
Dolayısıyla bu şekilde kurban kesilmiş olmayıp sadece et tasadduk edilmiş olur.
Diğer taraftan bu tür uygulamaların Hz. Peygamber’in (s.a.s.) manevî
şahsiyetini istismar etmeye ve aslında başka amaçlarla para toplamaya
vesile kılınabileceği de göz ardı edilmemelidir.
KURBANIN ALIM SATIMI VE
HİSSE ORTAKLIĞI NASIL OLUR?
1. Kredi kartıyla kurban
satın almak caiz midir?
Kurban kesmekle mükellef olan şahıs, kurbanlık hayvanı nakit olarak alabileceği gibi kredi kartıyla tek çekim veya vadeli olarak da alabilir. Bu bağlamda bedelin kredi kartıyla ödenmesi kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak kredi kartı borcunu, ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli işleme düşmemek gerekir.
Kredi kartıyla vadeli olarak kurban alırken, vadeyi bankanın uygulaması halinde ilave bir ücret ödenirse kesilen kurban geçerli olmakla birlikte, faizli işlem sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olacağı için bundan sakınmak gerekir.
2.Banka Kredisi ile kurban kesilir mi?
Kurban kesmek, âkil (akıl sağlığı yerinde), bâliğ (ergen), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan bir müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146).
İster vacip isterse nafile olarak kurban kesecek kimse, kurbanını peşin satın alabileceği gibi, borçlanarak da satın alabilir. Bu, kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak faizli borç alması durumunda faiz verme yasağını işlediği için günaha girmiş olur. (Bkz. Bakara, 2/275-279; Müslim, Müsâkât, 105, 106; Ebû Dâvûd, Büyû’, 4). Kendi imkânlarıyla kurban kesemeyecek olanların böyle yöntemlere başvurmaları dinen uygun değildir.
3. Taksitle kurban
alınabilir mi?
Kurban, Allah’a yakınlaşma niyeti ile yerine getirilen bir ibadettir. Bu
amaç ise ancak kişinin kendi mülkiyetindeki hayvanı kurban etmesi ile
gerçekleşir. Mülkiyet, hayvanı bizzat yetiştirme, hibe veya miras yolu ile
olabileceği gibi satın alma yolu ile de gerçekleşebilir.
Esasen vadeli satış caizdir. Dolayısıyla taksitlendirme yolu ile satın
alınan bir mal, alıcının mülkiyetine geçtiğine göre, bu yolla alınan bir
hayvanın kurban edilmesinde bir sakınca yoktur.
4. Kurbanlık hayvan
tartı ile alınabilir mi?
Kurbanlık hayvan, kilo birim fiyatı belirlenmek suretiyle canlı olarak
tartıyla alınıp-satılabilir. Ayrıca, toplumda herhangi bir aldatma, kargaşa ve
ihtilafa yol açmayan yaygın bir uygulama varsa, kurban edilmek üzere satın
alınmak istenen hayvanın karkas halindeki kilo birim fiyatı önceden belirlenmek
şartıyla, kesildikten sonra tartılarak parasının ödenmesi yoluyla da
satılabilir. Ancak bu şekildeki satışın geçerli olması için kesimden önce
taraflar arasında akdin tamamlanması gerekir. Ayrıca kurbanın kelle, paça ve
sakatat gibi bazı yerlerinin satıcıda kalması şart koşulmamalıdır.
5. Marketlerin, indirim
kartı olanlara bir kurbanın aynı
miktardaki hisselerini daha ucuz
fiyata satmaları, kesilen
kurbana zarar verir mi?
Bir kimsenin mülkiyetindeki bir malın eşit hisselerini, her biri farklı
fiyatlar üzerinden olmak üzere satması caizdir. Bu hüküm, büyükbaş kurbanlık hayvanlar için de
geçerlidir. Bu itibarla söz konusu kuruluşların, bazı müşterilerine indirimli
bir şekilde aynı büyükbaş hayvanın hisselerini farklı fiyatlarla satması kesilen
kurbana zarar vermez.
6. Bir kişinin, marketin
veya işletmenin henüz mülkiyetinde olmayan bir hayvanı/ hissesini kurban olarak
satması caiz midir?
Akit anında mevcut olmayan veya satıcının mülkiyetinde bulunmayan bir
malın, vasıfları belirlenmek kaydıyla peşin parayla satılmasına selem denir ve
bu şekilde yapılan bir satım caizdir. Satıcının henüz mülkiyetinde olmayan bir
hayvanı, nitelikleri tam olarak belirlenmesi ve paranın peşin ödenmesi
şartıyla satması da âlimlerin bir kısmına göre bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Buna göre, market türü kuruluşların henüz mülkiyetlerinde olmayan hayvanları,
yukarıda anlatıldığı şekliyle satmaları caizdir.
7. Akika, adak, udhiyye
ve nafile kurbanlar için aynı büyükbaş hayvana ortak olunabilir mi?
Ortak kesilen kurbanlarda, hissedarlardan her birinin ibadet niyeti
taşıması gerekir.
Fakat bu niyetin aynı tür kurban için olması şart değildir. Buna göre ortaklardan
bir kısmı udhiyye, diğer bir kısmı ise adak, akîka veya nafile kurbanı
niyetiyle bir büyükbaş hayvana hissedar olarak katılabilirler.
8. Ortaklaşa kesilen
kurbanda bir kişinin et niyetiyle ortak olmasıkurban ibadetinin sıhhatine zarar
verir mi?
Hanefi mezhebine göre kurbanlık hayvana ortak olanların tamamı kurbanı
ibadet niyeti ile kesmelidir. Buna göre kurban hisselerine ortak olanlardan
biri veya birkaçı et niyetiyle ortak olmuşsa, o hayvana ortak olan herkesin kurbanı
geçersiz sayılır. Şâfiî mezhebine göre ise bunda bir sakınca yoktur.
9. Kurbanlık olarak
satın alınan hayvana, daha sonra başkaları ortak edilebilir mi?
Büyükbaş hayvanlara kurban niyetiyle yedi kişiye kadar ortak olunabilir.
Böyle bir hayvan, başta ortak olarak satın alınabileceği gibi, alındıktan sonra
bu hayvana yedi kişiyi geçmemek kaydıyla başkaları da ortak edilebilir. Fakat
alınırken ortak bulma niyeti yoksa sonradan ortak bulunması bazı âlimlerce mekruh
görülmüştür.
10. Kurbanlık olarak
alınan büyükbaş hayvana ortak olanlardan bir kısmının, sonradan bir başkasını kendi
hisselerine dâhil etmeleri caiz midir?
Büyükbaş bir hayvana ortak olan hissedarlardan birinin hissesi yedide iki
veya daha fazla ise kendi hisselerinden birini veya daha fazlasını başka birine
bedelli ya da bedelsiz devredebilir.
11. Satın alındıktan
sonra kesim zamanına kadar satıcıda bırakılankurbanlık hayvanın ölmesi halinde ne
gerekir?
Satın alınıp da korunmak veya beslenmek üzere kurban bayramına kadar
satıcının yanında bırakılan kurbanlık hayvan onun yanında emanethükmündedir.
Emanet malın telef olması hâlinde emaneti elinde tutanda kasıt, kusur veya
ihmal bulunmadığı sürece sorumlu olmaz; aksi halde hayvanı tazmin etmekle
sorumlu olur. Dolayısıyla, satıcı emanet malı, korunması gerektiği şekilde korur
da buna rağmen mal telef olursa onu tazmin etmesi gerekmez. Bu durumda,
kurbanlık hayvanın daha önce ücreti ödenmemişse, alıcının ödemesi gerekir. Ölen
hayvanı satın alan kişi zenginse, yenisini alıp kesmek zorundadır. Yoksulsa yeniden
hayvan alıp kesmesi gerekmez.
12. Satın alınan
kurbanlığın ölmesi durumunda ne
yapılmalıdır?
Satın alınan kurbanlığın kesilmeden önce ölmesi hâlinde hüküm, satın alan
kişinin maddi durumuna göre değişir. Şayet kişi varlıklı ise, vacip olan kurban
kesme ibadetini henüz yerine getirmediği için başka bir hayvanı kurban olarak
keser. Fakat yoksulsa yenisini almasına gerek yoktur.
KURBAN KESİMİ NE ZAMAN VE NASIL YAPILIR?
1. Kurban kesim vakti ne
zaman başlar ve biter?
Kurban kesim vakti, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı
kılındıktan sonra; bayram namazı kılınmayan yerlerde ise fecirden (sabah namazı
vakti girdikten) sonra başlar. Hanefîlere göre bayramın 3. günü, gün batımına
kadar devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir.
Şâfiîlere göre ise bayramın 4. günü, gün batımına kadar kesilebilir.
2. Vekâlet yoluyla
kurban kesilebilir mi? Kişinin bulunduğu
şehir veya ülke dışında vekâletle
kurban kestirmesinin hükmü
nedir?
Kurban mal ile yapılan bir ibadettir. Mal ile yapılan ibadetlerde vekâlet
caizdir. Dolayısıyla kişi kurbanını bizzat kesebileceği gibi vekâlet yoluyla
başkasına da kestirebilir. Vekâlet, sözlü veya yazılı olarak ya da telefon, internet,
faks ve benzeri iletişim araçları vasıtasıyla verilebilir. Vekil tayin edilen
kişi veya kurum aldığı vekâleti gereği gibi yerine getirmelidir.
Kurbanda önemli olan, kişinin niyetinin Allah için olması ve kurbanın
kendisi adına kesilmesidir.
5. Kurban bayramı günü
kurban kesilmeden önce bir şey yememenin dinî dayanağı var mıdır?
Kurban bayramı günü imsaktan itibaren bir şey yemeyip o günün ilk yemeğini
kurban etinden yemek müstehaptır. Fakat bu, kendi evinde kurban kesebilen
insanlar içindir. Zamanımızda kurban kestiren bazı Müslümanlara, akşama kadar
ancak sıra gelmekte, hatta ertesi güne kalmaktadır. Bu durumda söz konusu
insanların kurbanlarının kesilmesine kadar aç kalıp oruçlu imiş gibi durmaları
gerekmez.
6. Kurban keserken
besmele çekilmesinin hükmü nedir?
İster kurban niyetiyle olsun ister başka bir amaçla olsun hayvan kesilirken
besmele çekilmesi gerekir. Hayvanın kesimi esnasında besmele kasten terk
edilirse, o hayvanın eti Hanefîlere göre yenmez. Ancak unutularak besmele
çekilmezse, hayvanın eti yenilir. Şâfiîlere göre ise besmele çekilmese de
kesilen hayvanın eti yenir.
7. Kurban kesimi
sırasında hangi dualar okunabilir?
Kurban kesilirken “Bismillahi Allahü ekber” denilir ve şu âyetler
okunabilir:
ََۙ َال ۪مينِ ْ العَّبِ
رّٰ۪ ِي لَ اتَمَمَ وَايْ يَحَم۪كي وُُسنَ۪ي وَ َلتَّن صُِقْل ا۞ َِ ۪مينْ لُسُل ْ
المََّو۬ اَ۬اَناَْ ُت وِرُمِ َك اَ ٰبِذلُۚ و۞َل َ ش۪ر َ يكَ له
“De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim/kurbanım, hayatım ve ölümüm
hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Bana sadece bu
emredildi ve ben Allah’a teslim olanların ilkiyim.” (En’âm, 6/162-163)
ْ َضَرَ ْالَ ِ ات وٰ وَّ
مَ السَ َطرَّل ۪ذي فَِ لْهِ ُت َّهَ ج۪ي
وِّنا۞َ۪ۚينُ ْشِركَ ْ المِن۬ مَ۬نَآَا اَمً و۪يفانَح
“Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana
döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.” (En’âm, 6/79)
8. Kurban keserken
nelere dikkat edilmelidir?
Kurban keserken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:
a) Usulüne göre bir kesim yapmış olmak için hayvanın yemek ve nefes
borularıyla e- raber iki atardamarından
da en az birinin kesilmesi gerekir. Bu şekilde yapılan bir kesim sırasında, hayvanın
omuriliğinin kesilmesi mekruhtur. Bu konuda etlik kesim ile kurbanlık kesim
arasında bir fark yoktur.
b) Hayvanın canı çıkmadan başının gövdesinden ayrılmamasına özen
gösterilmelidir.
c) Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet edilmemelidir. Bu
nedenle hayvanlar ehil kişiler tarafından keskin bir bıçakla kesilmeli ve
boğazlama işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir.
d) Çevre temizliği için gerekli tedbirler alınmalıdır.
e)Hayvanların bir diğerinin kesimini görecek şekilde yan yana
bulundurulmamalarına azami özen gösterilmelidir.
9. Abdestsiz olarak
kurban kesilebilir mi?
Kurban ibadetini yerine getirmek, gerekli şartları taşıyan bir hayvanı,
kurban niyetiyle kesmekle gerçekleşir. Kurban ibadetinin geçerli olması için
kesenin abdestli olması şartı yoktur. Bununla birlikte kurban
Allah’a yakınlaşma aracı olduğu için abdestli olmak daha faziletlidir.
10. Kurbanlık hayvanı
elektrik veya narkozla bayıltarak kesmek caiz midir?
Dinimiz, tüm canlılara iyi davranılmasını emretmiştir. Nitekim Hz.
Peygamber (s.a.s.), kesim esnasında hayvana eziyet edilmemesini emretmiştir.
(Bkz. Müslim, Sayd ve Zebâih, 57; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 12)
Kurbanın bilinen klasik yöntemle kesilmesi asıldır. Bununla beraber kurbana
fazla eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla kesim esnasında
hayvanın elektrik şoku, narkoz veya benzeri bir yöntemle bayıltıldıktan sonra
kesilmesi ise hayvanın kesilmeden önce canlı olduğunun kesin olarak bilinmesi kaydıyla
caizdir. Bu durumda hayvan henüz kesilmeden şok etkisiyle ölürse, kurban
olmayacağı gibi, eti de yenmez. Zira kurbanlık veya etlik hayvanın yenilmesinin
caiz olabilmesi için kesim esnasında hayvanın canlı olması gerekir.
11. Kurban kanı alına
sürülebilir mi?
Kesilen kurbanın kanının alına sürülmesinin dinî bir dayanağı
bulunmamaktadır. Ayrıca dinen necis sayılan kanın meşru bir mazeret olmaksızın
vücuda sürülmesi de doğru değildir. Bu itibarla kurban kesenlerin bu
uygulamadan uzak durmaları gerekir.
12. Kurban kestikten
sonra namaz kılmak gerekir mi?
Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dinî bir
gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlarındaki çullarını yoksullara
paylaştırmamı emretti ve onlardan herhangi bir şeyi kasap ücreti olarak vermeyi
bana yasakladı ve ‘kasap ücretini biz kendimiz veririz’ buyurdu.” (Buhârî, Hac,
120-121; Müslim, Hac, 348; Ebû Dâvûd, Menâsik, 21)
14. Hacca giden kişinin
hacla ilgili kurbanları memleketinde
kesilebilir mi?
Temettu veya kırana niyet eden hacılar, Cenab-ı Hak, kendilerine aynı
mevsimde hac ve umreyi nasip ettiği için şükür olarak kesecekleri hayvanları
Harem dâhilinde kesmeleri gerekir (Bakara, 2/196; Mâide, 5/95). Bu kurbanın, kurban
bayramında kesilen udhiyye kurbanı ile ilgisi olmadığından dolayı, Harem
bölgesi dışında kesilmesi geçerli değildir.
15. İhmal sebebi ile
kurban kesmeyen kimse ne yapmalıdır?
Kurban kesme şartlarını taşıdığı hâlde unutma, ihmal vb. sebeplerle kurban
kesmeyen kimsenin, Hanefîlere göre o yıla mahsuben bir kurban bedelini
fakirlere vermesi, ayrıca tevbe ve istiğfar etmesi gerekir.
16. Kurban kesmek üzere
vekil kılınan kişinin kurbanı kesmediği öğrenilirse ne yapılması gerekir?
Zengin bir kimse bir şahsa para verip “bununla kurbanlık hayvan al ve benim
adıma kes.” dese; ancak parayı alan şahıs kurbanlık almayıp parayı harcasa;
parayı veren kişi de bu durumu kurban kesim günlerinde öğrenirse yeni bir
kurbanlık alıp kesmesi gerekir. Parayı alan kişi de aldığı parayı tazmin eder.
Eğer zengin olan kişi bu durumu kurban kesim günleri geçtikten sonra öğrenirse,
kendisinin kurban yükümlülüğü düşmez. Bu durumda kurban bedelini fakirlere
vermesi gerekir.
KURBAN ETİ VE DERİSİ NE YAPILMALI?
1. Bir hayvanın hangi
organları yenmez? Bu organların ne yapılması gerekir?
Etlerinin yenmesi helal olan hayvanların ister kurban olarak ister başka
bir amaçla kesilmiş olsun- kanları, ödleri, bezeleri, idrar torbaları, cinsel
organları ve husyelerini (yumurtalarını) yemek tahrîmen mekruhtur. Bir hadisi
şerifte Hz. Peygamber’in(s.a.s.), eti yenen hayvanların cinsel organlarının,
husyelerinin (yumurtalarının),dübürlerinin (anüslerinin), bezelerinin, öd
keselerinin, mesanelerinin yenilmesini uygun görmediği bildirilmektedir
(Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, X, 12). Bununla birlikte Malikî ve Şâfiî
mezheplerinde eti yenen hayvanların yumurtalarını (husye) yemek caizdir.
Kurbanın veya başka bir amaçla kesilen bir hayvanın yenilmeyen kısımlarını
toprağa gömmek, sağlık ve çevreyi temiz tutma açısından öncelikli olmakla
beraber çevreyi kirletmemek kaydıyla hayvanlara da verilebilir.
2. Kurban eti nasıl değerlendirilmelidir?
Hz. Peygamber(s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip bir bölümünün kurban
kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla
paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir. (Ebû Dâvûd, Dahâyâ,
10). Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir. Ancak, durumu iyi olan Müslümanların,
toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını
dağıtmaları daha uygun olur.
Şâfiî mezhebine göre ise kurban etinden az da olsa bir miktarın fakirlere verilmesi zorunludur.
3.Kurban derisi nasıl değerlendirilmelidir?
Kurbanın derisi, bir fakire veya hayır kurumuna,verilmelidir. Hz.Peygamber(s.a.)veda
haccında Hz. Ali’ye, kurban olarak kesilen develerinin başında durmasını ve
bunların derileri ile sırtlarındaki çullarını sadaka olarak vermesini, kasap
ücreti olarak bunlardan bir şey vermemesini emretmiştir (Müslim, Hac,
348;Buhârî, Hac, 120, 121; Ebû Dâvûd, Menâsik, 21). Buna göre kurban
derilerinin para karşılığında satılması,kurbanın kesimi veya bakımı için ücret
olarak verilmesi caiz değildir. Derinin satılması hâlinde bedelinin
yoksullara verilmesi gerekir.
Ancak kurbanın derisi, bir yoksula veya hayır kurumuna bağışlanabileceği
gibi, evde namazlık, kalbur ve benzeri ev eşyası yapılarak kullanılmasında da
bir sakınca yoktur.
4. Kişi beslediği ve
kurban olarak kesmeyi kararlaştırdığı bir hayvanın sütünden veya gücünden yararlanabilir
mi?
Bir kimse, kendi evinde besleyip büyüttüğü bir hayvanı, kurban olarak
keseceğine karar verse; bu hayvanın gücünden veya dişi ise sütünden
yararlanabilir. Fakat kurban olarak alınan bir hayvanın kesim öncesinde sütünden
ve yününden yararlanmak uygun değildir.
Çünkü bu durumda hayvan satın alınmasından itibaren kurbanlık olarak
belirlenmiş olmaktadır. Şayet böyle bir hayvandan yararlanılmışsa yararlanma
bedeli sadaka olarak verilmelidir.
5. Kurbanın etinin,
derisinin ve sakatatının satılması caiz midir?
Kurbanın et, sakatat, deri, yün ve süt gibi unsurlarının satılması caiz
değildir. Zira Hz.Peygamber (s.a.s.), “Kim kurbanın derisini satarsa, kurban
kesmemiş gibidir.” (Beyhakî,es-Sünenü’l-kübrâ, IX, 496) buyurmuştur. Bu sebeple
kurbanın derisi ya da etinin satılması hâlinde alınan bedelin sadaka olarak
dağıtılması gerekir.
6. İki büyükbaş hayvanın
yediden fazla kişi tarafından hisseleri belirlenmeksizin kurban edilmesi ve
kesildikten sonra etlerin karışık bir şekilde bölünerek hissedarlara dağıtılması
hâlinde yapılan bu işlem caiz olur mu?
Kurban kesecek ortakların her birinin, hayvanın en az yedide birine sahip
olması gerekir. Bu itibarla her bir büyükbaş hayvana hissedar olan kişiler,
kendileri adına kesilen kurbandan hisselerini belirlemelidirler.
Buna göre iki büyükbaş hayvan, yediden fazla kişi tarafından hisseleri
belirlenmek sizin kurban olarak kesilir de etleri karışık bir şekilde mesela dokuz
eşit parçaya bölünerek hissedarlara dağıtılırsa, bu caiz olmaz. Ancak iki
büyükbaş hayvanı kurban eden ortakların sayısının yedi veya daha az kişi
olmaları durumunda bu işlem caiz olur. Zira her bir ortak,her iki hayvanın en
az yedide birine sahip olur.
ADAK NEDİR?
1. Adak kurbanı kesmenin
hükmü nedir? Etinden kimler yiyemez?
Kurban adayan kişinin kurban kesmesi vaciptir.
Eğer kişi bu adağı, bir şartın gerçekleşmesine bağlamışsa bu şart
gerçekleşince kesmesi gerekir. Adak kurbanının etinden adak sahibi, eşi, usûl ve
fürûu (neslinden geldiği ana, baba, dede ve nineleri ile kendi neslinden gelen
çocukları ve torunları) yiyemeyeceği gibi, bunların dışında kalıp zengin olanlar
da yiyemez. Eğer kendisi veya bu sayılanlardan biri yerse, yenilen etin bedelini
yoksullara vermesi gerekir.
2. Adak kurbanında
bulunması gereken nitelikler nelerdir?
Kurbanlık hayvanda aranan nitelikler, adak kurbanında da aranır. Kurbanlık
hayvanda
aranan şartlar ise şunlardır:
a) Belirli yaşları tamamlamaları gerekir.
Buna göre 5 yaşını dolduran deve, 2 yaşını dolduran sığır ve manda, 1 yaşını dolduran koyun ve keçi kurban edilebilir. Bu yaşa gelmiş kurbanlık hayvanın dişini
değiştirip değiştirmediğine(kapak atmak) bakılmaz. Bunun yanında, 6 ayını
tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olması hâlinde kurban
edilebilir (Müslim, Edâhî, 13).
b) Ayıplardan uzak, sağlıklı, azaları tam ve besili olması gerekir.
Bu
nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzları kökünden
kırık, kuyruğu ve kulaklarının yarıdan fazlası kesik,memesi kesik, dişlerinin
tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz. Ancak,hayvanın doğuştan
boynuzsuz olması, yemini bulmasına engel olmayacak derecede şaşı veya topal
olması, hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtılmış olması kurban edilmesine
engel teşkil etmez.
3. Adak kurbanını kurban bayramı günlerinde kesmek şart mıdır?
Adak kurbanlarının mutlaka kurban bayramı günlerinde kesilmesi şart
değildir. Bir şarta bağlı olarak kurban kesmeyi adayan kişi,şart gerçekleşmesi
halinde adağını ilk fırsatta yerine getirmelidir. Şarta bağlı olmayan
adaklar ise herhangi bir vakitte yerine getirilebilir.Ancak uygun olan, ilk
fırsatta yerine getirilmesidir. Eğer udhiyye yani kurban bayramı günlerinde kesilmesi
gereken kurban adanmışsa bunun kurban bayramı günlerinde; hedy yani harem
bölgesinde kesilecek bir kurban adanmışsa bunun da harem bölgesinde kesilmesi gerekir.
Bunların dışındaki adak kurbanlarının herhangi bir yer ve zamanda
kesilmesi caizdir.
4. Kurban kesmeyi adayan
bir kimse bu adaktan vazgeçebilir mi?
Kur’an’da değişik yerlerde; verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı
kalınması (Mâide, 5/1; İsrâ, 17/34), Allah’a verilen sözün tutulması (Nahl,
16/91) emredilir ve yapılan adakların yerine getirilmesi istenir. Ayrıca kişinin
yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılır (İnsan,
76/7).
Hz. Peygamber(s.a.s.) de Allah’a itaat kabilinden adakların yerine
getirilmesini emretmiş, Allah’a isyan veya masiyet kabilinden olan konularda
adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir.
Bu itibarla kişinin gerçekleşmesini istediği bir şey için kurban adağında bulunması hâlinde o şeyin gerçekleşmesine bağlı olarak adağını yerine getirmesi
gerekir. Yapılan bir adaktan vazgeçilmesi adak yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Ancak adak maddî imkânı gerektiren türden ise, kişi bu adağı maddî imkânı
müsait olduğunda yerine getirir.
5. Adak kurbanı düğün
vb. toplantılarda ikram
edilebilir mi?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu
kişinin eşi, usûl ve fürûu (yani annesi, babası, nineleri,dedeleri, çocukları,
torunları) ve dinen zengin sayılan kimseler de yiyemezler. Adak kurbanının etini
bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler.
Düğün vb. toplantılarda fakirlerin yanı sıra zenginler de bulunabileceğinden adak kurbanının bu gibi yerlerde ikram
edilmesi caiz olmaz.
Eğer böyle bir durumda adakta bulunan kişinin kendisi, usûl veya fürûundan
birisi yada zengin biri yemiş bulunursa, yenilen miktarın bedeli fakirlere
tasadduk edilmelidir.
6. Bir koç kurban etmeyi
adayan kişi mutlaka koç mu kesmelidir? Bir büyükbaş hayvana ortak olabilir mi?
Bir koç kesmeyi adayan kimse koç kesebileceği gibi koyun veya keçi de
kesebilir. Çünkü bunlar aynı cinsten (davar) kabul edilmektedir.
Aynı şekilde bu kişinin ibadet niyetiyle kesilecek olan bir sığıra hissedar
olarak girip adağını yerine getirmesi de mümkündür. Çünkü amaç kurban
kesmektir. Bu şekilde de amaç yerine gelmiş olur. Ancak sığır kesmeyi adayan
kişinin, koyun kesmesi ile adağı yerine gelmiş olmaz. Cins belirlemeksizin “bir
kurban keseceğim” diye adakta bulunan bir kimse ister koyun, isterse de
sığırdan bir hisseye girerek dilediği cinsten bir kurbanlık hayvan kesebilir.
7. Rüyada kurban kesmeyi
adayan kişi, bu adağını yerine getirmeli midir?
Peygamberlerin dışındaki insanların gördükleri rüyalar, kesin bir hüküm
ifade etmediği gibi bu rüyaların bağlayıcılığı da yoktur. Bu itibarla rüyada
kurban kesmeyi adayan kişinin, bu adağını yerine getirmesi gerekmez.
8. “Çocuğum sağ-salim
doğarsa bir kurban keseceğim.” diye adakta bulunan kimsenin ikiz çocuğu olursa
kaç kurban kesmelidir?
“Çocuğum sağ-salim doğarsa kurban keseceğim” şeklindeki adak
mutlak/herhangi bir şartla kayıtlanmamış bir adaktır. Çünkü bu ifadede hem
“çocuk” hem de “kurban” kelimeleri kayıtsız olarak kullanılmıştır. Bu itibarla
bu kimse, doğan çocuk sayısına bakmaksızın dilediği türden bir kurban kesmekle adağını
yerine getirmiş olur.
9. İki veya daha fazla
kişi tek bir konu hakkında kurban adasalar, hepsinin de ayrı ayrı kurban
kesmesi gerekir mi?
İki veya daha fazla kişi aynı konu hakkında birbirinden habersiz olarak kurban kesmeyi adarsa, adakta bulunan kişilerden her birinin ayrı ayrı adaklarını yerine
getirmeleri gerekir. Zira her biri bağımsız birer kişiliğe sahiptir; birinin
yapmasıyla diğerinin zimmetinden adak düşmez.
İki veya daha fazla kişi bir araya gelerek bir tek konu hakkında “ortaklaşa
bir küçükbaş hayvan kurban edelim.” diye adakta bulunsalar; adakları geçerli,
ortaklık şartı ise geçersiz olur. Bu durumda, ortak bir kurban kesmeyi adamakla
her biri ayrı ayrı birer kurban adamış olurlar. Zira kurban denince akla en az
küçükbaş bir hayvan gelir. Bir küçükbaş hayvan ise ancak bir kişi tarafından kurban
edilebilir; iki veya daha fazla kişi tarafından kurban edilmesi geçerli olmaz.
10. Belirli bir hayır
kurumuna veya fakire yardım yapmayı adayan kimse, başka bir hayır kurumuna veya
fakire yardım yaparsa adağı yerine gelmiş olur mu?
Adağın yerine getirileceği kişi, yer ve cihet konusundaki şartlar bağlayıcı değildir. Bu itibarla muayyen bir hayır
kurumuna veya fakire yardım yapmayı adayan kimse başka bir hayır kurumuna veya
başka bir fakire yardımda bulunduğunda adağı yerine gelmiş olur.
11. Türbelere adakta
bulunulabilir mi?
İbadetler Allah için yapılır. Adak da ibadet anlamı taşıdığından sadece
Allah için yapılması gerekir. Bu sebeple türbe veya ölüler için adakta bulunmak caiz değildir.
Dolayısıyla bu yönde yapılacak bir adak geçersiz
olur.
Ancak kişi türbenin bulunduğu yerde Allah rızası için kurban kesip
civarında bulunan kimselere ikram etmeyi amaçlıyorsa yaptığı adağı geçerlidir.
Ancak bu kişi adağını başka yerde keser ve fakirlere dağıtır. Yukarıdaki amacın
aksine, yaptığı adak türbede medfun bulunan kimseyi yüceltme maksadı taşıyorsa yaptığı
iş haram olduğu gibi bu amaçla kestiği hayvanın eti de yenmez.
KURBANLIK HAYVANLA
İLGİLİ KUSURLAR NELERDİR?
1. Kurban edilecek
hayvanlar hangi nitelikleri taşımalıdır?
Kurban edilecek hayvanın sağlıklı, organları tam ve besili olması, hem
ibadet açısından hem de sağlık bakımından önem arz eder. Bu nedenle, kötürüm
derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzlarının biri
veya ikisi kökünden kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve memelerinin yarısı
kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz. Ancak,
hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, yemini bulmasına engel olmayacak derecede şaşı veya topal olması, hafif hasta, bir kulağı delik
veya yırtılmış olması, memelerinin yarıdan daha azının olmaması kurban
edilmesine engel değildir. Bunun yanında kesileceği yere gidemeyecek derecede topal
olan hayvanlar da kurban edilemez.
Buna göre hayvanın değerini düşürücü nitelikteki kusurlar kurbana engeldir.
Şâfiî mezhebinde, genel olarak yukarıda sayılan kusurlardan birinin
bulunması, bir hayvanın kurban olmasına engel teşkil ettiği gibi, uyuz olan
hayvanlar ile yem yemesini engelleyecek derecede dişlerinin bir kısmı dökülmüş
olan hayvanların da kurban edilmesi caiz değildir.
2. Kurbanlık hayvanların
yaşlarında aranacak olan asgari sınır nedir?
Kurbanlık hayvanların yaş sınırı, Hz. Peygamberin sünneti ile tespit ve
tayin edilmiştir.
Buna göre kameri yıl esasına uygun olarak devede 5; sığır ve mandada 2;
koyun ve keçide ise 1 yaşını doldurma şartı aranır. Bunun yanında 6 ayını
tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olması hâlinde kurban edilebilir.
Koyunlardaki bu istisna bizzat Hz. Peygamber tarafından yapılmıştır. Buna göre
deve, sığır ve keçinin, koyuna kıyaslanarak besili olması hâlinde söz konusu yaşları
doldurmadan kurban olabileceği söylenemez.
Nitekim bir yaşına varmamış ama yetişkin olan oğlağını kurban etmek isteyen
bir kimseye Hz. Peygamber, “Bu sadece sana mahsustur. Senden sonra başkası için
yeterli olmaz.” (Buhârî, Edâhî, 8) buyurmuştur.
3. Sığırların iki yaşına
gelmeden kurban edilmesi caiz olur mu?
Kurbanlık hayvanların yaş sınırı, Hz. Peygamberin sünneti ile tespit ve
tayin edilmiştir.
Buna göre kameri yıl esasına uygun olarak devede 5; sığır ve mandada 2;
koyun ve keçide ise 1 yaşını doldurma şartı aranır. Bunun yanında 6 ayını
tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olması hâlinde kurban edilebilir.
Koyunlardaki bu istisna bizzat Hz. Peygamber(s.a.s.) tarafından şöyle
buyurularak yapılmıştır: “Yıllanmış (kurbanlık yaşını tamamlamış) hayvanlardan
kurban kesin.
Eğer bulmakta zorluk çekerseniz bir ceze’a (altı ayını doldurmuş gösterişli kuzu) kesin.” (Müslim, Edâhî, 13)
Bu istisnanın hadiste ifade edildiği şekilde sadece koyunlara mahsus olduğu konusunda İslam âlimlerinin büyük çoğunluğu
görüş birliği içindedirler. Evzâî gibi bazı âlimler ise buhükmün keçi, sığır ve
deve cinsi için de söz konusu olduğunu belirtmiştir.
Günümüzde Evzâî’nin görüşüne uygun olarak bu hükmün başka hayvanlar için de
geçerli olabileceğini savunanlar olsa da bu görüşün kuvvetli bir delili yoktur.
Çünkü kurban kesmek bir ibadettir. İbadetlerde ise akıl/ictihad değil, nakil/nass esastır. Hakkında açık delil bulunan
meselelerde akıl yürütmek söz konusu değildir. Nitekim bir yaşına varmamış ama
yetişkin olan oğlağını kurban etmek isteyen bir kimseye Hz. Peygamber,
“Bu sadece sana mahsustur. Senden sonra başkası için yeterli olmaz.”
(Buhârî, Edâhî, 8) buyurmuştur.
Bu itibarla, gelişmiş olmakla birlikte şart koşulan yaşı doldurmayan
hayvanların, koyun örneğine kıyas edilerek kurban edilebileceği şeklindeki bir
yaklaşım isabetli görülmemektedir.
4. İki yaşını bitirmeyen
ancak kapak atmış olan sığır cinsi büyükbaş hayvanların kurban edilmeleri caiz midir?
Sığır cinsi büyükbaş hayvanların kurban edilebilmesi için en az iki kamerî
yaşlarını bitirmeleri gerekir.
Buna göre iki yaşını bitirdikleri kesin olarak bilinen sığır cinsi büyükbaş
hayvanların dişlerinin kapak atmaması, bu hayvanların kurban olmalarına engel
olmaz. Yine dişleri kapak attığı hâlde henüz iki kamerî yaşını doldurmamış olan
büyükbaş hayvanlar da kurban olarak kesilemezler.
Ancak doğumu kesin olarak bilinmeyen sığır cinsi büyükbaş hayvanlar için
kapak atma denilen iki ön dişin çıkması, o hayvanın kurban edilebilmesi için
bir ölçü olarak kabul edilebilir.
5. Kulağı kesik veya
delinmiş hayvanlar kurban olur mu?
Bir hayvanın kurban edilebilmesi için o hayvanda insanlar arasında kusur
sayılan ayıplardan birinin bulunmaması gerekir. Hz. Peygamber(s.a.s.),
kurbanlıkların göz ve kulaklarının sağlam olma
7. Kısırlaştırılmış
hayvanlar kurban edilebilir mi?
Çeşitli amaçlarla kısırlaştırılmış veya hadım hâle getirilmiş hayvanlar
kurban olarak kesilebilir. Bu durum kurban açısından herhangi bir eksiklik
oluşturmaz.
8. Memeleri kusurlu olan
hayvan kurban edilebilir mi?
Hayvandan beklenen bir menfaati tümüyle yok eden veya hayvanın güzelliğini
ortadan kaldıran kusurlar, onun kurban olmasına engeldir. Buna göre ister
doğuştan ister sonradan memelerinin yarısı olmayan hayvan kurban olmaz. Aynı
şekilde bir hastalığa dayalı olarak memelerinin yarısının sütü kesilen hayvan
da kurban olmaz. Fakat bir hastalığa bağlı olmaksızın sütü kesilen hayvanın
kurban edilmesinde bir sakınca yoktur.
9. Doğuştan boynuzu
olmayan veya boynuzları kırık olan ya da doğumdan sonra boynuzları elektrikle
köreltilen hayvanlar kurban olarak kesilebilir mi?
Kurbana engel olan ayıplar, hayvanın emsali arasında kıymetini azaltan
kusurlardır.
Zararsız şekilde ve daha iyi gelişmesi maksadıyla boynuzlarını özel olarak
yapılan ameliyelerle köreltmek, hayvanların kıymetini düşüren ayıplardan
değildir.
Bu itibarla, doğuştan boynuzsuz hayvanların kurban olarak kesilmesi caiz
olduğu gibi, küçükken yapılan müdahale ile boynuzları kesilerek, elektrik veya
kimyasal yolla boynuzu yakılarak ya da benzeri işlemlere tabi tutularak boynuzsuzlaştırılan
hayvanların kurban olarak kesilmesinde de bir sakınca yoktur.
10. Kesimden önce kusuru
tespit edilemeyen bir hayvanın, kurban edildikten sonra hasta olduğunun
anlaşılması ve etinin yenilmeyeceğine dair uzmanlarca karar verilmesi halinde,
kurban dinen geçerli midir?
Bir hayvanın kurban edilebilmesi için o hayvanda örfe göre kusur sayılan
ayıplardan birinin bulunmaması gerekir. Satın alınırken kurbana engel bir
kusuru olan hayvan kurban olarak kesilemez. Hayvan kusursuz olarak satın alınıp
da alıcının elinde iken kurban olmaya engel bir kusurun ortaya çıkması halinde,
kişi zenginse ayıbı olmayan başka bir hayvan alıp keser. Yoksulsa yeni bir
hayvan alıp kesmesine gerek yoktur.
Kurbanlık hayvanın hasta olduğu kesildikten sonra ortaya çıkmış ve sağlık
sebebiyle etinin imha edilmesi gerekmiş ise, bu durumda kurban ibadeti yerine
getirilmiş olur. Bununla birlikte kurban kesiminden sonra satıcıya rücu edilip
kurban bedelinin geri alınması halinde alınan bedel tasadduk edilir. Şayet kurban
bedeli satıcıdan geri alınamamışsa, kişinin yeniden bir kurban kesmesi gerekmez.
11. Kurbanlık
hayvanların gebeliğinin önlenmesi caiz midir?
Kurbanlık veya etlik olarak beslenen hayvanların gebe kalmalarının
önlenmesi, hayvan için kurbanlık olması açısından ayıp sayılmıyorsa ve
insanların yararına bir menfaati gerçekleştirmeye yönelik ise, bunda bir sakınca
yoktur.
Ancak kurbanlık için hazırlanan hayvanların mevcut gebeliklerinin
sonlandırılması fıtrata müdahaledir. Hayvanlara karşı şefkatli davranılması
gibi ilkeler de düşünüldüğünde mevcut gebeliklerinin sonlandırılması dinen uygun
görülemez.
12. Gebe hayvanın kurban
edilmesi caiz midir? Kurbanlık hayvanın kurban edilmeden önce doğurması durumunda
ne yapılmalıdır?
Gebe hayvanların kurban olarak da etlik olarak da kesilmesi uygun değildir.
Ancak kesilmesi durumunda da kurban ibadeti yerine gelmiş olur. Kurban edilmek
üzere belirlenen gebe bir hayvan kurban edilmeden yavrulayacak olursa iki yol
izlenir: Ya o yavru da annesiyle birlikte kesilir, fakat sahibi etini yemez, yoksullara
verir. Yerse kıymetini sadaka olarak vermelidir. Ya da kesilmez ve yavrunun
kendisi ya da değeri fakirlere sadaka olarak verilir. Yavru, anne rahminde iken
anne kesilirse, bu yavrunun etinin yenilip yenilmeyeceği konusu fukaha arasında
ihtilaflıdır. Bu yavrunun eti İmam Ebû Hanîfe’ye göre yenilmez, İmam Şâfiî, Ebû
Yûsuf ve Muhammed’e göre yaratılışı tamamlanmışsa yenilir.
13. Sun’î tohumlama
yoluyla üretilen hayvanların kurban olarak kesilmesinde bir sakınca var mıdır?
Hayvan neslini ıslah etmek ve verimini artırmak amacıyla bir hayvana kendi
cinsi olan başka bir hayvandan sun’î tohumlama yapılmasında dinen bir sakınca
olmadığı gibi, bu yolla üretilen bir hayvanın kurban edilmesinde de sakınca
yoktur.
DİŞİ HAYVANLARIN KURBAN OLARAK KESİLMESİ CAİZ Mİ?
Malî ve sosyal nitelikleri bir arada bulunduran kurban ibadeti, Yüce
Allah’a karşı olan teslimiyeti ve kulluğu ifade etmektedir. Toplumda birlik,
kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu diri tutan bu ibadetin çerçevesi, Kur’an-ı
Kerim’in yanı sıra Hz. Peygamber’in (s.a.s.) söz ve uygulamalarıyla
belirlenmiştir.
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kurban ibadeti hususunda doğrudan veya dolaylı
olarak açıklama mahiyetinde birçok söz ve uygulaması olmuştur. Bu söz ve
uygulamalara bakıldığında deve, sığır gibi büyükbaş hayvanlarla koyun,keçi gibi
küçükbaş hayvanların belirli şartları taşımaları durumunda erkek olsun dişi
olsun kurban olarak kesildikleri görülmektedir. Ancak İslam âlimleri bu söz ve
uygulamalar ışığında kurbanlık hayvanın kesiminde dişi ve erkek cinslerinden
hangisinin daha faziletli olduğu hususunda farklı görüşler ortaya koymuşlardır.
Mâlikî ve Şafiî mezhebi âlimleri kurbanlık hayvanlarda genel olarak erkek cinsini dişi cinsine göre faziletli görmektedirler. Hanefî mezhebi âlimleri ise koyunda
erkek, keçi, deve ve sığırda ise dişi cinslerinin daha faziletli olduğunu ifade
etmişlerdir. Ancak her iki görüş sahiplerinin gerekçelerine bakıldığında bunda, yaşadıkları zamanın şartları/ihtiyaçları,hayvanın etinin fazlalığı,
lezzeti ve kalitesi ile ilgili değerlendirmelerin etkili olduğu görülmektedir.
Nitekim kurbanlıklarda dişi hayvanların kesilmesinin daha faziletli
olduğunu ifade eden görüş sahipleri, etinin daha fazla ve kaliteli olacağı
gerekçesiyle gerek koyun cinsinden gerekse keçi cinsinden olsun burulmuş olan
erkek hayvanın dişisinden daha faziletli olacağını dile getirmişlerdir. Yine
kurbanlık hayvanlarda genel olarak erkek cinsinin tercih edilmesini faziletli
kabul eden görüş sahipleri, birtakım sebeplerle erkek hayvanın etinin kalitesi düştüğü
takdirde, hiç doğum yapmamış dişi hayvanın kurban edilmesinin daha faziletli olacağını
belirtmişlerdir. (Bkz. Kâsânî, Bedâi,V, 80; Ramlî, Nihâye, VIII, 133; Desukî,
Haşiyetü’d-Desukî, II,121; İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, VI, 322; Vehbe Zuhayli,
Mevsuatü’l-Fıkhi’l-İslami ve’l-Kadâya’l-Mu’âsıra, III, 613, Daru’l-Fikr’l-Muasır, Beyrut, 2013)
Bütün bu görüşler delilleriyle birlikte değerlendirildiğinde bu meseleye
genellikle içinde bulunulan şartlar, etin çokluğu, lezzeti ve kalitesi
bağlamında yaklaşıldığı, dolayısıyla konunun ictihadî bir mesele olduğu ortaya çıkmaktadır.
Söz konusu bu görüşler, kurban ibadetinin özüyle ve onun değişmez
esaslarıyla ilgili olmayıp toplum menfaatini gözetme ve Yüce Allah’a en iyi
hayvanı kurban etme hassasiyetinin bir sonucu olarak sâdır olmuştur.
Günümüzde de benzer bir bakış açısıyla farklı görüşlerin ortaya konulması
ve farklı tedbirlerin alınması tabiidir.Nitekim benzer tedbirlerin Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde de alındığı görülmektedir. İbn
Abbas’ın naklettiğine göre bir dönem develerin azalması üzerine Hz. Peygamber
sahabilere sığır kesmelerini emretmişti. (İbn Mâce, “Edâhî” 5.)
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bu uygulaması, kurbanlık seçiminde,
sosyo-ekonomik şartların, kurbanlık hayvanların sayısal ya da niteliksel olarak
o andaki özel durumlarının dikkate alınması gerektiğini ve hayvancılık
politikası açısından bazı tedbirlerin alınabileceğini göstermesi açısından önem
arz etmektedir.
Sonuç olarak kurbanlık hayvanın erkek veya dişi olması, kurbanın geçerlilik
şartları arasında yer almamaktadır. Hangisinin kesiminin daha faziletli olduğu
hususu ise içinde bulunulan şartlar/ihtiyaçlar, etin çokluğu, lezzeti ve
kalitesi bağlamında tartışılmıştır.
Dolayısıyla günümüzde de toplumun menfaati dikkate alınarak hayvan neslinin
korunması,dişi hayvanların kurban edilmesinden kaynaklanan maddi kaybın
önlenmesi gibi maslahatlar da gözetilerek dişi hayvanların kurban edilmesinin
kısıtlanmasında dinî bir sakınca bulunmamaktadır. Bu itibarla dişi hayvanların
kurban edilmesinin hayvan üretimine zarar vermesi halinde kurban kesiminde erkek
hayvanların tercih edilmesi dinen de uygun olur.
Kaynak: www.diyanet.gov.tr
kurban nedir, neden kurban keseriz, kurbanın dini dayanağı, kimler kurban kesmeli, kurban eti ve derisi nasıl değerlendirilmeli, kurbanlık hayvanın özellikleri, kurbanda hisse, kurban nasıl kesilir