Yazı Duyurusu

Menu

Browsing "Older Posts"

Browsing Category "ayrılık sözleri"

CEMAL SAFİ SÖZLERİ

20 Ekim 2020 Salı / No Comments
acer sözler, altın sözler, aşk şiirleri, aşk sözleri, cemal safi şiirleri, en güzel aşk şiirler, cemal safiden aşk sözleri,  hüzünlü sözler, hüzünlü şarkılar, cemal safi sözleri, hüzün sözleri, ayrılık sözleri,
acer sözler, altın sözler, aşk sözleri, aşk şiirleri, ayrılık sözleri, cemal safi sözleri, cemal safi şiirleri, cemal safiden aşk sözleri, hüzün sözleri, hüzünlü sözler, 
Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, 
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!
Cemal Safi

*
Ufuklarda hüzün var.
Sabahı ümitle bekler insan.
Gecenin karanlığından kurtulmaktır sabah.
*
Zifiri karanlık gibi çöken hüzün,
sanki sabahın ışıkları ile dağılıp gidecekmiş sanırsın.
*
Uzaklardan gelen 'Sabahın şerri, gecenin hayrından hayırlıdır'
sözü yankılanır kulaklarında.
*
Her gecenin bir sabahı vardır ve o sabah mutlaka gelecektir.
Gelen her sabah ümit ışıkları ile doğar.
Belki de öyle olmasını isteriz.
*
Sabah aydınlıktır, geleceğe dair ümittir.
Seninle birlikte.
Ya sen sabahla birlikte gelmezsen.
Akşam da, sabah da seninle güzel...acer
*
CEMAL SAFİ'DEN EN GÜZEL AŞK SÖZLERİ

acer sözler, altın sözler, aşk şiirleri, aşk sözleri, cemal safi şiirleri, en güzel aşk şiirler, cemal safiden aşk sözleri,  hüzünlü sözler, hüzünlü şarkılar, cemal safi sözleri, hüzün sözleri, ayrılık sözleri,

Her akşam kaybolup gün batışında,
Beni arıyorum senin dışında,
Hasta kalbim hala her atışında,
Her nefeste seni sorup dururken...
Cemal Safi

*

Masal kitaplarına benzedi artık zamane aşkları..
Okuması çok güzel ve zevkli; ama inanması bir o kadar zor.

*

Aşk zordu senin için, basit olanı seçtin ve gittin.
Zamanla anladım ki; zor olan ben değildim, basit olan sendin.

*

Aşkımın ahıyla tutulur yakan, 
Alıcı kuş kadar sürmez fiyâkan. 
Senin de gözünü yaşlı bırakan, 
Senin de boynunu büken bulunur.

*

Aşkınla ne garip hallere düştüm!
Her şeyim tamam da bir sendin noksan!
Yağmur yaş demeden yollara düştüm
İçim ürperiyor ya evde yoksan!

*

Ateşli bakışlara bağla umutlarını
Ben güzele doymuşum, gözüm gönlüm aç değil.
Rahmet bekleyenlere götür bulutlarını
Gönlüm aşkın deryası yağmura muhtaç değil.

*

Ayağımda çarık elimde âsa
Sana geleceğim mutlaka bir gün
Aşktan kutsal mıdır medeni yasa
Senin olacağım mutlaka bir gün.

*

Ben Allah’tan sonra seni överim
Seninle var oldu benim değerim
Senden başkasını nasıl severim!
Almıyor sultanım, aklım almıyor.

*

Bırak!
Ölümlü bedenlerde ölümsüz aşk arama
Hayat cömert olsaydı zaten
Çıplak gelmezdik dünyaya!

*

Dönme, günahkâr ruhum ömrümce yaslı kalsın
Yüzüme bahtım kadar gülme Allah aşkına!…
Dönme ki meyhaneler hicrinle süslü kalsın
Aldırma imdadıma, gelme Allah aşkına!.

*

Gerçek aşk şans oyunları gibi.
Hayali bile mutlu edebiliyor insanı;
Fakat tutturabilene aşk olsun.

*

Gün battı batacak hafif rahmet var.
Gözüme görünen bir alamet var.
Bu aşkta bir hikmet bir keramet var.
Sen bana iş işten geçerken geldin.
Son fırsat elimden kaçarken geldin.
Ezan çiçekleri açarken geldin.

*

Hiç şansın kalmadı dönsen de geri
Yitirdin verdiğim bütün değeri
Aşkına emanet ettiğim yeri
Bu kadar kırmasan ne kaybederdin?

*

Kaç gönülden geldim geçtim
Sayamadım sayamadım
Kaç buseden aşkı içtim
Doyamadım doyamadım…


acer sözler, altın sözler, aşk şiirleri, aşk sözleri, cemal safi şiirleri, en güzel aşk şiirler, cemal safiden aşk sözleri,  hüzünlü sözler, hüzünlü şarkılar, cemal safi sözleri, hüzün sözleri, ayrılık sözleri, 

AĞLATAN SÖZLER

14 Eylül 2017 Perşembe / No Comments
ağlatan sözler kısa, acıklı sözler kısa, ağlamalı sözler, acı sözler, gözyaşı sözleri, ayrılık sözleri, üzücü sözler, üzüntü verici sözler, can acıtan sözler,

Bazı sokɑkIar, yanlış şehirlere ait. Biz, bugün de karşılaşamadık.
*
Ben tüm acıIarımı yalancı bir gülüşe ve ben iyiyim sözüne sɑkladım.
*
Hayallerimiz hep görücü usulü oldu. Geldiler, gördüler, aldıIar ve gittiler.
*
Güldürmedin yüzümü, hep ağladı gözlerim. ağlamɑk bir şey deqil, yɑktı beni sözlerin.
*
Seni özlüyorum. Ama bensiz daha mutluysan, kavuşmɑk istemem.
*
Hɑkkını helal et gençliqim, deqmeyecek kişiler için seni mahvettim.
*
Çok sevmiştim seni. Anam gibi sevdim, kardeşim gibi sevdim, yarim gibi sevdim, ama sen kimsesiz bırɑktın beni.
*
Sevgilinin yokluqundɑki gecelerde, gözkapɑkIarının altına küçük iqneler gizlenir. Gözlerini yumdukça batar, battıkça acıtır, acıttıkça uyutmaz.
*
Sen giderken arkandan baqırasım geldi; bugünümü, yarınımı, umutIarımı, uykuIarımı götürüyor diye.
*
Gariptir insanoqlu; Aynı espriye defaIarca gülmez ama aynı acıya defaIarca aqIar.
*
Bana aşkı anlatmaya uqraşma, çünkü bu benim işim; onun yeri geldiqi zaman ne kadar vefasız olduqunu yazmɑk.
*
Hıçkıra hıçkıra ağlattın ya beni, ölsemde unutmam seni!
*
Çok sonra fark ediyorsun; huzur verdiqini sandıqın şeylerin seni aslında tüketme noktasına getirdiqini.
*
Giderken hɑkkını helal et dedin ya, kalsan ömrümü feda edecektim!
*
Şimdi senden kalan bir fotoqraf karesine bɑkıp, mutlu olduqumuz günlere gidiyorum.
*
ağladıktan sonra gider aynaya bɑkarsın, aslında olanIara deqil de haline üzülürsün.
*
ağlamɑk zor deqil. Kimse duymasın diye nefesini tutarɑk aqIarsın ya, işte o çok zor!
*
Her gece bir hayal kuruyorum ve hiçbiri gerçekleşmemek üzere yok oluyor.
*
Oturup ağlamazdım, yüreqim dolmasaydı.
*
Önceleri seni düşünürken gülüyordum, gülümseme eksik olmuyordu yüzümde! Şimdilerde seni düşünürken aqlıyorum.
*
Sana bi kere sarılamadan, kokunu içime çekemeden ölürsem eqer gözlerim acık gider be yarim.
*
Artık ağlayacɑk bir omuz bile yok. Kaç kere gözlerin dolduysa, hep hırkamın koluna sildim.
*
Seni gördüqüm ilk anı hatırlıyorum, ve hiç durmadan aqlıyorum.
*
ağlayan gözlere deqil, ağlatan kalbine sor.
*
Eskiden karanlıkIardan ve yaqmurIardan korkardım şimdi ise yaqmurIar gözyaşım oldu, karanlıkIar ise sırdaşım oldu.
*
Bazı pislikler; tadını çıkaramadıqı kızIarın adını çıkarır!
*
ağlayacɑk bir omuz bile yok. Kaç kere gözüm dolduysa hırkamın koluna sildim hep.
*
Kimine git dersin deqerli olursun, kimini canından çok seversin gereksiz olursun.
*
Senin de sevdiqini sanmıştım. Ya da öyle olmasını istediqim için, kendimi buna inandırmıştım.
*
Sen kalmaya bir neden bulamadın ya, ben ölmeye ne bahaneler bulurum şimdi.
*
Dün mahkememiz vardı, senin gözlerinle benim kalbim arasında. Senin gözlerin serbest kaldı, benim kalbim ise bir ömür boyu seni sevmeye mahkum edildi.
*
Senin olanın yokluqu, bir alev gibi yɑktı mı hiç seni?
*
Hayallerimin suya düşeceqini bilseydim onIara yüzmesini öqretmezdim.
*
Bazen sadece seninle konuşsun istersin. Ama o herkesle konuşur, sana susar.
*
Mızıkçılık yapmadan, oyununun kuralına uyup, yalanIarına inanıyormuş gibi yaptım. Devam etmiştim beni sevdiqine inanmaya.
*
Yüreqim hep gururuyla övündü. Burada gidene dur denilmiyor!
*
Seni destursuz sevmenin bedeliymiş yalnızlık. Şimdi kelimelerin ucunda üşüyorum!
*
Gelmediqin her gün bir yaş kopuyor şimdi gözlerimin tɑkviminden.
*
Kim vurduya gitti hayallerim; Sırtından vurduqun düşlerim, sɑklanıyor artık yüreqimde.
*
Nasıl da canımı acıtıyor anlatamam, işlevini yitirmiş özne gibi durmɑk cümlende.
*
Birbirimizi baqışlayacɑk, birbirimize yeni sözcükler bulacɑk, ölmeden önce yeniden görüşüp konuşacɑk yaşa gelmedik mi?
*
Sen de yoksun zaten. Muhabbetin anası, sohbetin babası ölmüş gibi işte. Kelamım sensiz hem yetim, hem öksüz kalmış gibi.
*
Farklıydık biz! Benim sevdikçe sevesim gelirdi. Onun sevildikçe gidesi.
*
Susmɑk Yalnızlıqın ana dilidir, şiirdir. Beni konuşmaya zorlama ne olur.
*
YalanIarını, gerçeklerinden ayıramayacɑk kadar çok sevdim seni!
*
Dilsiz olur bazı yaraIar. OnIar sahibini asla söyleyemez.
*
Yüzlerce yaş bir seni getirmiyor. Ama bir sen, yüzlerce yaşı söküp götürüyorsun benden.
*



Bu yazı, ağlatan sözler kısa, acıklı sözler kısa, ağlamalı sözler, acı sözler, gözyaşı sözleri, ayrılık sözleri, üzücü sözler, üzüntü verici sözler, can acıtan sözler, ile ilgilidir.

NASIL SEVMELİYİZ?

6 Ocak 2017 Cuma / No Comments
altın sözler, aşk, ayrılık sözleri, gönül gözü, gönülden sevenler, göz, hz mevlana sözleri, mesafeler, mevlana sözleri, nasıl sevmeliyiz, resimli mesajlar, risalelerden, allahtan başkasını sevmek caiz mi,

Vedalar;
gözüyle sevenler içindir.
Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz...Mevlana
*
Mesafeler sevenler için önemsizdir.
Hatta mesafeler artıkça sevgi de artar.
Aşk olur, sevda olur.
Gönülden sevenler için...

*

NASIL SEVMELİYİZ?

Allah'dan başkasını sevmek caiz midir? Leyla ile Mecnun'un yaşadıkları aşkı gören Allah, buna karşı nasıl bir tutum içinde olur?.. İnsanların kalbine bu derin aşkları koyan Allah değil mi?

Evet, insanların içine bu sevgiyi koyan Allah'tır. Ancak her duygunun nerede ve nasıl kullanılacağını da bize bildirmiştir. 

Bu duyguları asıl sahibi olan Allah'a verdikten sonra o zaman Allah adına Onun mahlukatını sevmek de ibadet olur. Bize verilen duyguları yanlış yerde kullanmak doğru değildir. Ancak bazen mahlukata aşık olanların, zamanla gerçek aşkı bulup Allah'a ulaştıkları sonra da her şeyi Allah adına sevdikleri olmuştur. 

Aşk, fart-ı muhabbet demektir. Muhabbet, bilmenin ve tanımanın veyahut mutlak kemale muttali olmanın; karşı tarafta da kemal, cemal -mecazi aşk açısından- melahet, müşakele gibi hususların bulunmasıyla bazen meydana gelen insandaki fıtri bir haldir.

İnsan, tanımadığını ve bilmediğini sevmez; sevebileceğini tanıyıp bilirse sever. Kafirlerin Allah’ı sevmemesi ve Rasulü Ekrem (asm)’e karşı saygısız olmaları, tanımama ve bilmemeden kaynaklanmaktadır. 

Muhabbetin ifrat derecesine aşk denir. Normal muhabbette olmasa da aşkta bazen muvazenesizce tavırlar görülebilir. Bir diğer manada aşk, mahbubundaki kusurları görmemezlik, gözüne ondan başka hayalin girmemesi ve onu her şeyin ve herkesin üstünde kabul etme halidir. Mesela kişinin, güneşin güzelliğini mahbubunun güzelliği yanında sönük görmesi, “Mahbubum benim yanımda olursa cennetin hurilerini istemem” demesi veya “Cennet başkalarının olsun. Bana mahbubum yeter...” gibi iddialar, aşık mırıltıları ve mecazi aşk açısından da akıl ve mantıkla telif edilemeyecek pervasızca iddialardır. İşte bu aşktır ki, Mecnun’u sahraya salmış ve Ferhat’ı da koca dağı delme macerasına itmiştir. 

Allah’tan başkasına -ne olursa olsun- gönül vermek, onu sevmek, aşık ve müptela olmak mecazi aşktır. Mesela Mecnun’un, Ferhat’ın ve Zeliha’nın muhabbeti, birer mecazi muhabbettir. Bir de fart-ı muhabbetin fıtri garazsız, ivazsız olanı vardır ki, buna da anne ve babada bulunan şefkati misal verebiliriz. Esasen şefkat, Allah’ın Rahman ve Rahim isimlerinden gelmektedir. Allah’ın insanlara ve mahlukata karşı olan mukaddes ve münezzeh sevgisinin, değişik malul yanlarıyla insanlarda olanına şefkat denir. 

Evet, Mabud-u Mutlak’tan gayrıya gönlün kaptırılması, sevilip aşk u alaka gösterilmesi mecazi aşktır. Hakiki aşk ise gönlün Allah’a verilmesi ve Allah’ın deli gibi sevilmesidir. Burada hemen şunu da ifade etmeliyim ki, Allah’ı sevmek, bir paye meselesidir. Müminler, Rasulü Ekrem (asm)’i severlerse, müminlik mertebesinde, daha doğrusu müminlikteki muhabbet mertebesinde önemli bir noktaya ulaşmışlar demektir. Fakat bu, en kamil mertebe değildir. Mesela Rasulü Ekrem (asm)’i andığınız zaman kararınız kalmayabilir; ama bu zirvenin ötesinde bir de şahika vardır. Rasulü Ekrem (asm)’i, O’na ait hatıraları ve Ashab-ı Kiram’ı sevme mertebesi, muhabbetin ilk mertebelerindendir. Çünkü bunlar beşeri kıstaslarla anlaşılan, duyulan, takdir edilen ve ölçülen şeylerdendir. Demek ki, sizin kabınız hissedilen şeyleri ölçüp değerlendirerek size bir fikir verebiliyor. Siz bu fikirle o mahbubu gönülden seviyorsunuz. Onun halkasına tam girip ve onun gözüyle ötelere, ötelerin de ötesine bakınca, aşk u muhabbetinizde daha derin lahuti bir buuda ulaşıyorsunuz. 

Allah’ı sevmek, her türlü alakanın ötesindedir. Bu sevgiyi vicdanında biraz olsun hisseden neler neler duyar. Cenab-ı Hakk’ı sevmenin başladığı andan itibaren her sevgi dolaylılık rengine bürünür. Ayrıca Allah’ı sevdiğiniz nispette masivaya karşı aşk u alakanız yavaş yavaş küsuf tutmaya yönelir. Siz artık her şeyi O’ndan dolayı sevmeye başlarsınız. Mesela Hz. Ali (ra)’yi, damad-ı Rasulullah (asm), O’nun Haydar-ı Kerrarı, Şah-ı Merdanı, muharebe meydanlarının kükreyen aslanı olduğu için seversiniz. Allah’ı sevme zirvesine ve şahikasına yükseldiğiniz zaman Rasulü Ekrem’i Allah’ın elçisi olduğu için seversiniz. O’nun karşısında yeri, konumu ve risaletini daha iyi görüp okudukça bu derinlikten ötürü sevgi bir hayranlığa dönüşür. Bu bir zevk ve hal meselesidir. Bunu tadan bilir; tatmayan bilmez. (Eski Erzurum müftüsünün ifadesiyle “men lem tadmaz lem bilmez.” O, “Men lem yezuk lem ya’rif - Tatmayan bilmez” sözünü yarı Arapça yarı Türkçe bu şekilde ifade ederdi.) 

İnsanın Allah’ı sevmesi iyi bir şeydir. Hususiyle insan, vicdan sistemiyle Allah’ı tam bilebiliyorsa O’nu delice sever. Çünkü sevginin biricik mahalli vicdandır. Vicdanın rükünlerinden biri olan zihin bildirir, latife-i Rabbaniye gösterir, irade O’nun muradına yönlendirir, akıl, sevgi esbabı üzerinde muhakeme eder, yürek ona önemli derinlikler kazandırır. 

Bir insan, bütün bütün mecazi aşkla meşbu ve aşk-ı hakikiden mahrumsa, mutlak bir şeyler yapılarak onun yüzü hakiki aşka döndürülmelidir. Bu, fani mahbubların fena ve zevalini göstermek suretiyle, onların içlerinde Baki-i Hakiki ve beka arzusu uyararak.. iman ve marifet hususunda derinleştirerek.. sözü-sohbeti hep evirip çevirip O’nunla irtibatlandırarak.. kalbin kiri-pası sayılan günahlardan, hatalardan uzak durarak Hak’la alaka kurabilir; alakasını güçlendirerek her şeyden elini eteğini çekip “La uhibbu’l-afilin - Ben, batıp gidenleri sevmem.” (En’am, 6/76) “Baki bir yar isterim” deyip O’na yönelebilir.

Hz. İbrahim (aleyhissalatu vesselam) gibi yıldız, ay, güneş hepsini tulu’, gurub ve mahiyetleriyle okur, bunların zeval bulup gitmelerini, bir doğup bir batmalarını ve batıp giden bu şeylerin kalbin alakasına değmediğini haykırır, herkese duyurur. Zaten bunlar, camid ve cansız nesnelerdir; ne insanı duyar ne dinler ne de ihtiyaçlarına cevap verebilirler. Oysaki insan, öyle birine yönelmeli ki, her zaman O’nu görsün, duysun, dinlesin ve isteklerine cevap versin. Hatırat-ı kalbimi bilsin, dualarıma icabet etsin.. dünyevi-uhrevi taleplerimi yerine getirsin.. yalnızlığımı giderip bana enis olsun.. ebed arzularıma cevab-ı savap verip gönlümü şad etsin.. benim gibi bütün dost, ahbab, yaran ve yakınlarımı da abad etsin.. Evet, bana işte böyle bir Mabud, Sevgili, Yar-ı vefadar ve her halime nigehban bir Dost lazım. Öyleyse bana aşk u alaka kurmak gerekir. 

Molla Cami, bu hususu anlatırken, “Sadece biri sev, başkaları sevmeye değmez. Çünkü görünmüyorlar. Biri iste, başkaları istemeye değmez. Çünkü derde derman olamıyorlar. Biri söyle, başkalarını söylemek fuzulidir. Çünkü senin işine yaramaz.” demek suretiyle hakiki aşkın Allah’a karşı olan aşk olduğunu, insan Allah’tan gayri neye gönlünü verirse versin, bunların içinde bir burkuntu ve üzüntü bırakıp gideceğini vurgular ki, bu, herkesin meşk edip tekrarlaması icap eden bir husustur. 

Hülasa-i kelam, fani ve zail şeyler, gelip gidişi ile kalbin alakasına değmediğini göstermekte ve hakiki mahbub arıyan gönle “Allah sevilmelidir” ihtarını yapmaktadır.
Kaynak : Sorularla İslamiyet





altın sözler, aşk, ayrılık sözleri, gönül gözü, gönülden sevenler, göz, hz mevlana sözleri, mesafeler, mevlana sözleri, nasıl sevmeliyiz, resimli mesajlar, risalelerden, allahtan başkasını sevmek caiz mi,